• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Ankara 13 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Bursa 15 °C
  • Antalya 16 °C
  • İzmir 16 °C

İftarda ağır besinler yemek reflü nedeni!

İftarda ağır besinler yemek reflü nedeni!
Hemen hepimiz ramazan ayı boyunca “tüm gün aç kalacağımız” kaygısıyla ağır besinlere yöneliyor, iftar ile sahurda karnımızı tıka basa doyurmaya çalışıyoruz.

Bu hatalı davranışlarımızın faturasını da genellikle midemizde oluşan yanma ve ağrı gibi çeşitli sorunlarla ödemek zorunda kalıyoruz.  Özellikle ülser ve reflü hastalarında bu sorunlar daha da şiddetli boyutlara ulaşabiliyor, hatta başka hastalıklara da davetiye çıkarabiliyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Orhan Tarçın, iftarda veya sahurda ağır yemekler yemek ve ardından hemen yatağa girmek gibi hatalı davranışların özellikle reflü şikayetlerini artırdığı gibi başka sağlık sorunlarına da neden olabileceği uyarısında bulunuyor.

 

ÜLSER HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ?

 

Ramazan aylarında mide ve mide kanaması şikayetleri artış gösteriyor. Bu nedenle ülser yakınması olanların, Ramazan ayından önce mutlaka hekime başvurmalarında fayda var.  Kanama, darlık ya da deformasyon gibi komplikasyonları olmayan hastalar, eğer ülserleri tamamen iyileşmişse oruç tutabilirler. Ancak bu hastaların günde bir adet mide koruyucu ilaç almaları gerekiyor. Çünkü ülser yeniden ortaya çıkabiliyor ve hayatı tehdit edebilecek kanamalara yol açabiliyor. Sahurda yemekten önce alınan koruyucu hap, oruç tutarken mide şikayetlerinin ortaya çıkmasını engelliyor.  Kanama, darlık ve deformasyon  meydana gelmiş hastalarda ülser tekrarı çok kolay olacağı için bu grubun oruç tutmamaları tavsiye ediliyor.

 

BEYİZ UN VE ŞEKERDEN UZAK DURMALI

 

Ülser hastaları için artık özel bir diyet tavsiye edilmiyor. Kendilerini rahatsız eden besinleri diyetten uzaklaştırmaları, rahatsız etmeyenleri yemeleri öneriliyor. Bu hastalar ramazan öncesindeki beslenmelerinden farklı olarak sadece yağlıları biraz daha fazla kısıtlamalı. Kurubaklagilleri özellikle tüketmeye özen göstermeli. Beyaz un ve şeker gibi rafine karbonhidratlardan uzak durmalı. Sütlü tatlıları tercih edip, baklava benzeri hamurlu tatlılardan kaçınmalı. Sahurda kahve ve çay gibi içecekleri tüketmemeli.  Çünkü bu tür içecekler çok miktarda alınmaları halinde idrar çıkışını arttırıyor ve gündüz boyunca su kaybına sebep oluyor. Her zaman tencere yemeklerini tercih etmeli. Daha sonra fırın ve ızgaraya önem vermeli. Kızartmalar ise en sağlıksız olanı. Kızartma mutlaka yapılacaksa tavanın dibine çok az yağ konmalı.

 

REFLÜ HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ?

 

Bazı grup reflü hastaları oruç tutabilirler. Bunu belirlemek için de öncelikle endoskopi yapmak gerekiyor. Endoskopide yemek borusunun alt ucunda aside bağlı hasarlanma olup olmadığına bakılıyor. Hasarlanma oluşmuşsa buna “eroziv reflü” hastalığı deniliyor ve bu da dört evreye ayrılıyor. Evre D, en ağır reflü tipini, evre A ise en hafif reflü tipini ifade ediyor. A tipi reflü hastaları oruç tutulabilir. Ancak reflü ve ülseri olup oruç tutmasına izin verilen hastalar hekimlerinin mutlaka kendilerine verdiği ilaçları kullanmalılar. Diğer evrelerdeki reflü hastalarının oruç tutmaları halinde ise hastalıkları ilerleyebiliyor. Riskli reflü hastaları oruç tutarlarsa yemek borusunun alt ucunda hasarlanma daha çok artıyor. Bu durumda göğüste yanma şikayetleri artabiliyor ya da yemek borusunda ülserleşmeye bağlı ağrı ortaya çıkabiliyor. Ayrıca yemek borusunda doku hasarına bağlı kanama, besinleri yutarken takılma ya da yutmada güçlük, nefes darlığı,  boğaz enfeksiyonlarında artış  ve  diş sağlığında bozulma  (çürümede artış ve diş eti hastalıkları gibi)  gibi şikayetler ortaya çıkabiliyor.

 

İFTARDA VE SAHURDA ÇOK YEMEKTEN KAÇINMALI

 

Reflü sorunları olan hastaların sık aralıklarla ve az miktarda yemeleri gerekiyor. Çünkü çok yenildiği takdirde reflü artıyor. Oruçta ise öğün sayısı ikiye iniyor. Oysa hekimler reflü olmaması için hastaların tüketmeleri gereken besinleri dört- beş öğüne bölerek her bir öğünde az yemelerini istiyorlar.  Bunun tersine iftar ve sahurda olduğu gibi çok miktarda yemek yemek, dolu mideden yemek borusuna geriye kaçışı ve reflü şikayetlerini arttırarak, bazı istenmeyen sorunlara yol açabiliyor.  Yani reflü hastaları  uzun süren aç ve susuzluktan değil, bu süreçten sonra aşırı yemek yemekten etkileniyorlar.

 

İFTARDAN SONRA AĞIR SPOR REFLÜ ŞİKAYETİNİ ARTIRIYOR

 

Mide sorunu yaşayanlar özellikle iftardan sonra ağır spor yapmamalı. Çünkü dolu mide ile spor yapılırsa; artan karın içi basıncı reflü şikayetlerini arttırıyor.  Yine  vücuttaki kan  yemekten sonra sindirim organlarında  toplanacağı yerde sistemik dolaşıma katılacağı  için sindirim etkileniYOR. Dolaşım sisteminde de yüklenmeler oluyor, bunun sonucunda sindirim ve dolaşım performansı  azalıyor. Bu hastalar İftardan 1 saat sonra sadece yürüyüş yapılabilirler. Halı saha maçları, yüzme, uzun koşular gibi sporlar veya ağır antremanlar iftardan en az 2 saat sonra yapılmalı. Ayrıca reflü hastaları iftar sofrasına dar pantolon ile oturmamalı ya da sıkı kemer takmamalı, aksi takdirde  reflü şikayetleri artıyor.

 

RAMAZANDA NASIL BESLENMELİ?

 

· İftarı mutlaka su ve çorba ile açın. Bunları bitirdikten sonra 15 dakika bekleyin ve sonra diğer besinlere geçin.

· Çok miktarda alınan yemek reflüyü arttırıyor. Bu nedenle sahurda ve iftarda çok miktarda yemek yemeyin, tüketmeniz gereken miktarı öğünlere bölün.

· Yemek yer yemez yatmayın. Reflünüzün şiddetine göre 2-3 saat bekleyin. Aksi halde ilacın faydası olmaz ve kanama, yutma güçlüğü, nefes darlığı  ortaya çıkabilir.

· İftar ya da sahurdan hemen sonra mutlaka yatmak isterseniz televizyon ya da baba koltuğu diye adlandırılan, vücuda 45 derece açı veren ve ayakları kaldıran koltuklarda şekerleme yapabilirsiniz.

· Sahurda proteinden zengin gıdaların alınması reflüyü azaltıyor. Yağdan zengin gıdaların alınması ise reflüyü arttırıyor.

· Gazlı içecekler reflüyü arttırdığı için bu tür içeceklerden kaçının. Daha çok limonata veya evde hazırlanan meyve suları için.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 3176 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim