Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Balcalı Hastanesi Hemaferez, Kök Hücre ve Kriyoprezervasyon Ünitesi Sorumlusu Doç. Dr. Birol Güvenç, aferez sisteminden damar tıkanıklığı, soba zehirlenmeleri ve dolaşım bozukluğuna kadar birçok hastalığın tedavisinde faydalandıklarını söyledi.
Kene ısırmasına bağlı ölümlü vakaların ülkemizin genel sorunlarından biri olduğunu söyleyen Birol Güvenç, medyada, zaman zaman ‘aferez yöntemiyle bu hastalığın tedavisinin yapıldığına’ dair haberlerin yer aldığına dikkat çekti. Güvenç, “Aferez, klasik tedavilere ek olarak yapılan bir yöntem. ‘Her vakada iyi sonuç alınıyor’ diye yapılan haberler gerçeği yansıtmıyor. Vatandaş yanlış yönlendirilmesin. Bununla birlikte bazı olgularda çok iyi sonuç alındığı da biliniyor. Burada erken teşhis ve müdahale çok önemli.” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ AFEREZ ÜNİTESİNE SAHİBİZ’
Aferezin ‘ayırmak, uzaklaştırmak’ anlamına geldiğini aktaran Doç Dr. Güvenç, birçok hastalığın tedavisinde ve sağlıklı bireylerden kan komponetlerinin seçici olarak elde edilmesinde dünyada 50 yıldır kullanılan bir teknoloji olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Güvenç, “Ülkemizde ilk aferez işlemleri 1990’lı yıllarda uygulanmış. Teknolojik ve bilimsel gelişmeleri yakından takip eden üniversitemizde, ilk aferez ünitesi 1995 yılında hizmet vermeye başlamıştır. 2000’li yılların başından itibaren, diğer pek çok alanda olduğu gibi, aferez teknolojisinde de önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Sürekli artan talebi karşılamak, daha kaliteli ve güvenli bir hizmet sunmak amacıyla, 2005 yılında Terapötik Aferez Ünitesi hastanemiz içerisinde daha geniş ve donanımlı bir ortama nakledilmiştir. Güçlü bir altyapı ve yetişmiş elemanlarla kurduğumuz bu birim, kısa sürede ülkemizdeki en büyük ve en gelişmiş aferez ünitesi haline gelmiştir.” diye konuştu.
‘KANDAKİ DAMAR TIKANIKLIKLARI ENGELLENEBİLİYOR’
Aferez teknolojisi ile merkezin bir çok yeniliğe de öncülük ettiğini ifade eden Doç. Dr. Güvenç, “Kötü huylu kolesterol (LDL kolesterol) düzeyi genetik olarak çok yüksek olan ve yüksek dozda ilaç tedavisine rağmen yanıt alınamayan ailesel hiperkolestrerolemi hastalarında, kandaki kötü huylu kolesterol, aferez yöntemiyle uzun yıllardır ve yüksek başarıyla uygulanmaktadır. Başta çocuklar olmak üzere bu hastalarda, kan damarlarının yağ plaklarıyla tıkanması ve buna bağlı kalp krizi riski çok yüksektir. Kötü huylu kolesterolün, aferez yöntemiyle kandan uzaklaştırılması ile bu damar tıkanıkları engellenebilmektedir.” şeklinde konuştu.
‘ZEHİRLENMELERDE DE KANI TEMİZLEYEBİLİYORUZ’
Bölgemizde yaygın olarak görülen Akdeniz Anemisi (Orak Hücre anemisi ve Talasemi) gibi hastalıklarda, soba veya şofben gazı zehirlenmesi olarak bilinen karbon monoksit zehirlenmelerinde de hastaların yaşam kalitesi ve süresinin önemli ölçüde artırıldığını belirten Doç. Dr. Güvenç, “Mantar veya tarım ilaçlarıyla zehirlenmelerde de özel aferez teknikleri uygulanmakta. Yoğun bakımda takip gerektiren karaciğer yetmezliği veya kan zehirlenmesi olarak bilinen sepsis gibi hastalıklarda da özellikle yoğun ilaç tedavisine yanıt alınamayan hastalarda, yine aferez tedavisi imdadımıza yetişiyor. Ayrıca kas güçsüzlüğü, sinir iletiminde bozukluklar, solunum sıkıntısı veya yutkunma güçlüğü gibi belirtilerle seyreden ağır seyirli bazı hastalıklarda kaskad filtrasyon plazmaferezi adı verilen aferez teknikleri de uzun yıllardır üniversitemizde uygulanmaktadır. Yine karaciğer yağlanmasında önemli bir belirti olan ‘trigliserit’ adı verilen yağların çok fazla yükseldiği ve buna bağlı olarak sık pankreatik ataklar geçiren hastalarımız için de merkezimizde tedavi yöntemleri uyguluyoruz.” bilgisini verdi.
