Son çare olarak umutsuzca başvurduğu Türkçe, Makedon şoförün başını sallayarak vitesi bire takmasını sağlıyor. Bu, Acıbadem Sağlık Grubu'nun "dünya markası olma" perspektifi doğrultusunda attığı ilk adımda Makedonya'yı seçmesinin isabetli bir tercih olduğunun da göstergesi. 2 milyonu aşan nüfusun yaklaşık yüzde 4'ünü Türklerin oluşturduğu ülkede TAV, Ziraat Bankası, Halkbank gibi Türk kuruluşlarının tabelaları sizi karşılıyor. Aralarında en yenisi ise kent merkezinde LED ekranda yükselen "Makedonya'ya hoşgeldiniz Acıbadem" yazısı.
"Sağlıkta yurt dışına açılırken yerel partner şart" diyen Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, kasım ayı başında Makedonya'nın ilk özel hastanesi olan Sistina ile imzalanan know-how anlaşmasının arka planını açıklıyor. Bu beş yıllık anlaşmayla Acıbadem, 1991 yılından bu yana sağladığı deneyim ve bilgi birikimini Sistina'ya aktaracak. En yeni teknolojilerin kullanımında Sistina ile paylaşıma gidecek ve hastane personeline eğitim verecek 10 yıl önce biz de Harvardla benzer bir anlaşma yapmıştık" diyen Aydmlar'ın grubu bu kez "el alan" değil, "el veren" tarafta. Sistina'nın bünyesinde bulunduğu Orka Holding'in CEO'su ve Yönetim Kurulu Başkanı Jordan Kancev, "Sistina birkaç yıl içinde Acıbadem bünyesindeki hastanelerin standardına yükselecek" diyor ve Aydınlar ile el sıkışmadan önce farklı ülkelerden birçok hastane gezdiğini söylüyor.
11 hastane ve sekiz tıp merkezini yöneten Aydınlar, beş katlı, 67 odalı Sistina'da konuşurken heyecanlı. Bunun nedeni, attığı adımın aslında yeni adımların başlangıcı olması. "Sistina, Türkiye dışında ilk işbirliğimiz" diyen Aydınlar'ın söyledikleri net: "Birkaç ay içinde Acıbadem'i başka ülkelerde de göreceksiniz." Kuzey ve güneydeki yakın coğrafyayı adres gösteriyor.
Aydınlar'ın akılcı stratejisinde bir kez daha, doğru zamanda doğru açılım... Spordaki sponsorlukları, sigortadan catering ve temizlik hizmetine kadar entegre sağlık hizmeti vermesi ve kurduğu üniversite sayesinde Acıbadem'i bir marka haline getirmeyi başaran Aydınlar, kurumu için şimdi yeni bir açılım gerektiğinin farkında. "Acıbadem, belli bir gelir seviyesinin üzerine hitap ediyor. Onlar için de Türkiye'de artık yeterince hastane var" diyen Aydınlar'ın sözleri, yurt dışına açılmanın salt hülyalı bir yaklaşım olmadığını da yansıtıyor. Yurt dışından gelen hastalardan 30 milyon dolar gelir elde eden grup, toplam cironun yüzde 6-7'sine denk gelen bu miktarı daha da artıracak gibi gözüküyor.
Aydınlar'ın attığı isabetli adımlar, kurumun bilançosuna da olumlu yansıyor. Halka açık ilk ve tek sağlık kuruluşu olan Acıbademin 2010 yılı dokuz aylık dönem net kârı 35,17 milyon TL. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 207 artış ifade ediyor. Gedik Yatırım'ın hazırladığı raporda kurumun aktif ve özvarlık kârlılığında sağladığı artışla dikkat çektiği belirtiliyor. Finnet verilerine göre, İMKB 100 endeksi 1 Ocak - 22 Kasım (kapanış) döneminde yüzde 28,59 getiri sağlarken Acıbadem hisselerinin getirişi yüzde 52,87- Açık ki, Aydınlar, Üsküp'e yerleştirdiği "Hoşgeldiniz" tabelasını başka dillerde de yazdırarak, bu performansı daha da yukarıya taşımakta kararlı.
Fortune
