Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite kampanyalarını sürdüren bakanlık, ‘Obezite Cerrahisi’ni de alternatif yöntem olarak gündemine aldı. “Türkiye’de Obezite Tedavisinde Obezite Cerrahisinin Yeri” isimli geniş bir rapor hazırlayan bakanlık, cerrahi yöntemi her yönü ile masaya yatırdı. Raporda, obez bir kişinin normal ağırlıkta bir kişiye göre 8-10 yıl daha erken ölmesinin muhtemel olduğu vurgulandı. Ayrıca, obez bir kişinin, normal ağırlıklı bir kişiye göre yüzde 25 daha fazla sağlık harcaması oluşturduğuna dikkat çekildi.
Sağlık Teknolojisi Değerlendirme Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan rapora göre Türkiye’de 2003’te yüzde 12 olan obez oranı, her yıl artış göstererek, 2012’de yüzde 17,2’ye çıktı. Beden Kitle İndeksi’ne (BKİ) göre vatandaşların yüzde 34,8’inin fazla kilolu, yüzde 44,2’sinin normal kilolu, yüzde 3,9’unun ise düşük kilolu olduğu belirtildi. Cinsiyet ayrımına bakıldığında kadınların yüzde 20,9’unun obez ve yüzde 30,4’ünün de fazla kilolu olduğuna dikkat çekildi. Erkeklerde ise bu oranların sırasıyla yüzde 13,7 ve yüzde 39 olduğu vurgulandı. İlk olarak Türkiye’deki genel cerrahi hekimlerle anket yapıldı. 2008’de 43 hekim 2 bin 197 obez hastayı cerrahi olarak tedavi ettiğini ifade ederken 2012’de ise 112 hekim 4 bin 511 obez hastayı bu yöntemle tedavi etti. Raporda obezite cerrahisinin BKİ’si 40’ın üzerinde olan hastalarda kullanılacağına dikkat çekildi. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) BKİ 40 olan hastaların giderlerini karşıladığı ancak 35-40 arasında olanların da harcamalarının devlet tarafından karşılanması gerektiği belirtildi. Obezite cerrahisi yöntemi için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetvasına da başvuruldu. Buna göre obezite cerrahisinin tedavi yöntemi olarak uygulanmasında dini yönden sakınca yok.
İlyas KOÇ
