İzmirli Emel Şenolsun, parası olmayan hastalar için ölüm riski de yaratan bu uygulamanın iptali için hukuk savaşı başlattı.
Göğüs kanserli hastaların mutlaka kullanması gereken ‘trastuzumab’ etken maddeli ilacın, ‘kullanma süresi’nin, Sağlık Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan ‘Sağlıkta Uygulama Tebliği’ gereğince ‘dokuz hafta’yla sınırlandırılması, binlerce mağdur yarattı. Onlardan biri de İzmirli Emel Şenolsun... Kürü 4 bin 300 lira tutan tedaviyi karşılamasının mümkün olmadığını belirten bir çocuk annesi Şenolsun (33), eşi Mehmet Şenolsun’la birlikte hukuk mücadelesine girişti.
Üç kürden sonrası yok!
1 Mayıs 2009’da meme kanseri tanısı konulduğunu, birkaç gün içinde de ameliyat olduğunu belirten Şenolsun, şunları anlattı:
“Ardından kemoterapi ve radyoterapi gördüm. Doktorlar, hastalığın çok agresif olduğunu, mutlaka ‘trastuzumab’ etken maddeli ilacı bir yıl kullanmam gerektiğini söyledi. Tedavimin 5 Ocak’ta başlaması talihsizliğim oldu. Öğrendik ki, ilgili yönetmeliğin çıktığı bu tarihten önce tedavisi başlayanların 52 haftalık ilaç bedelini devlet karşılıyor. Sonra başlayanlarsa üç kürün dışındakileri kendisi ödemek zorunda. Yakın çevremizden borçla bir kür tedavi oldum. Ama toplam 65 bin lira tutan masrafı karşılamamız mümkün değil. Tedavi olamamam halinde hastalığın tekrarı riski var ki o günleri, o korkuyu bir daha yaşamak istemiyorum.”
İnsan haklarına aykırı
Yargıya başvurmadan önce Sağlık Bakanlığı’yla SGK’ye başvurduklarını, ikisinden de olumsuz yanıt aldıklarını belirten Mehmet Şenolsun da, “Danıştay’ın daha önce hastalar lehine aldığı karar var. Buna karşın kısıtmaya gidilerek insan hayatıyla oynanıyor. Bu uygulama, Anayasa’ya da, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne de aykırı. İptal edileceğine inanıyorum ama bu arada olan, tedavisini yaptıramayanlara olacak” dedi.
Danıştay’a rağmen eskiye dönüldü
Ege Üniversitesi Hastanesi onkologları, kanser nedeniyle sağ göğsü ve
18 lenf bezi alınan Mevlüde Özdemir’e, bu ilaçla bir yıl tedavi uygulamak istedi. Ancak SGK’nin, yıllık 72 bin lira tutan tedavinin sadece üç kürünü karşıladığı ortaya çıktı. Bunun üzerine hastanın eşi Sami Özdemir, Danıştay’a başvurdu. Şubat 2008’de Danıştay kararıyla süre 52 haftaya uzatıldı. Ancak 5 Ocak 2010’da, SGK’nin yayınladığı bir genelgeyle eski uygulamaya geri dönüldü.
Kaptaner: Tek kelimeyle vahim
İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Suat Kaptaner, ‘tasarruf’ amaçlı kısıtlamanın ‘vahim’ olduğunu dile getirdi, şöyle konuştu: “Aklın, vicdanın, hekim vicdanının, bilimin kabul edebileceği birşey değil. Baştan beri, ‘Sağlıkta Dönüşüm’ adı altındaki projenin, Türkiye’ye dayatılmış, insanlığa karşı, hasta haklarına karşı bir proje olduğunu söylüyoruz. Bu, kanserli hasta üzerinden ispatlanmış bir noktaya geldi. SGK, insan hayatını hangi fiyattan değerlendiriyor?”
