Devletin özel hastanelere bakış açısını değiştirmesi gerektiğini söyleyen Hospitalium Medical Group Yönetim Kurulu Başkanı Abit Bakistanlı, 'Sosyal Güvenlik Reformu doğru bir karar ama biz devlete hizmet satan bir rolde olmak istemiyoruz' dedi.
Hospitalium Medical Group Yönetim Kurulu Başkanı Abit Bakistanlı, Sosyal Güvenlik Reformu'nu doğru bir reform olarak görmelerine karşın, "Bununla beraber devletin bizi bir çözüm ortağı olarak görmesini istiyoruz. Biz devlete hizmet satan bir özel hastane gibi görünmek istemiyoruz" diye konuştu.
İlk olarak 1997'de İstanbul Anadolu yakası Ümraniye'de Hospitalium Çamlıca'yı açan, ikinci halka olarak 2001 yılında Hospitalium Haznedar'ı hizmete koyan, 2007 yılı içinde Hospitalium Şişli ve Ümraniye'yi sağlık sektörüne kazandıran grubun yeni yatırımları ve Türkiye'deki sağlık sistemiyle ilgili bilgi veren Bakistanlı, "Sosyal Güvenlik Reform'uyla Eeğer sektörü etkileyececek bir karar alınacak ise uzlaşıcı, tabana yaygın, herkesın, kesinlikle herkesin bir fikrinin alındığı bir ortak çalışma sonucu alınan bir karar olması her zaman bizim tercihimizdir" diye konuştu.
'Devletin dediği oluyor'
"Ama uygulamada 'baba' olarak devletin dediği oluyor" diyen Bakistanlı şöyle devam etti: "Oysaki alınan kararlar tabana yayılırsa daha doğru, tercih edilebilir ve kabul edilebilir hale gelir. Tüm yatırımı siz yapıyorsunuz, üste vergi veriyorsunuz bir de üste istihdam yaratıyorsunuz, zararınız sizin ama kazancınızı devletle paylaşıyorsunuz. Böyle bir sistem düşünün. Daha iyisi Şam'da kayısı" dedi.
Bakistanlı şunları söyledi: "Eskiden hastanın tedavisinin tamamını karşılıyordu yani, belli poliçeler kapsamında hasta belli bir kısmını ödeyip kalanını sağlık sigortası karşılıyordu. Ama şu anda tamamlayıcı sağlık sigortası gibi bir kavram ortaya çıktı. Sigorta diyor ki, 'gidin, anlaşmalı sağlık kurumdan sağlık hizmetinizi alın, devletin ödediği kısmını devlet ödesin, sizin ödeyeceğiniz katkı payını ise bana fatura etsinler poliçe oranlarına göre sizle paylaşalım.' Sigorta şirketleri hasta katkı payının bir kısmını hastaya yükleyebiliyor, kalan kısmını da kendisi ödeyebiliyor. Tabii bu işlemlerin doğru çalışabilmesi için birtakım otomasyonlar, işletim sistemleri gerekiyor ve bunlar çok kolay kurulmuyor, çok ciddi bir muhasebe ağı gerekiyor. Bunları biraz zamana yayıp, bir görmek lazım, gidişatına bir bakmak lazım. Sigorta şirketlerinin biraz daha ucuz poliçeler üretip, riskin bir kısmını devlette bırakıp, bir kısmını hastada bırakıp, bir kısmını üstlendiği noktada daha ucuz poliçeler üretip daha fazla poliçe satma gibi bir hedefleri olduğunu biliyoruz. Ve bu yanlış bir politika değil ama bunun uygulaması zor ve çok ciddi sayıda personel istihdamı gerektiren bir konu."
'Bankalar kredi veriyor'
Hiçbir dönemde olmadığı kadar özel hastane açıldığına da değinen Bakistanlı şunları söyledi: "Şimdi insanlar şunu düşünüyorlar; sosyal güvenlik reformuyla beraber her yer hasta kaynıyor ve hastanelerin hasta sorunu yok gibi görünse de durum hiç de sanıldığı gibi değil. Bireysel ve tek hastanelerde durumun çok net ve iç açıcı olmayacağını düşünüyorum. Bence biraz bekleyip, izlemeliyiz. Şimdi devletin biraz daha olumlu ekonomik politikalarından sonra bankalardan kredi çekmiyor olmak, bankaları da birçok sektöre para satmaya ya da kredi açmaya mecbur bıraktı.
Tabii bunu da hastanelere yatırmak daha kolay hale geldi. Sosyal güvenlik reformu da aynı döneme gelince, özel hastanelerin açılması kolaylaştı. Sektörün bana kalırsa genel durumu bu. Bu kadar çok özel hastane açılmasının ve sağlık sektöründe ki yatırım rağbetinin asıl sebebi bu. Fakat sağlık sektörünün bu denli hızlı büyümesini şahsen sağlıklı karşılamıyorum."
150 bin poliklinik var
Türkiye'deki hastanelerin uzmanlaşmadığını belirten Bakistanlı, "2006 sezonunda kayıtlarımızda, 150 bin poliklinik sayısı, 500 bin tetkik 8 bin ameliyat sayısı bulunuyor Hastanelerimiz 'genel' hastanelerdir. Spesifik olarak sadece bir dalda 'uzman'laşan kurumlar değillerdir. Hastalar kurumlarımıza geldiklerinde A dan Z ye tüm sağlık sorunlarının çözülüp, hastaneden şifa alarak gönül rahatlığıyla ayrılırlar" diye ekledi.
'Azeri hasta sayımız arttı'
"Yurtdışından hasta getirmek için açtığımız ve açmaya devam ettiğimiz uydu kliniklerimiz var" diyen Bakistanlı şunları söyledi: "Burada özellikle eski Doğu Bloku ülkelerinde odaklanıyoruz. Azerbaycan'dan hastalarımız gelmeye başladı. İlk etapta açılma aşamasında olan Arnavutluk var. Sonraki etapta ise Bulgaristan projesini ciddi olarak değerlendiriyoruz. Bu şekilde gelen hastaların büyük bir bölümü açık kalp cerrahisi için geliyor. Çünkü özellikle Doğu Bloku ülkelerinde açık kalp cerrahisi çok yaygın değil ve bu konuda da çok deneyimli değiller. Türkiye'de estetik operasyon fiyatları da düşük."
Anadolu'da hastane zor
İstanbul'da daha çok büyümek istediklerini söyleyen Abit Bakistanlı, "Her zaman söylediğimiz gibi halka yakın olmak istiyoruz, onun için uç noktalarda yer alarak onlara sağlık anlamında en iyi şekilde hizmet vermek istiyoruz. İstanbul'da yerleşim bölgelerinin yoğun olduğu yerlerde Küçükçekmece semtlerinde Sarıgazi, Sultanbeyli civarında bizim hasta profilimize daha çok uyan kesimlere yönelik yatırımlarımız ve bu yatırımların görüşmeleri devam ediyor. Anadolu'ya çok yayılmak istemiyoruz, Anadolu'nun her yanında birçok sağlık tesisi açılmış olmasına rağmen hastalarda eskiden kalma alışkanlıklar var. Hastalar ya da hasta yakınları tedavileri için büyük şehirleri Ankara'yı ve İstanbul'u tercih ediyor. Düşündüğümüz Sarıgazi Projesi, 10 bin metrekarelik kapalı bir alana sahip.Geniş kapsamlı bir diyaliz merkezi ve 150 yatak kapasitesi düşünüyoruz" dedi.
