• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Ankara 9 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Bursa 14 °C
  • Antalya 21 °C
  • İzmir 16 °C

Bugün git, yarın gelmene gerek yok

Bugün git, yarın gelmene gerek yok
Kamu kurumlarına bir şeyler oluyor! Eskiden vatandaşın işlerini çözmemek ve ertelemekle meşhur memurlar artık işlerimizi en kısa ve en masrafsız şekilde hallediyor.

Kamu kurumlarına bir şeyler oluyor! Eskiden vatandaşın işlerini çözmemek ve ertelemekle meşhur memurlar artık işlerimizi en kısa ve en masrafsız şekilde hallediyor. Hâlâ ‘bugün git’ diyorlar ama ‘yarın gel’ demiyorlar artık.


Hasan Bey o gün erkenden kalktı. En geç 08.30’da emniyette olması gerekiyordu. Zaten vakit iyice daralmıştı. Bir de pasaport randevusuna gecikirse, işler iyice karışabilirdi. Kızının yardımıyla internetten randevu almıştı almasına ancak emniyette işinin ne kadar süreceğinden emin değildi. En kötü ihtimalle öğleye kadar bitirebilirse, belki vize randevusuna yetişebilirdi. Almanya’da işçi olarak çalışan Hasan Bey, Türkiye’de okuyan kızını artık yanına aldırmak istiyordu. Vize randevusu ile pasaport randevusunun yakın olması işini biraz zorlaştırıyordu ama buna mecburdu. Çünkü yılık izninin bitmesine de bir hafta kalmıştı!

İşte bu düşüncelerle emniyete geldi. 08.40’ta pasaport şubesindeydi. Görevli memur ismini sorduktan sonra, sizin randevunuz 9.00’da dedi ve beklemesini söyledi. Nitekim tam saat 9’da ismi anons edildi ve görevli memura yönlendirildi. Memur evrakları aldı, adres bilgilerini güncelledi, formu imzalattı ve pasaportun 3 gün içinde adrese kargoyla geleceğini söyledi. Şaşkınlığını atamayan Hasan Bey’in tereddüdünü gören memur, tekrar gidebileceğini söyleyince yerinden kalktı. Kızıyla birlikte emniyetten çıkarken saatine baktı. 09.10’u gösteriyordu. Öğleye kadar bitmesine razı olduğu pasaport işinde ne bir kuyruk ne de bir bekleme yaşamış ve işi sadece 10 dakika sürmüştü!

Aslında Hasan Bey’in emniyette yaşadığı bu şaşkınlığa Türkiye artık alışmaya başladı. O yurtdışında yaşadığı için tuhafına gitmişti belki çünkü bıraktığı ülke bundan çok farklıydı. Türk insanı ise son yıllarda, istisnasız bütün kamu hizmetlerinin hızlanmasının ve işlerin kolaylaşmasının konforunu yaşıyor. Hemen her alanda devreye sokulan randevu sistemiyle insanlar halktan vatandaşlığa terfi ediyor. Gördükleri muamele daha insani hâle geliyor. Teknolojiyi kullanan ve bürokrasiyi azaltan kurumlar sayesinde, gerekli evrak sayısı azalıyor ve işler hızlanıyor. Kamu hizmetlerindeki bu değişim aslında bir tür kanalizasyon hizmeti gibi. Fazla görünmüyor ama hayatımızı inanılmaz şekilde etkiliyor. Cevaplanması gereken iki soru var. Birincisi, son 10 yılda kamu hizmetlerinde nasıl bir değişim yaşadık? İkincisi, işler madem bu kadar kolaydı, bugüne kadar bu çileyi neden çektik? Önce ilk soruya bazı örnekler ışığında cevap verelim.

Türkiye son yıllarda kamu hizmetinde büyük bir değişim sürecinden geçiyor. Sağlık, eğitim hizmetleri ve okullaşma, yollar, hızlı tren hatları, ekonomideki iyileşme, dış ticaretin gelişimi, havayollarındaki gelişim, dış politikadaki başarılar, dışarıda artan itibar, demokratikleşme ve hatta askerî vesayetin azalması gibi meseleler hep konuşuldu, öne çıkarıldı. AK Parti seçim kampanyalarında bu başarılarını anlattı ve bunun da katkısıyla üçüncü dönem, oyunu da artırarak iktidara gelmeyi başardı. Bunların önemli elbette ama bir de fazla öne çıkmayan, reklamı yapılmayan, oya tahvil edilemeyen ancak vatandaşın hayatına doğrudan etki eden icraatlar var. O da kamu hizmetlerindeki değişim.



Hız arttı, hantallık azaldı

Çok değil, bundan 5 – 6 yıl önce nüfus kâğıdını yenilemek isteyen biri, nüfus kaydının bulunduğu memleketine gitmek zorundaydı. Gidemiyorsa, bulunduğu yerdeki nüfus idaresine müracaat ederek, faks yoluyla bilgilerinin gelmesini beklemeliydi. Geriye ucu açık bir bekleme süreci kalıyordu. Oysa şimdi, teknolojik altyapı ve sağlanan otomasyon sayesinde herhangi bir nüfus idaresine giderek, birkaç dakikada kimliğinizi yenileyebilirsiniz. Aynı durum, bazı ülkelerin vize için istediği sabıka kaydı için de geçerli. Herhangi bir adliyeden kimliğinizi vererek, birkaç saniye içinde ilgili belgeyi almanız mümkün.

Benzer bir durum otomobil satışları için de geçerli. Daha önce, farklı kurumlarda pek çok işlem gerektiren ve birkaç günde sonuçlandırılan araç satış ve üstüne alma işlemleri şimdi noterlerden online gerçekleştiriliyor ve ruhsatlar adrese geliyor. Aynen pasaportların adrese postalanması gibi… Aynı işlem için aynı kurumlara defalarca gidilmesinin önüne geçilmiş durumda. Kırtasiyeciliğin ve bürokrasinin azaltılması, masrafları da azaltıyor. Daha iki yıl öncesine kadar 5 yıllık pasaport bedeli için yaklaşık 800 lira ödemek gerekirken, şimdi 10 yıllık çipli pasaportlar için, cüzdan bedeli dâhil toplam 354 lira ödemek yeterli. Ödemelerin bankalara yapılması, kamu kurumlarının parayla ilişkilerinin kesilmesi, vatandaşa yüklenen (konser ve gece biletleri gibi) tarife dışı masrafları da ortadan kaldırıyor.

Otomobil demişken, vergi ve cezalara da bakalım. Otomobillerin 6 aylık vergileri artık internetten rahatlıkla ödenebiliyor. Aynı şekilde trafik cezalarını da internet ortamında ödemek mümkün. Vergilerle ilgili banka kartlarına yapılan taksit imkânı da ayrıca önemli. Mesela son olarak 6111 sayılı torba kanunla yeniden yapılandırılan vergi borçlarını isteyenler hem taksitlendirdi hem de internetten ödedi. Bazı vatandaşlar bu kolaylıkların farkında olmadığından ya da eski alışkanlıkları gereği hâlâ vergi dairelerinde kuyruğa girse de, bu tip kanunlardan kaynaklanan hakların tamamını online ve yerinden kalkmadan kullanmak mümkün hâle geldi.

Türkiye şu anda dünya üzerinde iş yeri açma süresinin en kısa olduğu ülkelerden. Bundan 7 – 8 yıl önce şirket kurmak, iş yeri açmak yerine göre haftalar alabilirken artık bu süre 6 güne inmiş durumda. Dünyada en hızlı iş yeri açılan ülke 4 gün ile Macaristan. Onu 6 günle Türkiye izliyor. Hazine Müsteşarlığı verilerine göre OECD ülkelerinde bile bu süre ortalama 14 gün.

Basit ama etkili bir örnek de çalışan annelerin doğum sürecinden verebiliriz. Çalışmadıkları süreler için SGK doğum yapan kadınlara 4 aylık bir ödeme yapıyor. Bu ödemeyi daha önce almak için tabir caizse çile doldurmak gerekirdi. Önce doğum iznine ayrıldığında, SGK’ya doğum raporu verilir. Sırada onay beklenir. Doğum izninin başladığına dair rapor SGK’ya bildirilirdi. Doğumdan iki ay sonra, doğum izninin bittiğine dair raporu onaylatmak için tekrar SGK’nın yolu tutulur, onay sürecinden sonra ilgili serviste sıraya girilerek, ödeme alınırdı. Şimdi ise iki kez işlem yapılmadığı gibi, gerekli raporları da SGK’ya hastaneler gönderiyor. Süreç tamamlandığında, SGK doğum izni ücretini senin adına postaneye yatırıyor. Gidip kimlik numaranla çekebiliyorsun.

İkinci sorunun cevabına gelirsek… Neden yıllarca vatandaşlar bu basit işlemler için bu kadar çile çekti ve memurların insafına terk edildi? Bu sorunun aslında iki basit cevabı var. Birincisi teknolojik altyapı kurulmadığı için, kamu kurumları isteseler de işlemleri hızlandırıp kolaylaştıramıyordu. Kimlik numarası gibi uygulamalar olmadığı için her kurum, her il, hatta her ilçe sadece kendi bölgesinde yaşayanların işlemlerine bakabiliyordu. Şimdi teknolojik altyapı kurulduğu ve ortak bir sistem kullanıldığı için işler kolaylaştı, hızlandı, masraflar azaldı ve memur inisiyatifi ortadan kalktı. Yani herkes hızlı ve kolay hizmeti, eşit şartlarda alabiliyor.

Bu teknolojik altyapı aslında daha önce de kurulabilirdi ama bunun için biraz kendi insanına değer vermek, herkese vatandaş muamelesi yapmak gerekiyor. Şimdilerde Türk halkı biraz da bunun konforunu yaşıyor. Aslında yıllardır hak ettiği bir muameleye şimdilerde maruz kalıyor.

ZAFER ÖZCAN /AKSİYON
aksiyon.com.tr

Bu haber toplam 2255 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim