• BIST 9645.02
  • Altın 2419.03
  • Dolar 32.5746
  • Euro 34.8107
  • Ankara 14 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Bursa 22 °C
  • Antalya 21 °C
  • İzmir 23 °C

İşletmecilik Yönünden Tamgün Yasa Tasarısı

İşletmecilik Yönünden Tamgün Yasa Tasarısı
Son günlerde, özellikle Sayın Sağlık Bakanımız Recep Akdağ’ın açıklamalarından, doktorların tamgün çalışması ile ilgili yasa tasarısının yakında TBMM’ye getirileceği anlaşılmaktadır. İşletmecilik kuralları yönünden, tamgün çalışma olayını irdeleyelim:

Son günlerde, özellikle Sayın Sağlık Bakanımız Recep Akdağ’ın açıklamalarından, doktorların tamgün çalışması ile ilgili yasa tasarısının yakında TBMM’ye getirileceği anlaşılmaktadır. İşletmecilik kuralları yönünden, tamgün çalışma olayını irdeleyelim:

1.Çalışma Saatleri Yönünden

Şu anda tamgün çalışan bir hekim 08:00-17:00, “yarım gün” çalışan bir hekim, 08:00-16:00 saatleri arasında çalışmaktadır. Arada yalnızca 1 saat fark bulunmaktadır. Her iki hekim grubu da nöbetleri eşit tutmaktadır. Tamgün ve “yarım gün” çalışan hekimler arasında, günde yalnızca 1 saat, haftalık da toplam 5 saat fark bulunmaktadır. Yeni bir tamgün uygulamasıyla, çalışma saatleri uzamayacaktır. Çünkü şu anda bile tamgün çalışan hekimler haftada 45, yarım gün çalışanlar haftada en az 40 saat çalışmakta olup, nöbetlerle bu süre haftada 55-80 saat arasında gerçekleşmektedir.

Dolayısıyla, yeni bir tamgün çalışma uygulaması, hastanelerde ek olarak bir hizmet üretimi sağlamayacaktır. Çünkü, “yarım gün=part-time” çalışan doktorlar bile, gerçekte neredeyse tamgün çalışmaktadırlar.

Halbuki, hastanedeki görevi sonrasında muayenehanesinde gönüllü olarak geç saatlere kadar çalışan, Türkiye’de toplam 40.000’den fazla hekim, ek olarak çalışma saatlerini %50’den fazla artırmakta ve ülkemizin sağlık hizmeti üretimine katkı yapmaktadırlar.

Dolayısıyla, çalışma saatlerinin artırılması yönünden ve ülkemizin toplam sağlık hizmeti üretimine katkı yönünden tamgün yasası yeni bir destek sağlamayacaktır. Aksine, birçok hekimi daha atıl hale getirerek, toplam sağlık hizmetinde azalmaya neden olacaktır.

 

2.Ülkemizdeki Hekim Açığını Azaltma Yönünden

Yukarıda da belirtildiği üzere, muayenehane çalışması, doktorların çalışmasını geç saatlere kadar uzatmaktadır. Bu durumun, ülkemizdeki hekim açığının etkisini azaltma yönünden önemli yararı vardır. Çünkü muayenehane sürdüren 40.000’den fazla doktorun sisteme ek çalışma olarak katkısı, %50’nin üzerindedir.

Tamgün yasasıyla getirilecek muayenehane yasağının, bu yönden de sisteme yararı değil, zararı olacaktır.

 

3.Bütçeye Getirdiği Yük Yönünden Tamgün Yasası

Tamgün yasası, Türkiye bütçesine önemli bir ek yük getirecektir. Sayın Bakan’ın açıklamalarından, tamgün devam edecek hekimlere ayda ortalama en az 4500-5500 YTL ücret verileceği anlaşılmaktadır. Bu durumun bütçeye getireceği ek yük, muhtemelen 5-6 milyar YTL’den az olmayacaktır. Bu durum da, neredeyse şu anda Türkiye bütçesinde verilen bütçe açığı ile yarışır durumdadır.

İşletmecilik gözüyle bakalım :

Türkiye bu miktarı ödemek zorunda mıdır ?

Gerçekte şu ana kadar yürüyen part-time çalışma sistemi, Türkiye’nin koşulları ve olanaklarıyla son derecede uyumlu, akılcı bir sistemdir. Bu sistemi, Türkiye koşulları üretmiştir. Devlet, doktorlara 1300-2000 YTL verebilmekte, doktorlar da ek olarak muayenehanelerinde çalışarak bu miktarı, artırmaya çalışmaktadırlar. Dolayısıyla, sistemin

 

 

devlete bir yükü yoktur. Bu yükü, ödeme gücü olan ve kendisine daha özel ve kaliteli sağlık hizmeti sağlamak isteyen vatandaş kesimi paylaşmaktadır.

Dolayısıyla, devletin ödeyemediğini varlıklı vatandaş kesimi ödemektedir.

Bundan daha akılcı bir sistem olabilir mi ?

Zaten, şu anda dünyadaki genel eğilim de bu yöndedir. Sağlık sigortaları giderleri karşılayamamakta ve peşpeşe iflas etmektedirler. Ayakta kalmak isteyenler durumlarını gözden geçirmekte, katkı paylarını artırmakta, birtakım hizmetleri de kapsam dışına çıkarmaktadırlar.

Dünyadaki genel eğilim ve diğer ülkeler uygulamaları bu yönde seyrederken, Türkiye’de bunun tam tersi bir süreç söz konusudur. Devlet, tüm yükü SGK’ya yüklemektedir. SGK, emeklilik sisteminde de ağır taahhütleri üstlenmiştir. Sağlık sisteminde de oldukça ağır taahhütler altındadır. Tüm dünya, varlıklı vatandaşın sisteme katkısını artırmaya çabalarken, ülkemizde, yıllardanberi akılcı şekilde sürmekte olan vatandaşın katkısı ortadan kaldırılmakta, tüm yük SGK’ya yüklenmektedir.

Uygulamanın ne ölçüde akılcı olduğu sorgulanma durumundadır.

Bize göre, işletmecilik yönünden bakılırsa, açık söyleyelim, ağır suç derecesinde akılcı olmayan bir uygulamadır.

Bu uygulama hem Türkiye bütçesine çok zarar verecek, hem diğer meslek gruplarını benzer haklar istemeye yöneltecek ve toplumsal dengeleri bozacak, hem de SGK’yı çökertecektir.

Bir süre sonra da bu uygulamadan geri dönülecektir.

Ancak, sonucu baştan belli olan bir durumu denemenin ne yararı vardır ?

Açıkçası, Maliye yetkililerinin bu uygulamalar hakkında ne düşündüğünü merak ediyoruz. Sanıyoruz, oldukça kızgın durumdadırlar.

 

4.Vergi Kaybı Yönünden

Muayenehaneler, vergi mükellefidir. Her muayenehane, belirli oranda vergi ödemektedir. 40.000 üzerinde muayenehaneden ne kadarının, bu yasa çıkarsa kapanacağını bilmiyoruz. Ancak, 15.000’i bile kapatsa, önemli sayıda vergi mükellefi ortadan kalkacak demektir. Bu durumda da ülke ve maliye için bir kayıptır.

İşletmecilik yönünden, bu durum da negatif yönde etkileyen bir faktör durumundadır.

 

5.İstihdam Kaybı Yönünden

Muayenehanelerde, ortalama 2-3 kişi istihdam edilmektedir. Toplamda 100.000 civarında kişi, işini kaybetme riskiyle karşı karşıyadır. Bu durum da bir kayıp olarak değerlendirilmelidir.

 

6.Memurlaştırma Yönünden Tamgün Çalışma

Tamgün yasası kabul edilirse, muhtemelen 10.000-20.000 daha hekim, tam memur haline gelecektir. Üretimleri muhtemelen aynı kalacak, ancak ücretleri yükselecektir.

Dünyada tüm sistemlerin çabası, üretkenlik ve verimliliği artırmaktır. En hantal ve verimsiz sistemler de, memurlaştıran işletmelerdir. Önümüzde Sovyetler Birliği, Doğu Bloku ülkeleri, Çin gibi ülkelerin sistemlerinin tasfiyesi gözler önündeyken, Türkiye’de buna benzer bir sistemi çağrıştıran bir modele dönüş yapmak hayretle izlenmektedir.

Türkiye’de, diğer tüm alanlarda büyük bir hızla liberalleşme yönünde adımlar atılırken, Sağlık Bakanlığı cephesinde, başarısız, demode ve terk edilmiş hantal sistemlere dönüşü çağrıştıran bu uygulamalar gerçekten anlaşılmaz niteliktedir. Üst

 

yönetici durumundaki az sayıdaki görevlinin, sistemi bu derecede anlamsız zorlaması nereye kadar sürecektir? Türkiye’deki sağduyulu potansiyel bu derecede güçsüz müdür? Neden konu enine boyuna tartışılmıyor?

Neden tüm sistem önyargı ve takıntıyla hareket eden az sayıdaki yöneticinin subjektif davranışlarına bırakılmaktadır? Bu insanların ülkeyi bu derecede önemli kayıplara uğratma, bu derecede önemli işletmecilik hataları yapma hakları var mıdır? Bu kayıpların bedelini kim ödeyecektir? Bu zorlamanın, belirli lobilerin istekleri doğrultusunda yapıldığı söylentileri doğru mudur?

Cevabı boşlukta olan sorular çoğalmaktadır.

 

7.Hekime Erişimi Zorlaştırma Yönünden

Muayenehanelerin kapatılmaya çalışılması, hekime erişimi de zorlaştıran sonuçlar doğuracaktır. Muayenehaneler, bir anlamda halk içine dağılmış küçük polikliniklerdir. Dolayısıyla, halkın da belirli katkıyla kolaylıkla ulaşabildiği yerlerdir. Tüm hekimleri hastanelere toplamak, kuyruklar oluşturmak, işletmecilik yönünden de halkın hekime erişimini zorlaştırma yönünden de olumsuz sonuçlar doğuracaktır.

 

8.Kaliteli Hizmete Erişim Yönünden

Hastaların, kendilerini en değerli ve önemli konumda gördükleri sağlık birimleri, muayenehanelerdir. Dolayısıyla, müşteri memnuniyetinin en yüksek olduğu sağlık birimleri de muayenehanelerdir. Bu birimleri kapatıp, hizmeti düzleştirmek ve sıradanlaştırmak ne ölçüde akılcıdır?

 

9.Hekimlerin Mesleki Tatmini ve Girişimciliği Yönünden

Hekimlik, bireysel ve sanatsal yönü de olan bir meslektir. Yaratıcılık yönü yüksektir. Hastane tarzındaki işletmelerde, bu yön bir noktaya kadar ortaya çıkabilir. Muayenehanelerde, ekstra motivasyonla bu yön çok daha verimli hale gelmektedir. Bu enerji ve yaratıcılıktan da yararlanan bizim halkımızdır. Bu özellikleri engelleyip, hekimleri memurlaştırmaya zorlamak hiç de akılcı değildir.

 

10.Diğer Toplum Kesimleri Yönünden Tamgün Yasası

“Tamgün” uygulamasına dahil olan hekimlere 4500-5500 YTL ve üzerinde ücret ödeneceği, diğer sağlık personeline de ödenen ücretlerin artırılacağı belirtilmektedir.

Bu durumda diğer memurlar, öğretmenler, mühendisler, polisler, hakimler, askerlere ne diyeceksiniz? Toplumsal talep yükselmeyecek mi? Huzursuzluk ve kargaşa oluşmayacak mı? Bu kesimlerin motivasyonu kırılmayacak mı?

Olayı bu yönden de düşündünüz mü?

Sorumlu yöneticilik ve işletmecilik kuralları, olayları çok yönlü düşünmeyi ve irdelemeyi gerektirir, subjektif takıntılara göre toplum yönetilemez, kararlar alınamaz. Alınırsa da başarısız olunur.

 

TAMGÜN UYGULAMASININ SONU NEREYE GİDECEKTİR ?

Öncelikle, bu yasa tasarısının kolay kabul edileceğini sanmıyoruz.

Toplumun sağduyulu ve dengeli düşünen, ayakları yere basan, maddi temeller üzerine politika oluşturan kesimleri henüz tam anlamıyla tartışma alanına katılmış durumda değildirler. Şu anda kamuoyunu etkilemeye çalışan kesim, muayenehane yürüten hekimlere karşı önyargılı olan, muhtemelen muayenehane yürütme sorumluluğu almamış, zorluklarını yaşamamış olan, masa başında politika üreten, pratik yaşamdan uzak olan bir

 

kesimdir. Kamuoyu, yöneticiliğin sağladığı haber olanaklarını kullanan bu kesimin etkisi altındadır.

Sağduyulu ve dengeli düşünen kesimler henüz tartışmaya katılmamıştır.

Sanıyoruz, tartışma daha ileri boyutlarda sürecektir.

Geçmiş başarısız uygulamalar ve sakıncalı yönler tekrardan irdelenecektir.

Tüm bunlara rağmen, bu yasa kabul edilebilir.

Ancak, başarı şansı olmayacaktır.

Çünkü, Türkiye’nin ek olarak oluşacak bu giderleri sürekli olarak ödeme gücü yoktur. Ödenirse, bütçe açıkları daha da büyüyecektir.

SGK iflasa sürüklenecektir.

Diğer toplum kesimleri isyan edecektir.

Maliye şiddetle direnecektir.

Sistemden de bir verimlilik artışı sağlanamayacaktır.

Kısa sürede tekrardan dönüş olacaktır.

Ücretler düşürülecektir. Bu durumda da, hekimlerin devlet hastanelerinden kaçışı hızlanacaktır. Kaçak çalışmalar artacaktır. Sorun yokken, yeni sorunlar ortaya çıkacaktır.

Bunları görmek zor değildir. Bir süredenberi muayenehaneleri kapatma histerisine kapılmış gidiyoruz. Ancak, bu maceranın sonu hiç de iyi görünmüyor ve hem ülkeye, hem de bu işin yürütücülerine yarar getirecek gibi görünmüyor.

Umarız, bu tasarının sakıncaları iyi irdelenir, deneylerden dersler çıkarılır ve ülke, gereksiz maceralara sürüklenmez.

Hepimizin dileği budur.

07/10/2007

Doç. Dr. Paşa GÖKTAŞ

Bu haber toplam 2032 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim