"İstanbul Ameliyatı"

Birinci dünya savaşında bir çok bilim insanını kaybeden Türkiye, bu alandaki açığını yahudi kökenli bilim adamlarını himaye ederek kapatmak ister... Atatürk’ün çağrısı ile çok sayıda akademisyen İstanbul’a gelir, Rudolf Nissen de onlardan biridir.

37 yaşındaki profesördür Nissen, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi klinik şefi olarak görev alır. 1936’da 28 yaşındaki mide ülserli bir hastayı kendi tekniği ile ameliyat eden Rudolf Nissen, hastanın reflü şikayetinden kurtulduğunu saptar.

Ve bu, yani ilk kez İstanbul’da yapılan reflü ameliyatı Tıp tarihine Nissen Fundoplikasyonu olarak geçer.

Yıl 2010, yine Cerrahpaşa Tıp Fakültesi... Bu defa da Prof. Dr. İsmail Hamzaoğlu ve Prof. Dr. Tayfun Karahasanoğlu, tek delikten ilk reflü ameliyatını yine İstanbul’da yaptı.

Göbek deliği kullanılarak yapılan ameliyat hastada hiç iz bırakmıyor.

"Tek delikten ameliyatın dezavantajları nasıl bir teknikle ortadan kaldırıldı" sorusunu, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Hamzaoğlu şöyle yanıtladı:

"Gastroözofajiyal reflü ameliyatı için o bölgenin üzerinde karaciğer duruyor. Karaciğeri bir şekilde asmak gerekiyor ki ameliyat alanını görelim. İşte ameliyat alanından karaciğeri uzaklaştıran ve ameliyatın tek delikten yapılmasını sağlayan teknik."

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Göksoy da şunları söyledi:

"Bunu değişik bir teknik kullanarak, alet kullanmadan yapmayı başardık. Bu tekniğe de İstanbul adını verdik. Bir yumuşak lastik metaryal yardımı ile iğneler yardımı ile karın duvarına yapıştırma tekniği".

Bu yöntemle hem hastanın karaciğeri zarar görmedi, hem de tek delikten ameliyat olan hastada iz kalmadı.

Türkiye’de ve dünyada tek delikten ilk kez yapılan bu ameliyat da tıp literatürüne "İstanbul ameliyatı" adıyla geçti. Bu tekniğin gelişmesi ile tek delikten morbid obezite gibi ameliyatlar da yapılabilecek.