• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Ankara 22 °C
  • İstanbul 17 °C
  • Bursa 15 °C
  • Antalya 20 °C
  • İzmir 17 °C

Kalıcı zayıflığın gerçek şifresi kan şekeri dengesi

Kalıcı zayıflığın gerçek şifresi kan şekeri dengesi
Tıp doktorları tarafından uygulanan Metabolik Balans programı, yağ depolanmasına sebep olan insülin hormonu salgılanmasını dengede tutmayı hedefliyor.

ZİYNETİ KOCABIYIK

Yaz yaklaşırken kadın erkek herkesi bir kilo verme telaşı sardı. Kışın kalın giysilerin altında gizlenebilen kiloların, yazın mecburen ortaya çıkacağı düşüncesi, birkaç beden fazlası olanları acil hızlı kilo verme reçeteleri aramaya yönlendiriyor. Ancak uzmanlar hızlı kilo verdiren mevsimsel diyetler yerine ömür boyu sürdürülebilecek "yemek yeme" alışkanlıklarının kazanılması gerektiğini tavsiye ediyorlar. Söylemesi kolay da peki nasıl kazanılacak bu yeme alışkanlıkları? Kilo verirken yeme tuzaklarına düşmemek, 5 kilo verip sonra onu 10 kilo olarak geri almamak, sağlıkla zayıflamak mümkün mü? Bu soruların cevabını İç Hastalıkları uzmanı ve Metabolik Balans Uzmanı Dr. Onur Yozbatıran'a sorduk.

ŞİŞMANLIK HASTALIKTIR

Zayıflamaya çalışırken yapılan en önemli hata nedir?

Aslında zayıflamaya çalışırken yapılan birçok yanlış var. Birinci ve en önemli hata şişmanlığı estetik bir problem olarak görmektir. Oysa şişmanlık bir hastalıktır ve aslında buzdağının görünen kısmıdır. Buzdağının altında diyabet, kolesterol, yüksek tansiyon ve insülin direncinin bulunduğu metabolik sendrom tablosu yatar. Aslında her biri ciddi bir sağlık problemi olan bu hastalıklara sebep olan mekanizmayı tedavi etmeden yapılan diyetler ya hiç başarıya ulaşmaz ya da kalıcı olmaz. Öte yandan herkesin kendi hormon değerleri ile kodlanmış metabolizma özellikleri vardır ve bu özellikler ikinci bir kişiye asla benzemez. Kilo alırken bu özellikler devrededir; verirken de kilo almaya sebep olan faktörlerin bilinmesi gereklidir.

Bu kodları nasıl çözeceğiz?

Bu tamamen tıbbi bir yaklaşım gerektiren durumdur. Laboratuvar tetkikleri ile çözülebilir. Son yıllarda tüm dünyada bilinçli ve kalıcı kilo vermek isteyen kişilerin uyguladığı Metabolik Balans programı bunu hedefliyor. "Metabolik Denge" olarak ifade edebileceğimiz Metabolik Balans sadece bir zayıflama programı değil, adı üstünde metabolizmanın dengeye sokulması programıdır. 2002 yılında Alman Doktor Wolf Funfack tarafından geliştirilen program sadece tıp doktorları tarafından uygulanıyor. Hedef, kişinin kilo vermesini ya da var olan kilosunu korumasını sağlarken metabolik sendrom tablosunun da önüne geçmek. Yani şekerini, tansiyonunu, kolesterolünü düşürmek, kalbi, böbrekleri korumak. Metabolik Balans programına başlamadan önce kilo vermek isteyen kişiden detaylı kan testi istiyoruz. Bu testlerde böbrek, pankreas, tiroit ve karaciğer değerlerini inceleyerek problem olup olmadığına bakıyoruz. Eğer metabolik bir problem varsa önce ona müdahale etmek gerekiyor.

İNSÜLİN DİRENCİ ŞİŞMANLATIR

Zayıflama programında kandaki şeker ve insülin düzeyi çok önemli. Çünkü kişiye özel beslenme programını belirlerken kişinin yiyebilecekleri ve yiyemeyecekleri kan değerlerine göre seçilir.

Yani bizim kilo almamıza sebep olan insülin hormonu mu?

İnsülin hormonu salgısının dengesi, kilo almayı ve vermeyi etkileyen önemli faktörlerden biri. Bu dengeyi sağlayanlardan biri de yediklerimizdir. Kilo verirken işin sırrı kandaki insülini yükseltmemektir. En basit anlatımıyla kanda insülin yüksekliğinde vücut depo modunda çalışır ve alınan şekerli gıdaları yağa dönüştürür. İnsülin yükseldiğinde hem hücrelerde yağ birikimi artar hem de yağ yakımı yavaşlar. Stres hormonu salgısı artarak vücutta tahribata neden olur. Özellikle yemeklerden sonra üzerimize ağırlık çöker ve enerjisizlik durumu görülür. Tansiyon ve kolesterol yükselir.

KİLO?YAĞDAN?DEĞİL?ŞEKERDEN

Birçok beslenme programından farklı olarak bizim odaklandığımız nokta besinlerle alınan yağ değil. Çünkü kilo almanın temel nedenini yağlar oluşturmuyor. Kolesterolün yükselmesine de kolesterolden zengin gıdalar neden olmuyor. Vücutta yağ depolanmıyor ancak harcanamayan şeker yağa dönüşerek depolanıyor. Yağ birikimine neden olan şey yediğimiz yağlı gıdalardan öte aldığımız ve kullanamadığımız şekerli gıdaların insülin hormonu sayesinde yağa dönüştürülmesidir.

Bütün diyetlerde bir kalori hesabı var? Bir yere kadar bu hesapları yapıyoruz ama eninde sonunda sıkılıp bıkıyoruz...

Adı üstünde diyet, belli bir süre uygulanacak bir sistem anlamına geliyor. Zaten kişiye de bu şekilde sunuluyor. Hızlı kilo verdiren diyetler böyle... Diyetlerde kalori kısıldığı sürece mutlaka kilo kaybediliyor. Ancak eğer kalori kısıtlaması hatalı yapılırsa, vücut kas ve bağ dokusu kaybederse diyet bırakıldığı an hemen geri toparlıyor. Bu nedenle uygulanan diyetin dengeli ve sürdürülebilir olması gerekiyor. Oysa birçok diyet listesi kalori kısıtlaması üzerinden hareket ediyor. Bu da hızla kilo verdikten sonra yine hızla kilo almamıza sebep olan YO-YO etkisine yol açıyor.

GÜNDE 1 ELMA

Metabolik Balans programının olmazsa olmazı günde 1 elma. Elma içeriğindeki peptin sebebiyle kolesterolu düşürüyor. Ayrıca vitamin ve mineralleriyle de beslenmeye destek oluyor. Bu nedenle programı uygulayanherkesin günde mutlaka

1 elma yemesi gerekiyor.

ŞEKERE, HİPERTANSİYONA İLAÇSIZ TEDAVİ

Metabolik Balans sisteminde amaç, hayat boyu sürecek doğru beslenmeyi öğrenerek özellikle insülin seviyesini düşük tutmak, insülin direnci, reaktif hipoglisemi, Tip 2 şeker hastalığı kolesterol yüksekliği gibi hastalıkların ilaçsız olarak çözümüne katkıda bulunmaktır.

HANGİ YİYECEKLER KAN ŞEKERİNİ DAHA ÇABUK YÜKSELTİYOR?

Glisemik indeksin bir yiyeceğin kan şekerini yükseltme özelliği olduğunu söyleyen Dr. Onur Yozbatıran, glisemik endeksi yüksek yiyeceklerin kan şekerini hızla yükselterek kilo yaptığını belirtti. Dr. Yozbatıran, glisemik endeksi yüksek, orta ve düşük gıdaları şöyle sıraladı:

Düşük glisemik indeksli gıdalar: Barbunya, nohut, kuru fasulye, mercimek, fındık, elma, portakal (çoğu meyve ve sebze), makarna, kepekli ekmek.

Orta glisemik indeksli gıdalar: Beyaz şeker, esmer pirinç, şeker kamışı, çavdar ekmeği, dondurma, fırında patates.

Yüksek glisemik indeksli gıdalar: Patates, beyaz ekmek, beyaz pirinç, işlenmiş meyve suları, muz, karpuz, krakerler, mısır cipsi, mısır gevreği.

Yemeğe proteinle başlayın daha kolay zayıflayın

Onur Yozbatıran alınacak küçük önlemlerle insülin dengesinin sağlanabileceğini söylüyor. Dr. Yozbatıran insülin seviyesini aşağıda tutabilmek için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:

Günde 3 öğün yiyin: Öğünler arasında 5 saat bir şey yememek gerekir. Çünkü insülin şekere cevap olarak salgılanır ve insülin sayesinde şeker kullanılır. İnsülin salgılandıktan 5 saat sonra vücuttaki doğal seviyesine gelir. Yani yeni bir gıda almak için insülin seviyesinin düşmesini beklemek gerekir. Aksi takdirde arada alacağımız özellikle şekerli gıdalar yine insülini yükselecektir. İnsülin yüksekliğinde vücut basit anlatımıyla depo modunda çalışır ve alınan şekerli gıdaları yağa dönüştürür. Bu da çabuk acıkmamıza neden olur. Sadece şeker hastalarının ara öğün alması gerekir.

Yemeğe proteinle başlayın: Yemeklere ilk bir iki lokma proteinle başlamak midemize daha sonra alacağımız gıdalardaki şekerin kana geç karışmasını sağlar. Çünkü eğer mideye giren ilk besin şekerli gıda yani karbonhidrat olursa, şeker hızlı yükselir. İnsülin de bunu düşürmek için hızla yükseliyor. Oysa amacımız şekerin yükselişini ve insülin cevabının yavaş olmasını sağlayarak acıkmayı geciktirmek. Protein daha geç acıkmamızı sağlıyor.

Meyveyi yemekle beraber ya da yemekten hemen sonra yemek gerekir: Çünkü aç olarak ya da boş mideye yenen meyvenin içindeki şeker hemen emilip kana karışarak şekerin ani yükselmesine sebep olur. Pankreas, bu şekeri kullanabilmek için yüksek düzeyde insülin salgılar. İnsülin yükselerek şekeri çabucak kullanır ve çabuk acıkmamıza neden olur. Oysaki yemek sonrası yenecek meyvenin içindeki şeker emilimi daha yavaş olur ve daha düşük miktarda insülin salgılanır.

GECE KUŞLARI DİKKAT!

Az uyumak şişmanlatıyor

Dr. Onur Yozbatıran, en çok yağ yakımının gece olduğunu söylüyor. İnsan vücudunun gündüz farklı gece uykuda farklı enerji kaynaklarını kullandığını ifade eden Dr. Yozbatıran, "Vücut, gündüz enerjisini şekerden, gece uykuda ise yağdan alıyor. Günde en az 6-8 saat uyumak gerekiyor" diyor.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 8820 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim