• BIST 9645.02
  • Altın 2430.366
  • Dolar 32.529
  • Euro 34.865
  • Ankara 15 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Bursa 21 °C
  • Antalya 18 °C
  • İzmir 24 °C

Bir hekim öldü diyeler...

Bir hekim öldü diyeler...
Sağlık Bakanı 'halka hizmet Hak'ka hizmettir' gazını verdikçe biz de arkalarına takılıyor (maalesef çoğu kez olduğu gibi) gerçeğe şaşı bakar hale geliyoruz...

22 Aralık 2011'de bu sütunda 'ithal doktor' başlıklı bir yazı yazmıştım.

Üç sebeple. Bir, Türk Tabipler Birliği (TTB) eylemde idi ve aylarca bekledikten sonra yurdun ücra köşelerinden randevusuna gelen gariban insanlara 'eylemdeyiz geri dön' denilmişti. İki, sistemin tepesini işgal eden darbeci materyalist 'eski kafa' hekimlerden çok çekmiştik. Üç, Sağlık Bakanlığı sektörü yap boz tahtasına çevirmişti ve paydaşlarla anlaşmadan doldurup boşaltıyordu.

Her ne kadar 'bütün hekimleri kastetmiyorum, aynı torbaya koymuyorum' dediysem de, yazı TBB eylemini hedef almış idiyse de, genç hekimler o yazıdan çok rahatsız oldular. Gece-gündüz, yaz-kış, dağ-bayır, kaza, yangın, deprem demeden bütün hadiselerde en önde giden sağlık ordusunu üzdüğüm için elbette çok üzüldüm. İkinci bir yazı ile kimi kastettiğimi ve kimi de tenzih ettiğimi açıkladım.

Ancak bu vesile ile hekimlerden gelen geri dönüşlerden anladım ki, Sağlık Bakanı 'halka hizmet Hak'ka hizmettir' gazını verdikçe biz de arkalarına takılıyor (maalesef çoğu kez olduğu gibi) gerçeğe şaşı bakar hale geliyoruz. Araştırmalarım neticesinde, sistemin tepesindeki bir avuç azınlık dışında hekimler camiasının kan ağladığını, Sağlık Bakanlığı'nın bizi yanılttığını fark ettim. Bunun üzerine kısa ve öz bir rapor hazırladım. En az iki aydır bu yazı elimde. Ancak iş güvenliği konusunda olduğu gibi, 'konjonktür hazretleri ne der' diye, bu yazıyı da yayınlatacak merci bulamadım. Fındık kabuğunu doldurmayacak meseleler için ağır lobicilik yapanlar, bu konuda sessiz kalmayı tercih ettiler.

Derken Gaziantep'ten, ömrünü ağır bir eğitime vermiş, hayatının baharındaki gencecik bir hekimin, Ersin Arslan'ın sakat bir tip tarafından 'infaz' edildiği haberi düştü ajanslara. Geride gözü yaşlı, dört aylık hamile genç bir hanım bırakarak. 'Çocuk dengesizdi, şöyleydi, böyleydi' ile geçiştirilecek bir olay değil. Neredeyse her gün bir yerde, bir hekim şiddete, hakarete maruz kalıyor. Sağlık Bakanlığı hekimleri 'açgözlü, aymaz tipler' diye toplumun önüne atıyor. Herkes kendi hukukuna göre yerinde infaz hakkını kendinde buluyor. Baktı ki yapanın yanına kâr kalıyor, BDP'li vekil de hekime tekme tokat girişiverdi. Özlük hakları ayaklar altında. Çalışma şartları insaf ve izan sınırlarını zorluyor.

Oldu olacak, birkaç yazıda hekimler odaklı olarak 'sağlık sistemi'ni tartışacağım.

Kalkınma insan içindir. Kalkınmanın en önemli göstergelerinden biri de halkın sağlık hizmetlerine ulaşabilmesini içeriyor. Bu bağlamda hükümet yıllarca sağlık gibi kangren olmuş önemli bir alanda elini taşın altına koydu. Artık hastalar hekime ve ilaca çok daha rahat ulaşabilir hale geldi. Hatta artık hastaneye gitmek günlük hayatın arasına sıkıştırılan rutin bir iş haline geldi. Hele semt polikliniği ve aile hekimliği harika bir hizmet oldu. İlaca erişim ve ilaç maliyetleri çok düştü. Kanser gibi ağır ve tedavisi bir hayli pahalı hastalıklarda, acil vakalarda, hasta yakınlarının sahiplenilmesinde bir hayli mesafeler alındı.

Peki, sağlık sistemi hastane duvarlarından ve içindeki makinelerden mi ibarettir? Bu başarıda hekimlerin yeri nedir? Sistemin başarısı ile övünüp, esas paydaşları günah keçisi haline getirip toplumun önüne atmak reva mı?

İşin esasına gelelim, Sağlık Bakanlığı'nın temel bir stratejiye istinat etmekten ziyade, işi yapbozlarla, deneme yanılma metoduyla, istikrarsız bir çizgide götürdüğü açıktır. Sektörün paydaşları ile etkin bir istişare ve sinerji ilişkisine girilmiyor. Sektör tarafından algılanamayan ve içselleştirilemeyen bu sürecin, birçok sıkıntıyı ve etkinsizlikleri beraberinde getirdiği görülüyor.

Ve bu sözde 'yönetişim' şekli, hükümetin hemen her alanda denediği, 'dediğim dedik, çaldığım düdük' tarzı olarak öne çıkıyor. Zaman, enerji ve mali kayıplar yaşanıyor.

İbrahim Öztürk / Zaman

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 5078 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim