• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Ankara 11 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Bursa 12 °C
  • Antalya 18 °C
  • İzmir 14 °C

Bacak ağrısı deyip geçmeyin

Bacak ağrısı deyip geçmeyin
Uzmanlar, günümüzde çok sayıda insanda, özellikle de kadınlarda sıkça görülen varisin, önemsenmemesi durumunda çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen ve her anlamda yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olduğunu belirtiyorlar.

Bacaklarda oluşan ağrı, şişlik ve lekelerin ciddiye alınması gerektiğini belirten Mersin Devlet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. İsmail Körk, basit gibi görünen bu rahatsızlıkların, damar tıkanıklığı ve akciğere pıhtı atması gibi çok ciddi sonuçlara yol açabilecek varis hastalığının habercisi olabileceği uyarısında bulundu.

Uzmanlar, günümüzde çok sayıda insanda, özellikle de kadınlarda sıkça görülen varisin, önemsenmemesi durumunda çok ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen ve her anlamda yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olduğunu belirtiyorlar. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. İsmail Körk, Tıp dilinde 'Kronik Venöz Yetmezlik' olarak adlandırılan varis hastalığı konusunda İHA muhabirine yaptığı açıklamada, varisin, yüksek görülme sıklığı, tanı ve tedavi maliyetinin yüksek olması, belirgin işgücü kaybı ve hastanın yaşam kalitesi üzerinde yaptığı olumsuz etkilerle önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyledi. "Varis, özellikle bacaklardaki kanın kalbe yetersiz dönüşünün neden olduğu bir hastalıktır" diyen Opr. Dr. Körk, hastalığın bacaklarda çok ince kılcal damarlardan ileri derecede genişlemiş damarlara ve çok zor iyileşen yaralara kadar geniş bir yelpazede sorunlar oluşturduğuna dikkat çekti.

"TÜRKİYE'DE 15 MİLYON İNSANDA VARİS VAR"

Varisin Türkiye'de çok sık görüldüğünü ve hareketsiz yaşam, şişmanlık gibi etkenlerin görülme sıklığını artırdığını vurgulayan Körk, hastalığın kadınları daha çok etkilediğinin altını çizdi. Türkiye'de yaklaşık 15 milyon insanı etkileyen varisin önemli bir sağlık sorunu olduğunu ifade eden Körk, "Varis ülkemizde yetişkin kadınlarda yüzde 25-33, erkeklerde ise yüzde 10-20 oranında görülmektedir. Bu demek oluyor ki, varis nüfusumuzun yaklaşık 15 milyon bireyini etkilemektedir" dedi.

Yaş ilerledikçe varis görülme olasılığının çok arttığına işaret eden Körk, bir diğer önemli faktörün de genetik yatkınlık olduğunu, aile öykülerinde varis hastalığı olan kişilerde daha fazla görüldüğünü anlattı. Diğer önemli risk faktörlerini kadın cinsiyet, gebelik, şişmanlık ve uzun süre ayakta hareketsiz durmak olarak sıralayan Opr. Dr. Körk, varis hastalarının yakınmalarını da şöyle aktardı: "Sabahları olmayan ama gün içerisinde giderek artan bacak şişliği, değişik derecelerde genişlemiş damarlar, ayakta durmakla artan ağrı ve kramp, bacağın altına yastık konması ile azalan ağrı, sıcakla ya da kadınlarda adet dönemi ile artan yakınmalar, ileri evrelerde özellikle ayak bileği çevresinde artan renk değişiklikleri, ayak bileği çevresinde yaralar."

Hastalığın ileri evrelerinde ayak bileği çevresinde oluşan yaraların uzun bir tedavi süreci gerektirdiğini ve çok geç iyileştiğini anlatan Körk, bazı yaraların iyileşmesinin yıllar alabildiğini kaydetti. Varisin tanısının hastaların yakınmaları ve muayene ile yapıldığı, tanıda altın standardın ve en sık kullanılan yöntemin ise renkli doppler ultrasonografi olduğu bilgisini veren Körk, tedavi sürecinde ise önlemlerin öne çıktığını söyledi. Alınabilecek en önemli önlemleri; 'gün içerisinde bacak altına yastık konularak havaya kaldırmak, bacaklara soğuk duş uygulamak, sıcak ortamdan kaçınmak, dar kıyafet ve topuklu ayakkabı giymemek, kilo vermek, uzun süre sabit pozisyonda kalmamak, ayakta hareketsiz durmak yerine işleri gezerek yapmak' olarak sıralayan Körk, "Olmazsa olmazımız ise tüm varis hastalarının mutlaka varis çorabı giymesidir. Ayrıca, varis ilaçları kullanımı, varis ameliyatı ve lazerle varis tedavisi de diğer yöntemler" diye konuştu.

Uygun hastalarda lazerle varis tedavisinin hasta konforu ve tedavi başarısı açısından özellikle son yıllarda çok popüler olduğunu vurgulayan Körk, "Lazerle varis tedavisinde işlem tamamen lokal anestezi ile yapılır, hasta birkaç kez iğne batırılması dışında ağrı duymaz. Risk çok düşüktür. Çoğu hastada yara izi yoktur, oluşan birkaç iğne deliği kısa sürede iyileşir. Özellikle kadın hastalar bunu çok önemsiyorlar. Hasta yürüyerek gelir, lazer tedavisinden sonra yürüyerek evine gider, hastanede kalması gerekmez. Mersin Devlet Hastanesi'nde de lazer tedavisini başarıyla uyguluyoruz" ifadelerini kullandı.

Bacaktaki ağrı, şişme ve lekelerin mutlaka ciddiye alınması gerektiğinin altını çizen Körk, sözlerini vatandaşlara çağrı yaparak şöyle bitirdi: "Sizde de bahsettiğimiz bulgulardan herhangi biri varsa, basit gibi görünüp ancak çok ciddi sonuçlara yol açabilecek, özellikle damar tıkanıklığı ve akciğere pıhtı atması gibi sonuçları olan bu hastalıktan kurtulmak için mutlaka bir kalp ve damar cerrahisi uzmanına görünmenizi öneririz."

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 4063 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim