• BIST 9450.8
  • Altın 2494.844
  • Dolar 32.5924
  • Euro 34.7836
  • Ankara 20 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Bursa 18 °C
  • Antalya 20 °C
  • İzmir 20 °C

Pahalıysa vardır bir hikmeti!

Pahalıysa vardır bir hikmeti!
12 kişi üstünde uygulanan tedavi yönteminin sonucu...

Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu Banes

BİLİM köşesine böyle başlık atılmaz aslında. "Her derde deva" diyerek sözüne başlayan bir kişi, ya bir şeylerin reklamını yapıyordur ya da inançlarından bahsediyordun Bilim somut kanıtlar ister, yüzde 100'leri ise asla kabul etmez. İllaki bir yanılma payı vardır. Fakat gerek geçmişte kendi yaptığım, gerekse son zamanlarda okuduğum "plasebo" içerikli araştırmalar sonucunda (tam anlamıyla olmasa da)

"Her derde deva" denebilecek "bilimsel bir gerçek" çıkıyor ortaya. Bu "gerçeği" tanımlamadan önce isterseniz kısaca "plasebo etki" ne demekmiş bir bakalım: Bazı hastalara fiziksel anlamda tedaviye yönelik hiçbir gücü olmayan (örneğin içi boş ya da şeker doldurulmuş) kapsüller verilerek "Çok işinize yarayacak/iyileşeceksiniz" denilmesi, hastanın da buna inanarak kendisini iyi hissetmesi olayıdır. İşin ilginç tarafı bazen bu hastalarda hiç beklenmedik fiziksel iyileşmeler de kaydedilmektedir. Plasebo genelde tıbbi araştırmalarda test edilen ilaçların gerçek etkisi incelenirken kontrol grubu olarak seçi len insanlarda ya da hiçbir sağlık sorunu olmayan "hastalık hastası", "Ben ilaç kullanmazsam yaşayamam" diyenlerde uygulanır.

Haftada bir kez yazdığım bu köşeye bilimsel haberler getirirken konuları her zaman uluslararası bilim camiasında en çok okunan ve itibar gören bilimsel dergilerden seçmeye çalışıyorum. Birazdan bahsedeceğim plasebo ile ilgili araştırma Neurology adlı "küçük" bir dergide yayımlanmış. Araştırma ise Cincinnati Üniversitesi'nde çok başarılı bir nöroloji grubu tarafından gerçekleştirilmiş. Elde ettikleri sonuçlar son derece ilginç olmasına rağmen kullanılan hasta sayısı az (12) olduğu için büyük dergiler "Şimdilik yayımlayamayız, hasta sayınızı artırdıktan sonra tekrar gelin" demişler. Her ne kadar Neurology Dergisi küçük olsa da yayımlanan sonuçlar bilim dünyasında herkesin dikkatini çeken ateşli tartışmaları başlatmaya yetmiş. Geçen hafta çarşamba gününden bu yana Avrupa ve Amerika'da radyo ve televizyon programları hemen hemen her gün bu konuyu gündeme getiriyor. Adı geçen araştırma iyileşmeyen ve ilerleyici bir hastalık olarak bilinen Parkinsonlu hastalar üzerinde gerçekleştirilmiş. Parkinsonlu hastaların fiziksel olarak hareketlerini etkileyen (kasılmalar, yürüme bozuklukları, titremeler gibi) belirtilere "motor belirtiler" deniyor. Tamamen bu belirtilerin tedavisi üzerine kullanılan ilaçları test etmekle tanınan Dr. Alberto Espay, bir gün hastalarından seçtiği 12 kişiyi kliniğine çağırmış. Hastalara yeni bir tedavi uygulamak istediğini, bunun için gönüllü hastalar aradığını açıklamış. Her hasta tereddütsüz gönüllü olmaya karar vermiş ve araştırmanın sonuna kadar istenilen her şeyi eksiksiz uygulamış. Dr. Espay, "Elimizde 2 çeşit kas içine zerketmemiz gereken ilaç var. Bunlardan bir tanesinin fiyatı enjeksiyon başına 100 $, diğeri ise 1500 $. Hangisinin tedavide daha etkin olduğunu araştıracağız" diyerek hastalarına işin maliyetini de açıklamış. 6 kişiye ucuz tedaviyi diğer 6 kişiye de pahalı tedaviyi, uygulamaya başlamış. Hastalara söylemediği 1 gerçek ise zerk edilen her iki maddenin de aslında tedavi edici 1 ilaç değil basit bir serum fizyolojikten (tuzlu sudan) ibaret olduğu. Bir aylık enjeksiyon sonucunda hastaların motor sistemleri test edilmiş. Elde edilen sonu Her hastanın sağlık durumlarında iyileşme!.. Tipik plasebo bulgusu Fakat özellikle kendisine çok da pahalı ilaç zerk edildiğine inanlar çok daha kısa sürede fiziksel gelişme göstermişler. El titremeleri azalmış, gece uykuları düzelmiş.

Araştırmayı okuyunca gülmeden edemedim. Düşünsenize "Pahalıysa vardır bir hikmetinin işi ne kadar güçlü ki insanların motor sistemleri bile başka türlü harekete geçiyor... Şunu da parantez içinde söyleyeyim; bu plaseb testindeki pozitif etkiler Parkinson tedavisinde kullanılan ilaç tedavileri kadar elbette güçlü değil.

Söze başlarken "her derde deva" olabilecek bilimsel gerçek ten bahsettim biliyorsunuz. İşte o gerçek: "İmkansız kelimesinin sonundaki 'sız' hecesini kesip atmak ve ne kadar negatiflikler yaşasak da olabilecek her türlü pozitif sonuca inançla gönlümüzü açmak."."Bunun neresi bilimsel?" demeyin. Kanıt yukarıda... Bir sav, elde edilen somut ve tekrar edilebilen kanıtlarla ispatlandıysa bilimsel olarak doğrudur.

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 2300 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim