• BIST 9099.63
  • Altın 2325.507
  • Dolar 32.3719
  • Euro 35.0404
  • Ankara 21 °C
  • İstanbul 21 °C
  • Bursa 22 °C
  • Antalya 23 °C
  • İzmir 25 °C

Akdağ: 500 bin kişilik randevu kapasitemiz var, randevularınızı telefonla alın

Akdağ: 500 bin kişilik randevu kapasitemiz var, randevularınızı telefonla alın
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, vatandaşın hastaneye gideceği zaman Merkezi Hastane Randevu Sistemi (MHRS) uygulaması kapsamında '182' numaralı telefonunu arayarak randevu alıp muayene olma imkânının bulunduğunu söyledi.

Türkiye'de aciller hariç bakanlık hastanelerine günlük başvuru sayısının 600 bin civarında olduğunu belirten Akdağ; "500 bin kişiye randevuyla muayene imkânı verebilecek kapasitemiz var. Bu sistemden mutlaka vatandaşlarımız yararlanmalı." dedi.

İncelemelerde bulunmak üzere Sakarya'ya gelen Bakan Recep Akdağ, Vali Mustafa Büyük'ü ziyaretinde sağlık alanında yapılan çalışmalar hakkında açıklamalar yaptı.

Çok başarılı çalışan, işini çok iyi bilen bir ambulans ekibi ve ambulans filosunun bugün Türkiye'de vatandaşın hizmetinde olduğunu kaydeden Akdağ, hava ambulansının da vatandaşlara ücretsiz hizmet verdiğini ifade etti.

"Geçmişte bunları hayal bile edemiyorduk." diyen Akdağ, "Yurt dışından Türkiye'ye gelen bir turisti hastalandığında ya da yaralandığında uçakla memleketine götürürlerse 'işte medeniyet bu' diyorduk. Şükürler olsun bunların hepsi artık Türkiye'de gerçekleştirilebiliyor." diye konuştu.

Vatandaşlardan da bazı beklentilerinin bulunduğunu dile getiren Akdağ, vatandaşlardan aile hekimleriyle irtibatlı olmalarını istedi.

Özellikle hastanelerin acillerine ihtiyaç olmadıkça gidilmemesini isteyen Akdağ, şunları söyledi: "Herkesin artık bir aile doktoru var. Gündüz randevu alarak ona gidip muayene olabiliriz. Hastanelere gidişin de önü tamamen açık. Vatandaşlarımız gerek bakanlığımızın hastanelerinden gerek üniversite hastanelerinden ve özel hastanelerden yararlanabiliyor."

"500 BİN KİŞİYE RANDEVUYLA MUAYENE VEREBİLECEK KAPASİTEMİZ VAR"
Bakanlığa bağlı hastanelerde randevulu dönemin başladığına dikkat çeken Akdağ, randevu sisteminin bir tek İstanbul'da hayata geçmediğini bir iki ay içerisinde de burada uygulamaya başlanacağını kaydetti.

Vatandaşlara bu sistemden yararlanmaları konusunda çağrıda bulunan Akdağ, "182 numaralı bir telefon hattımız var. Bugün artık Türkiye'de hastaneye gideceğimiz zaman bu 182 numaralı telefonu arayarak randevu alıp hastaneye gitme imkânımız var. Yalnız İstanbul'da sistem başlamadı. Onu da bir ay belki iki ay içerisinde başlatacağız. Vatandaşlarımız hastaneye gideceği zaman mutlaka 182 numaralı telefonu arayarak randevu alsınlar. Bir takım uydurma dedikodular ve haberler de ortalıkta dolaşıyor. Maalesef kötü niyetlilerde var. Adlarına meslek örgütü diyen bazı örgütler ve birlikler halkımızı aldatma çabasına devam ediyor. Mesela diyorlar ki; bir randevuyu telefonla alırsanız 4 lira ödüyorsunuz. Kesinlikle uydurma. Telefon görüşme ücretiniz neyse sadece onu ödüyorsunuz. Randevu alma süresi ortalama 4 ila 5 dakika sürüyor. Kayda girdikten sonrada daha sonraki aramalarınızda süre daha da kısalıyor. Hangi doktora muayene olmak istiyorsanız, hangi şehirde ve hangi hastaneye gitmek istiyorsanız randevunuzu alıyorsunuz. Bu sistemden mutlaka vatandaşlarımız yararlanmalı." şeklinde konuştu.

Randevu sisteminin vatandaşın hastane ihtiyacını son derece kolaylaştıran bir uygulama olduğuna dikkat çeken Akdağ, Bütün Türkiye'de bu uygulamayı yaygınlaştırdıklarını belirtti.

Şu anda Türkiye'de 120 bin vatandaşın bu şekilde randevu aldığını söyleyen Akdağ, şöyle devam etti; "2012 yılının ilk aylarında bu sayının 200 bine ulaşacağını, 2012 yılı sonunda da 300 bini geçeceğini tahmin ediyoruz. 500 bin kişiye randevuyla muayene imkânı verebilecek bir kapasitemiz var. Zaten Türkiye'de aciller hariç, Sağlık Bakanlığı hastanelerine günlük başvuru sayısı da 600 bin civarında. Dolayısıyla bütün vatandaşlarımıza böyle bir imkân sağlamış oluyoruz."

"YABANCI DOKTORLAR TÜRKÇE SINAVINA GİRECEK"
Tam gün yasasının Türkiye'de vatandaşın doktora ulaşması imkânını arttırdığının kesin bir gerçek olduğunu kaydeden Bakan Akdağ, Türkiye'de doktor sayısının mutlak anlamda yetersiz olduğunu dile getirdi.

Yabancı doktorların gelmesinin Türkiye için çok iyi olacağını vurgulayan Akdağ; "Yıllarca Türk Tabipler Birliği hekim sayısının arttırılmasına karşı çıktı. Maalesef üniversitelerimiz ve YÖK bu karşı çıkmayı doğru bir karşı çıkma sandı ve tıp fakültelerinde öğrenci kontenjanları düşük tutuldu. Son 3–4 yıldır YÖK yönetimi ve üniversitelerimiz bizim bakanlık olarak ısrarlı takiplerimiz ve görüşmelerimiz sonucunda bu gerçeği fark ettiler. Öğrenci kontenjanları arttırılmaya başlandı. Türkiye'de yılda 5 bin yeni tıp öğrencisi kontenjanı açılırken bu sayı 9 binlere çıktı. Bunun 10 binlerin üzerine çıkması lazım. Bu konuda hükümet olarak üniversitelerimize destek veriyoruz. Tabi ki yabancı doktorların gelmesi de Türkiye için çok iyi olacak. Bunun da önünü açtık. Türkiye'de çalışacak yabancı doktorlar ve diğer sağlık görevlileri Türkçe bilecekler. Onlar bir Türkçe sınavına girecekler ve bu sınavdan başarılı olanlar Türkiye'de doktorluk yapabilecekler." ifadesini kullandı.

"ERGENEKON'UN SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPAN KESİMLER SAĞLIK MENSUPLARININ HAKKINI ARAMA KİSVESİ ALTINDA EYLEMLER YAPMAYA ÇALIŞIYOR"
Sağlık Bakanlığı'nın politikalarına tepki gösteren doktorlar ve sağlık çalışanlarının Türkiye genelinde gerçekleştirdiği iş bırakma eylemiyle ilgili bir soruyu cevaplandıran Akdağ, eyleme ideolojik tavrı çok bariz olan bir sağlık sendikasının öncü olduğunu söyledi.

Belli örgütlerle iş birliği yapan, ideolojik bir davranış içerisine giren ve Ergenekon'un sözcülüğünü yapan bir takım kesimlerin sağlık mensuplarının hakkını arama kisvesi altında eylemler yapmaya çalıştığını anlatan Akdağ, "Ülkede şu anda sağlık hizmetlerinde birinci sendika ve ikinci sendika hiç böyle bir şeye kalkışmadılar. Buna sağlık çalışanlarının grevi ya da memurların grevi diyemeyiz ki. Hayatımız nasıl etkilendi? Hemen hemen hiç etkilenmedi. Grev değil, gösteri yapıyorlar. Az sayıda ideolojik yapıya sahip kişi gösteri yapıyor. Bu gösterileri ısrarla bir araya gelerek yapıyorlar. Mesela 'sağlık çalışanları adına grev yapıyoruz' dediklerinde meydana çıkanların yarısından fazlası zaten sağlıkçı değil. Ortada bir ideolojik tavır var. O grevi yapıyoruz diyenler ertesi gün İmralı'daki tutuklunun, caninin de serbest bırakılmasını istiyorlar." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 3020 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim