Acıbadem Sağlık Grubundan Yurtdışında İki Hastane

Acıbadem, bu yıl yurtdışından gelen hastalardan elde ettiği ciroyu 50 milyon dolara yükseltmeyi hedefliyor. Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, yakında yurtdışında da iki hastane açacaklarını söylüyor...

ACIBADEM Sağlık Grubu’nun ilk hastanesi, 1991 yılında İstanbul’un Acıbadem semtinde 12 dönümlük bir arazi üzerine kurulmuştu. İlk yıllarda 55 yatak, 4 ameliyathaneyle küçük bir semt hastanesi olarak Acıbadem Hastanesi adıyla hizmet vermeye başladı. 1993’te ise Acıbadem Hastanesi’nin çoğunluk hissesini satın alan Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar yönetime geçti. Böylece hastane için hızlı bir gelişme ve yenilenme dönemi başlamış oldu. Acıbadem Hastaneleri, 2000 yılında çok önemli bir adım daha atarak hisselerinin yüzde 15’ini halka arz etti.

Evet, 1991’de yola küçük bir hastaneyle çıkan Acıbadem, zamanla 11 hastane ve 8 kliniğiyle Türkiye genelinde hizmet veren büyük bir sağlık grubuna dönüştü. Şirketin 1991’deki 610 bin TL olan cirosu ise 2010’da 870 milyon TL’ye ulaştı.

Acıbadem Sağlık Grubu, 2008 yılı ağustos ayında yüzde 69.6 hissesini, Abraaj Capital tarafından yüzde 50’şer hisseyle kurulan Almond Holding’e satmıştı. Bugün şirketin yüzde 92 hissesi Almond Holding’in (yüzde 50’si Mehmet Ali Aydınlar ve Hatice Seher Aydınlar’a, kalan bölümü ise Abraaj Capital’e ait) elinde bulunuyor. Yüzde 6 hisse kuruluşundan bu yana ortak olan küçük hissedarların elinde. Şirketin yüzde 2’si de İMKB’de halka açık durumda...

Acıbadem, son dönemlerde yurtdışından gelen hastalardan önemli bir gelir elde ediyor. Mehmet Ali Aydınlar, geçen yıl bu yolla 30 milyon dolar ciro elde ettiklerini söylüyor. Ardından da bu yıl sağlık turizmi aracılığıyla 50 milyon dolar gelir hedeflediklerini vurguluyor. Aydınlar, “THY’nin uçtuğu her nokta bizim için bu konuda hedeftir. Hatta şimdi ABD’den hasta getirmek üzere de çalışmalarımız var” diyor...

Önce Acıbadem Sağlık Grubu’nun bugün ulaştığı noktayı sizden öğrenebilir miyiz? Kaç hastaneniz, kaç kliniğiniz var?

Acıbadem Kadıköy, Acıbadem Maslak, Acıbadem Kozyatağı, Acıbadem Bakırköy, Acıbadem International Hospital, Acıbadem Fulya, Acıbadem Bursa, Acıbadem Kocaeli, Acıbadem Adana, Acıbadem Kayseri ve Acıbadem Eskişehir olmak üzere 11 hastanemiz var. Acıbadem Bağdat Caddesi Tıp Merkezi, Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi, Acıbadem Etiler Tıp Merkezi, International Etiler Tıp Merkezi, Acıbadem Beylikdüzü Cerrahi Tıp Merkezi, Acıbadem Göktürk Tıp Merkezi, Acıbadem Uludağ Polikliniği ve Konur Tıp Merkezi olmak üzere de 8 kliniğimiz bulunuyor.

Bu yıl ne kadar büyüme öngörüyorsunuz?

Acıbadem Sağlık Hizmetleri yani halka açık olan şirketimiz 2010’da yüzde 56 büyüdü. Bu yıl ise yüzde 30 civarında bir büyüme öngörüyoruz.

Balkanlar’da kurulan hastanelere know how satmaya başladınız. Bu alandaki gelişmeler ne durumda?

Geçen kasım ayının başında Makedonya’nın ilk özel hastanesi olan Sistina ile know how anlaşması imzalamıştık. Bu 5 yıllık anlaşmayla Acıbadem, 1991’den bu yana sağladığı deneyim, bilgi ve birikimini Sistina’ya aktaracak. En yeni teknolojilerin kullanımında Sistina’yla paylaşıma giderek hastane personeline eğitim vereceğiz. Gerçekten orada çok iyi bir çalışma yapıyoruz. Bundan 10 yıl önce Harvard University ile biz benzer bir anlaşma yapmıştık. Yani eskiden biz yurtdışından know how alıyorduk, şimdi sistemi tersine çevirdik. Bu kez “el alan” değil “el veren” taraftayız.

Bu çalışmayla ne amaçlıyorsunuz?

Amacımız Balkanlar’dan başlayarak dünyadaki bilinilirliğimizi artırıp gelir kaynaklarımızı çeşitlendirilmek...

Bu konuda başka ülkelerden de teklifler geldi mi?

Tabii başka ülkelerden de teklifler var. Zaten hedefimiz de yurtdışında gerek know how yaparak gerek yeni hastaneler inşa ederek büyümek. Şu anda bu konuda yakın coğrafyada ilgilendiğimiz iki ülke var. Bu yıl, hatta önümüzdeki 2-3 ay içinde bu da gerçekleşecek. Bunların ikisi de yeni hastane yapımı. Biri 150, diğeri de 50-60 milyon dolar civarında olur. İkisi de genel hastane olacak.

Neden hep genel hastane? İhtisas hastanesi kurmayı düşünmüyor musunuz?

Ben prensip olarak ihtisas hastanesine karşıyım. Evet, belli bir konuda ön plana çıkabilir. Ancak bir hastane insan sağlığıyla ilgili tüm hizmetleri verebilmeli. Örneğin bizim Kozyatağı hastanemiz ‘nörolojik bilimler ve kanser’de, Fulya hastanemiz ‘ortopedi ve sporcu sağlığı’ konusunda ön plana çıkıyor. Ancak bütün hastanelerimiz her branşta hizmet verebilecek genel özelliklere sahip.

Sağlık turizmi diğer bir deyişle yurtdışından gelen hastalar geçen yıl toplam cironuzun ne kadarını oluşturdu? Bu yılki hedefiniz nedir?

Şu anda Acıbadem Sağlık Hizmetleri’nin cirosunun yüzde 5’i sağlık turizminden geliyor. Bu alan çok hızlı gelişiyor. 2010’de bu kapsamda 30 milyon dolar gelir elde ettik. 2011 içinse 50 milyon dolarlık hedef belirledik. Bunu aşabiliriz de. Gerçekten yurtdışından çok ciddi bir taleple karşı karşıyayız. Biz de yeni pazarlara giriyoruz. Bu kapsamda THY’nin uçtuğu her nokta bizim için hedeftir. Hatta şimdi ABD’den hasta getirmek üzerine çalışmalarımız var. Bu alanda trendi tersine çeviriyoruz diyebilirim.

Bodrum ve Ankara Acıbadem ne zaman hizmete girecek?

Her ikisi de 2012’nin ilk çeyreğinde hizmete girecek. Bodrum 22 bin metrekare kapalı alana sahip. Birinci etapta 13 bin 500 metrekaresi hizmete girecek. Şu anda yapımı devam ediyor. Kalan bölüme, işletmeyi açıp gördükten sonra karar vereceğiz. Ankara ise 10 bin metrekare kapalı alana sahip. Ankara 50 milyon, Bodrum ise 25 milyon dolar yatırım tutarına sahip. Yatırımlarımızda özkaynak ve yabancı kaynakları birlikte kullanıyoruz.

Ankara, Bodrum’dan daha küçük. Yatırım tutarı neden daha fazla?

Çünkü Bodrum’da binayı Acıbadem Holding yapıp Acıbadem Sağlık Hizmetleri’ne kiraya veriyor. Ankara’da ise tüm yatırım Acıbadem Sağlık Hizmetleri’ne ait.

Hastaneleriniz açılmadan eleman alımına ve eğitimlerine başladığınızı biliyoruz. Bu kapsamda 2011’de kaç kişiye yeni istihdam sağlamayı planlıyorsunuz?

Evet, hastanelerimiz açılmadan 6 ay önce personelin büyük bir kısmını eğitime alıyoruz. Mevcut çalışan hastanelerimize getiriyoruz. 2010 sonu itibariyle 9 bin 300 çalışanımız vardı. Bu iki yeni hastaneyi de açtığımızda bin 500 kişilik ilave istihdam yaratmış oluruz.

Yurtiçinde bu yıl yeni yatırımlarınız olacak mı?

Fırsatlar çıkarsa her zaman değerlendiririz. Türkiye’de bizim segmentimizde hastane sayısı çok az. Diğer segmentlerle de ilgilenmiyoruz. Biliyorsunuz devlet yeni yer alıp hastane açılmasına izin vermiyor. Ancak bizim segmentte satılan hastane olursa değerlendirebiliriz.

Devletin yeni yer alıp hastane açılmasına izin vermemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sağlık Bakanlığı’nın bu kararı bence çok doğru. Çünkü sektörle ilgisi olan olmayan, sadece bir miktar parası veya binası olanlar bu işe yatırım yapar hale gelmişti. Halbuki ülkemizde yeterli doktor ve sağlık profesyoneli yok. Kıt kaynaklar israf ediliyordu. Yeni yatırımların bir planlama dahilinde yapılması, nüfusun ve o bölgedeki sağlık tesislerinin dikkate alınarak gerçekleştirilmesi daha doğru diye düşünüyorum.

Fenerbahçe yöneticiliğiyle de kamuoyunca yakından tanınıyorsunuz. Aynı zamanda Fenerbahçe bayan voleybol takımının sponsorusunuz. Bu alanda başka planlar var mı?

Evet, gerçekten de öncelikli olarak Fenerbahçe’yle biliniyoruz. Oysa bizim sporun her dalında çok ciddi sponsorluklarımız var. Banvit Basketbol Kulübü, Tofaş Spor Kulübü, Eskişehir Spor Kulübü, Bursaspor, Kayserispor, Beşiktaş Jimnastik Kulübü bunlardan bazıları... Türk Milli Futbol, Türk Milli Basketbol ve Türk Milli Voleybol takımlarının sponsoruyuz. Bireysel sporlarda İpek Şenoğlu, Marsel İlhan gibi tenisçilerin de sponsorluğunu yapıyoruz. Yakında yurtdışındaki spor kulüplerinin sağlık sponsorluklarını da göreceksiniz. İsmini sormayın şu anda söyleyemem. Birkaç ay içinde resmen açıklayacağız.

Yıllık bütçenizin ne kadarını sponsorluklara ayırıyorsunuz?

Yaklaşık yüzde 1.5’ini spora yönelik sponsorluklara ayırıyoruz. Bu yıl da bütçemizden aynı oranı ayırmayı planlıyoruz.

“Halka açıklık oranımızı artırabiliriz”

Acıbadem Sağlık Hizmetleri’nin yabancı ortaklık ve ardından yeni ortakların hisse alımlarıyla İMKB’deki halka açıklık oranı yüzde 15’den 2’ye geriledi. Halka açıklık oranı düşen birçok şirketin aksine Mehmet Ali Aydınlar, “Biz borsadan çıkmak istemiyoruz” diyor. Hatta halka açık bir şirket olarak her an bu oranı artırabileceklerini söylüyor. Aydınlar, borsanın şeffaflık ve disiplin getirerek, ilgilenenlerin kendilerini takip etmesine olanak sağladığını düşünüyor.


İdil Taraklı'nın röportajı
patronlardunyasi.com