• BIST 9693.46
  • Altın 2508.912
  • Dolar 32.5759
  • Euro 34.7586
  • Ankara 22 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Bursa 15 °C
  • Antalya 18 °C
  • İzmir 20 °C

Çocuk sahibi olmak zorlaşıyor

Çocuk sahibi olmak zorlaşıyor
Embriyo transferine tek sınırlaması gelmesiyle doktorlar, başarı oranının yüzde 25'lere düşeceğinden, çiftler de çocuk sahibi olamamaktan endişeli.

Uzmanlara göre devlet denetlemeli ancak ücretini bile hastaya ödettiği tüp bebek yöntemini bu kadar sınırlamamalı.

Çocuk sahibi olamayan, yardımcı bir üreme yöntemine ihtiyaç duyan, bu yüzden tüp bebek yaptırmak isteyenlere 'tek embriyo sınırlaması' geliyor. Yani tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak isteyenlere şimdiki düzenlemenin öngördüğü gibi doktoru uygun görse de 3 embriyo transfer edilemeyecek. Üstelik de 'Tedaviyi kamu hastanelerinde yürütmüyorum, devletin parasıyla değil, kendi paramla özel bir tüp bebek merkezinde yaptıracağım. Tek embriyoya mecbur muyum' diye de düşünmeyin. Bu yönetmelik ister cebinizden, isterseniz raporla kamu hastanesinde yaptırın, herkesi kapsıyor.
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Müdürü Doç. Dr. İrfan Şencan, sadece özel durumlarda 'tek embriyo' sınırının değişebileceğini bunun da ikinci ya da sonraki denemeleri kapsayacağını söylüyor, bir de 35 yaş üstünde olunması halinde iki embriyoya izin verileceğini. Ayrıca yeni düzenlemede tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak isteyenlerden, anne ya da babanın infertilite (kısır) olduğunu kanıtlamaları da isteniyor.
Uzmanlar, tıbbın şu an tek embriyonun tutunabilmesi ve çocuğun doğabilmesi konusunda yetersiz kaldığına dikkat çekiyor ve bu durumun başarı şansını düşüreceğini söylüyor. İtiraz edenler tek embriyo uygulamasının tüp deneme sayısını artıracağını bunun da ekonomik olarak hastalara yük olacağını dile getiriyor.

GEBELİK TAKİBİ DE ZOR
Çukurova Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cansun Demir, bebeklerin erken ve birçok rahatsızlıkla doğmasının doktorlar tarafından da tercih edilmediğini söylüyor. Riskli gebelik uzmanı Prof. Dr. Demir, yönetmelikteki başka bir konuya dikkat çekiyor: Gebelik takibinin de tüp bebek merkezinde yapılması zorunluluğuna.
İnsanın doktorunu tercih noktasında böyle bir zorlamanın olmaması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Demir, her tüp bebek merkezinde riskli gebelik uzmanının bulunmadığının altını çiziyor.

TÜP BEBEĞİ ZORLAŞTIRIYORLAR
Anatolia Tüp Bebek Merkezi Kurucusu ve Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Tıraş, yönetmeliğin tüp bebeği zorlaştırmaya yönelik olduğunu dile getiriyor. Tıraş, eleştirilerini şöyle sıralıyor:
'Yönetmelikte tüp bebek merkezlerinin hastane içinde olması öngörülmüş. Tüp bebek merkezleri ayaktan tedavi yapan kurumlardır. Yataklı tedaviye ihtiyaç yoktur. Oysa tüp bebek merkezleri gebelik temin ederler. Kişi gebe kaldıktan sonra başka bir şehre gidebilir. Gebeliğini bulunduğu yerde doktor ya da ebe ve ana çocuk sağlığı takip edebilir. Dünyanın hiçbir yerinde tüp bebek merkezinde yoğun bakım ünitesi olma zorunluluğu yoktur. Ayrıca bütün müstakil tüp merkezleri zamanında Sağlık Bakanlığı'nın bütün şartlarını yerine getirilerek ruhsat almışlardır.'

KADININ ŞANSI YOK OLUYOR
Medical Park Göztepe Hastanesi'nden Tüp Bebek Ünitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Serdar Koç, verilen embriyo sayısının düşmesinin bir denemede gebe kalamayan hastanın tekrar ilaç ve tedavi masraflarına maruz kalması anlamına geldiğine dikkat çekiyor. Koç'a göre bu durum hem hasta hem de devlet açısından ekonomik bir kayıp... Koç, 'Kadın psikolojisine de çok ağır gelen bir durum. Ayrıca çoğul gebelik oluştuğunda 2 ya da tek fetusa indirilmesi kararının tıp fakülteleri ile eğitim-araştırma hastanelerine bağlanması zaten dolu olan bu merkezlerin işleyemez hale gelmesine sebep olacaktır' diyor.

YASAKLAMASIN, TAVSİYE ETSİN
ABD Yale Üniversitesi'nde Öğretim Üyeliği görevini sürdüren Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Sağlığı Koordinatörü Prof. Dr. Aydın Arıcı da, böyle bir yönetmeliğin mutlaka hasta odaklı olması gerektiğini belirterek, bu noktada kuralların konması, denetlenmesinin de önemli bir tartışma konusu olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Arıcı, gelişmiş ülkelerdeki vizyonu şöyle anlatıyor:
'Avrupa'da tüm tüp bebek harcamalarını devlet karşıladığı için devletin getirdiği bazı kurallar olmakla birlikte bunlar da tavsiye sınırlamasıyla konmuş kurallardır. Örneğin tek embriyo transferi. Ancak bunun kesin sınırlandırıcı bir yaptırımı yok, sadece tavsiye niteliğindedir. Çünkü bir noktada bu kararı, hekim, embriyolog ve hastanın birlikte vermesi gerekir.'

ŞEHİR DIŞINDAN GELENLER SIKINTIDA
Türkiye Jinekolojik Obsestrik Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil'e göre yeni yönetmelik yardımcı üreme tekniklerinde tedavinin bireyselleşmesi yöntemini tamamen ortadan kaldırıyor. Prof. Dr. İtil, 'Hasta 35 yaşının altında, yumurtlama potansiyeli, gebeliği tutma potansiyeli düşük bir hasta olabilir ve tüp bebek başarısı olumsuz etkilenebilir. Ayrıca tüp bebek merkezlerinin görevi, yardımcı üreme teknikleriyle çocuğu normal yoldan olmayan çiftleri çocuk sahibi yapmaktır. Gebeliğin takibi, başka uzmanların görevidir. Sanki insanları bu özlemlerine kavuşturmak suçmuş gibi, 'madem sen çocuk sahibi yaptın o halde sen takip et' diyorlar. Birçok hasta büyük iller dışından merkezlere geliyor. Bunların takibini merkezlerin yapması mümkün değil' diyor. İtil'e tüp bebek merkezlerinin yüklendiği ekonomik boyutu da, 'Milyonlarca lira harcanarak kendi teşvik ettikleri merkezlerin kapatılarak, hastanelere bağlanmasını öneriyorlar. Yapılan bu kadar yatırım bir anda boşa gidiyor. Özel merkezleri bile istedikleri anda kapatabilecek maddeler yasada mevcut' sözleriyle anlatıyor.

HASTA BU PARAYI NASIL VERECEK?
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Tüp Bebek Merkezi ve Kadın Doğum Bölümü Direktörü Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Kadir Savan da, çıkması tasarlanan yönetmeliğin hem tüp bebek merkezleri hem de hastalar açısından büyük sıkıntılar içerdiğine dikkat çekiyor. Birçok problem yaşayacaklarını söyleyen Doç. Dr. Savan, bunların sebeplerini şöyle anlatıyor: 'Tek embriyo transferinde gebelik oranları yüzde   20-25'leri geçmez. Bu sayı arttıkça hamilelik şansı artıyor ama sayı arttıkça hastaların maliyeti de artıyor. Bizim ülkemizin insanları ise fakir insanlardır. Ellerindeki avucundakini satarak geliyorlar. Bu nedenle de ikinci kez tedavi yaptırabilen hastalar çok az. Bir hastanın eğer şartları uygunsa, yumurtalıkları normal çalışıyorsa ve başka bir problemi yoksa bile en az 4-5 kez tüp bebek girişiminde bulunması gerekebilir. Bugün Türkiye'de kaç kişi bir bebek sahibi olmak için birden fazla tüp bebek girişimini göze alabilir? İskandinav ülkelerinde de bir embriyo transferi yapılıyor ancak burada devlet üç tüp bebek işlemini ücretsiz karşılıyor. Üç denemenin ardından da embriyo sayısı artırılıyor. ABD'de gelir düzeyi bizden çok yüksek olduğu halde bir sınırlama yok. Hastanın durumuna, yumurtalık rezervine, yaşına, rahim durumuna göre ayarlanır; gerekirse iki-üç embriyo verilebilir, orada herhangi bir sınırlama yok. Ülkemizde devlet bu parayı karşılamıyor, insanlar kendi ceplerinden karşılıyorlar. Bu her yönüyle, hem psikolojik, hem fiziksel hem de ekonomik olarak büyük bir külfettir. İnsanlara mutluluk yerine mutsuzluk getirecek. Merkezlerin de çalışma yükü artacak.'

LÜKS BİR UYGULAMA
Göztepe Medical Park'tan Op. Dr. Handan Gürpınar da tek embriyo transferinin bizim ülkemiz için lüks bir uygulama olduğunu söylüyor. Gürpınar, 'Hamile kalamayan bir çiftin tekrar tekrar tüp bebek uygulamalarına girmesi bizim ülkemizde çifte yüklenen maddi ve manevi yükün artmasına neden olacaktır. Tek embriyo transferi yapan Avrupa ülkeleri milli gelir ve halkın refahı açısından Türkiye ile karşılaştırılamayacak ölçüde iyi düzeydedir. Aynı zamanda özel sağlık sigortalarının bir kısmı ya da devlet güvencesi ile yeniden deneme imkanlarına da sahipler. Bizim halkımızın maddi koşulları göz önüne alındığında çiftlerin bu tekrarlayan tüp bebek denemelerine katılacak gücü sınırlıdır' diye konuşuyor.

Çocuk isteyenlerin sağlığıyla oynanacak
Tüp bebek yönetmeliğiyle ilgili hastaların görüşleri de doktorlardan çok farklı değil. Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği (ÇİDER) Başkanı Sibel Tuzcu, yıllarca çocuk sahibi olamayanların son çare tüp bebek tedavisini denediğini, binbir eziyetle zor bir sürecin yaşandığını söylüyor. Tuzcu, anne adaylarının aleyhine gördükleri yönetmelikle ilgili şunları söylüyor:
'Anne adayına yumurta elde etmek için birçok hormon yükleniyor. Birçok anne adayının zaten az yumurta üretimi var. Her defasında ciddi hormon yüklenimi yapıldıktan sonra bir embriyonun koyulması annenin sağlığı ile oynamak ya da hiçe saymak demektir. Kadınlar denek değildir. Devlet, yıllarca maaşlarından sosyal güvenlik için birçok kesinti yapılan bu kişilerin hem sıkıntısını karşılamıyor hem de haklarını kısıyor. Maddi nedenlerden dolayı belki de bir defa yaptıracaklar onda da şansları yok olacak. Ya spermi olmayan hasta grubu ne olacak? Onlar bir embriyo için ikide bir bıçak altına mı yatacaklar? Yasaklama yerine, Sağlık Bakanlığı hastanelere ve  tüp bebek merkezlerine online bağlantı kurup IVF hastası ne şekilde tedavi edilmiş, kaç embriyo koyulmuş, sosyal güvenlik sigortası ne, devletten destek almış mı,   kendi mi parasını ödemiş, hamile kalmış mı, çocuğu   olmuş mu hepsini takip edebilir.'

YÜK HASTANIN SIRTINDA
Bahçelievler Medicana Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Direktörü Doç. Dr. Süha Sönmez, yönetmeliği sosyal devlet anlayışına ters buluyor. Sönmez, 'Bir açıdan devlet haklıdır, çoğul gebeliklerin yenidoğan yoğun bakım maliyetleri ağır mali yük getirmektedir. Hasta tarafından bakıldığında ise tek embriyo transferi yapıldığında bu durum, sadece 2 deneme hakkı olan 10 hastadan 3'ünün gebe kalması, 7'sinin ise bundan sonraki denemelerini cebinden karşılaması demektir. Böylece devlet üzerindeki yükü hastaya yüklüyor. Uygulama tamamen vatandaşın aleyhine. Başbakanının en az 3 çocuk önerdiği bir ülkede bu tür kararlar otoriteler arasındaki koordinasyonun zayıflığına da işaret etmektedir.'

TÜRKAN YILMAZER

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 2977 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim