• BIST 9524.59
  • Altın 2493.789
  • Dolar 32.5764
  • Euro 34.7318
  • Ankara 16 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Bursa 16 °C
  • Antalya 19 °C
  • İzmir 17 °C

Özel sağlık sigortaları yönetmeliği hazırlanıyor

Özel sağlık sigortaları yönetmeliği hazırlanıyor
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç, tamamlayıcı sağlık öncesinde özel sağlık sigortaları yönetmeliği üzerine çalıştıklarını belirterek, bu çalışmaya yönelik SGK ve kamu görüşlerinin alındığını söyledi.

İTO'da geçtiğimiz günlerde Özel Sağlık Sigortaları Kongresi düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrenin katılımcıları arasında yer alan ve görüşlerini paylaşan Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç, tamamlayıcı sağlık öncesinde özel sağlık sigortaları yönetmeliği üzerine çalıştıklarını belirterek, bu çalışmaya yönelik SGK ve kamu görüşlerinin alındığını söyledi.

Özel Sağlık Sigortaları Kongresi 29 Martta İstanbul Ticaret Odası Meclis salonunda gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu adına Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Helvacı’nın yaptığı toplantı iki bölüm halinde yapıldı. Toplantıda 1. Oturumun moderatörlüğünü yapan İTO Meslek Komitesi Başkanı Levent Korkut, seçimlerin yaklaştığı şu günlerde faaliyetlerini sağlık sigortalarıyla ilgili olarak kapatacaklarını sektördeki acente ve aracılar olarak brokerların buradaki beklentilerine çözüm oluşturmak adında toplandıklarını ifade etti.

Korkut özellikle sağlık sigortalarındaki üretimin yüzde 70’inin acenteler ve brokerlar tarafından üretildiğine dikkat çekerek, “Sağlık sigortaları ülkemizde beklenen hacme ulaşamıyor. Bu alanın beklenen hacme ulaşmasında yüzde 70’lik üretimi yapan 17 bine yakın acentenin (bu branşta üretimi yapan çok az bir bölümünün dışındaki acentelerin) satıştaki pastayı büyütebilmek adına olayın içerisine girmesi gerekiyor. Acentelerimizin öncelikle kendine inanıp sonra pazarı buna inandırması gerekli, sonrasında başarı elde edilecektir. Sigorta bilinciyle birlikte önümüzdeki süreçte çok hızlı büyüyecek olan bu pazarda aynı bireysel emeklilikte olduğu gibi devletin ciddi vergisel anlamda katkılarıyla bu alanın önünün açılacağına içtenlikle inanmaktayım” dedi. 2012 yılında sigortacılık sektörünün yaklaşık 10 milyar dolar civarında üretim gerçekleştirdiğini aktaran Mapfre Genel Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Tolga Dağlıer, “ Bu rakamın içinde sağlık sigortaları yüzde 12 gibi bir paya sahip. Sağlık sigortaları Türkiye’de 1990’lı yılların başlarında hayata geçti. Tam olarak istatiski bilgiye sahip olmamakla birlikte 1 milyon 800 bin sağlık sigortalı bulunmakta. Bende 25 yıldır sigortacılık mesleği yapan biri olarak sağlık sigortalarının geldiği noktayı başarı olarak görmek mümkün değil. Yola çıktığımızdan beri fazla yol alamamışız. Sağlık sigortaları Türkiye’de pahalı, biz de bu sebeple pahalı satıyoruz. Ve pahalı sattığımız için genç bir nesile yayılamıyoruz. 2012 yılında SGK’nin bir genelge yayınlamasıyla 3’lü faturalandırma sisteminin önü açıldı. Bizde buradan yola çıkarak sektörün uzun süredir beklediğini düşündüğümüz Tamamlayıcı Sağlık Sigortaları konusunda adım atma kararı aldık. TSS konusunda bizden sonra sisteme yeni bir şirketin girdiğini duymadım. Kasımdan bu yana bu işin içindeyiz ve bu alanın gidişatından memnunuz” dedi.

Toplantıda konuşma yapan bir diğer isimse Güneş Sigorta Sağlık Sigortaları Grup Müdürü Elvan Atalay’dı. Sigortalıların, sigortacıların, hastanelerin ve tüm satış kanallarının sorunlarını, şikâyetlerini ve ne istediklerini araştıran Atalay, “ Bizde zamana ayak uydurmak zorundayız. Birlikte düşünüyor ve ortak hareket ediyor olmamız lazım. Kendi dilek ve taleplerimizi ve haklarımızı koruyor olmamız lazım. Sağlık branşı sektörde yine iyi büyüyen branşlardan biri. Sağlık sigortası satmaya çalışırken aynı zamanda güven satmaya çalışıyoruz. Fakat önce birbirimize güvenmeliyiz, anlaşmalı kurumum bana, ben sigortalıma, acenteme, satış kanalına güvenmeliyim. Beyan ve bilgilendirme formu almalıyız. Bir işi ya yapalım ya yapmayalım ‘mış’ gibi yapmak bu işin en kötüsü. Yenileme garantisi veriyormuş gibi yapıyoruz, vermiyoruz. Fiyatı arttırmamış gibi yapıp, arttırıyoruz. Aslında maskelerimiz var, maskeleri yere attığımız zaman bence ne şikâyet alırız, ne güven problemi yaşarız. Benim şahsi düşüncem mış gibi yapmazsak sorunlarımızı çözeriz diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

RAKAMLARA GÖRE TIKANMA NOKTASINA GELDİK

Groupama Sigorta Sağlık Sigortaları Müdürü Ayşe Tunar ise toplantıda şu konulara değindi: “2000 yılından 2012 yılına geldiğimizde sağlık sigortasında faaliyet gösteren 40 tane şirket varken bugün sayının 27’ye düştüğü görülüyor. Sigortalı sayısı da 2010 yılına kadar hızlı bir ilerleme gösterirken 2010 yılından sonra bu adetlerde yavaşlama başlıyor. Şu anki rakamlara baktığımızda galiba gerçekten bir tıkanma noktasına gelmiş durumdayız. Demek ki biz pek Türkiye’ye yayılamadık. Daha çok belli bir zengin zümrenin etrafında dönüyoruz. Mapfre’nin çıkardığı ‘Fark Yok’ la ilk defa bu zümrenin dışına çıkılacak. Umarım sektördeki diğer şirketlerde Tamamlayıcı Sağlık Sigortasında atak yapabilirler” dedi.

Sigortacı olarak yapmakla yükümlü oldukları kısımlar olduğunu söyleyen Anadolu Sigorta Sağlık Sigortaları Müdürü İdil Pamir, “Sigortalılarımızın da yapmakla yükümlü olduğu kısımlar var. Biz sigortacılar olarak mutlaka mevcut hastalıkları kapsam dışı bırakacağımızı söylemek zorundayız. Bizim sigortacılar olarak yaptığımız iş riski yüklenmek, diğer kısım ise sosyal devletin üstlendiği sorumluluktur. Bizim yaptığımız en büyük hata bilgilendirme eksiği. Poliçeleri satarken neyi ödediğini tabi ki anlatacağız ama neyi satmadığını da anlatmamız gerekiyor. Sağlık sigortası satılırken temellerinin iyi atılması ve poliçeyle ilgili tüketicinin iyi bir şekilde bilgilendirilmesi gerekiyor. Çünkü bilgilendirme eksikliğinden hem biz hem de tüketici mağdur olabiliyor” dedi.

II. oturumda ise, moderatörlüğü Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç yaptı. Açılış konuşmasında Ahmet Genç, tamamlayıcı sağlık öncesinde özel sağlık sigortaları yönetmeliği üzerine çalıştıklarını belirterek, bu çalışmaya yönelik SGK ve kamu görüşlerinin alındığını söyledi.

Kongrede önemli mesajlar veren Ahmet Genç, İTO’nun yapmış olduğu kongrenin zamanlamasının çok yerinde olduğunun altını çizerek, Hazine olarak öncelikli olarak sektörün acilen üzerinde durduğu "Tamamlayıcı Sağlık Sigorta’larıyla ilgili Yönetmelik ihtiyacı talebi olduğunu fakat öncesinde, Özel Sağlık Sigortaları’nın bir yönetmeliğinin olmaması üzerine öncelikli olarak durduklarını söyledi.

ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI YÖNETMELİĞİ HAZIRLIYORUZ

Özel Sağlık Sigortaları Yönetmeliği hazırlıyoruz diyen Genç şunları söyledi: “Hazırladığımız yönetmelik taslağını öncelikli olarak SGK ve Kamu kurumlarının görüşlerine gönderdik ve bu görüşler geldi. Bunları kısa süre sonra kamuoyuyla paylaşıp görüş toplayacağız. Bu amaçla düzenlediğimiz konferans yeterince faydalı oldu. Sağlık sigortalarında hizmetin sık kullanılması, karşılıklı iyi niyet prensibine uyulmaması nedeniyle maliyetler bildiğiniz gibi yüksek. Bu nedenle de tüketicilerden ve şirketlerden çok şikâyetler alıyoruz. Bir ara bazı şirketler tarafından yenileme garantisi verilip, primlerin çok fahiş artması yönünde çok sayıda şikâyet aldık. Bu şikâyetlerin üzerinde çok ciddi durduk ve önlemlerimizi aldık” diye konuştu.

SEKTÖR BU BEKLENTİYE ER GEÇ CEVAP VERMEK ZORUNDA

Toplantıda söz alan panelistlerden SGK Sağlık Sigortacılığı Daire Başkanı Dr. Hanefi Gök, özel sağlık sigortaları Yönetmelik Taslağı ile ilgili Hazine’ye kurum olarak görüşlerini ilettiklerini aktararak başladığı konuşmasında, “Tamamlayıcı sağlık sigortasında sigortalı üzerinde kalan payın tamamlayıcı sigorta tarafından ödenmesi gerekiyor. Bu surette ikili bir kontrol sistemi yaratılmış olacaktır. Tamamlayıcı sağlık sigortasından geriye dönüş olamayacak bu sebeple ülke olarak mutlaka bir model oluşturmak zorundayız, çalışan kesimin talebi bu yönde olup sektör bu beklentiye er geç cevap vermek zorundadır” şeklinde konuştu.

Sağlığı sektör haline getirmek ve piyasalaştırmak 2003 yılından bu yana ivme kazanmış olup, piyasalaştırmak ise sektörü genişletip yönetilmesini sağlayacak olduğunu söyleyen İstanbul Tabip Odası Divan Kurulu Başkanı Dr. Güray Kılıç, “Bu surette finansmanı önemli şekilde cazip hale getirip, hizmetin yaygınlaşmasını sağlayacaktır. Bu surette verimsizliğin önüne geçilerek hastaya daha iyi hizmet sunulup, sağlık hizmet üretimi artacaktır. Bundan sonraki süreçte ise Kamu Hastaneleri’nin özelleşmesi sağlanacaktır. Destek ve sağlık hizmetleri önümüzdeki süreçte taşeronlaşacaktır. Bu süreçler dönüşüm planının önemli sonuçlarıdır. Ekonomik ve ideolojik bir etken haline gelerek önümüzdeki süreçte tamamlayıcı sigortanın kapsamı daraltılmalıdır. Bu program hizmetin dağılımında eşitsizliği getirmemelidir. Yani Sağlık Bakanlığı Planlayıcı ve denetleyici olmalıdır” dedi.

Özel Hastaneler adına söz alan Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Sekreteri Dr.Sema Akgün, “Sigorta sektörünün yaşadığı kaynak ve kârsızlık tercih ettikleri bir durum değil. Sağlık hizmeti sunmanın maliyeti oldukça yüksek. Özellikle teknolojiyi takip etmenin maliyetinin oldukça yüksek oluşu ve sürdürülebilir hizmetin ise hasta beklentilerini karşılamaktan geçtiği ve beklentinin de cihazların yeni olmasından kaynaklı. Tamamlayıcı sigortaların sektörün gelişimi ve büyümesi açısından çok önemli, bu nedenle bunu çok önemsiyoruz, yapılacakların sektörle birlikte beraber yapılacağı ve mutlaka yeni iş modellerinin bulunarak gerek sigorta sektörünün ve gerekse sağlık sektörünün birlikte çözüm bulacakları modeller araştırılıyor” dedi.

‘BU İŞE GİRERKEN AMACIMIZ KÂR ETMEK DEĞİLDİ’

Tamamlayıcı sağlık sigortası müşteri kitlesiyle ilgili istatiksel pek veri olmadığını, hukuki alt yapısı için henüz çok erken olduğu ancak ilerisi için çok önem arz ettiğini belirten Mafre Genel Sigorta Genel Müdürü Serdar Gül, “Bu sigortalarda en önemli hususun ömür boyu yenileme konusu. Amacımız 400- 500 liraya poliçe satıp kâr etmek değil. Amacımız bu sigortayla sisteme yeni müşteri kitleleri sokmak ve sistemi onlara anlatmak. Ayrıca yeterli çoğunluğa erişildiğinde de hastanelerin kalitesini yükseltmeyi de amaçlıyoruz.

Ayrıca Türkiye’de düzenlemelerin çok uzun soluklu olmadığını söyleyen Gül, “ Biz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası işine girerken Türkiye’de yaşanan hastalıklarla ilgili tutarlı hiçbir tablo bulamadık. Bu yüzden Almanya’nın tablolarına göre hazırladık. Önce Türkiye’nin hastalık haritası çıkarılmalı, davranışlar buna göre yönlendirilmeli. Devletin bu işe vergi desteği mutlak surette sağlanmalı. Devlet iki konuda öncelikli olarak yardımcı olmalıdır. Birincisi sosyal konular ile işin teknik yönü birbirine karıştırılmamalı, bu konuda mutlak surette etkili bir kurul olmalı, ikinci olarak ise şirketler bir an önce bu işe girmeli. Zira satışta ne kadar çok şirket yer alırsa tanıtım o denli daha çabuk olacaktır” şeklinde görüş bildirmiştir. Devlet ile özel sektörün Tamamlayıcı Sağlık sigortası konusunda ciddi bir şekilde işbirliği içerisinde olması gerektiğini belirten Hazine Müsteşarı Ahmet Genç ise “Uzayan insan ömrü ile Dünya da Sosyal güvence sistemlerinin sorun yaşanıyor. Bu nedenle bu işi çok önemsiyoruz. Vergi desteğinden ziyade TARSİM de olduğu gibi devletin prime katılım desteği belki daha doğru olacaktır” dedi.

Sigortacigazetesi

Bu haber toplam 6819 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim