• BIST 9126.46
  • Altın 2324.175
  • Dolar 32.3577
  • Euro 35.0008
  • Ankara 20 °C
  • İstanbul 20 °C
  • Bursa 24 °C
  • Antalya 26 °C
  • İzmir 25 °C

Safra kesesi taşları kansere neden olabilir!

Safra kesesi taşları kansere neden olabilir!
Prof. Dr. Kadir Bal, 60 yaş üzerindeki insanların yaklaşık üçte birinde safra kesesinde taş veya çamur saptandığını belirterek, safra taşlarının safra kesesi, safra yolu ve pankreas iltihabıyla kanser gibi ciddi hastalıklara yol açabileceğini söyledi.

Safra kesesi taşının dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Türk Gastroenteroloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Bal, safra taşlarının yüzde 80'inin kolesterol taşı olduğunu, pigment ve karışık yapıdaki taşların ise daha düşük oranda görüldüğünü belirterek, "Batı toplumlarında sıklığı genellikle yüzde 10'un üzerindedir. Yakın tarihte ülkemizde yapılan bir çalışmada sıklık yüzde 7,5 bulunmuş ve kadınlarda anlamlı olarak erkeklerden daha fazla safra taşı saptanmıştır." ifadelerini kullandı.

KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Prof. Dr. Bal, safra taşlarının orta yaşlı, beyaz tenli, kilolu ve çok doğum yapmış kadınlarda daha sık görüldüğünü belirterek şu bilgileri verdi:

"60 yaş üzerindeki insanların yaklaşık üçte birinde safra kesesinde taş veya çamur saptanmaktadır. Gebelik sırasında safra kesesinde safra çamuru oluşumu sık görülür, gebelik sonrasında bunların çoğu kendiliğinden kaybolmaktadır. Hızlı kilo vermek bazı insanlarda safra kesesi taşı oluşumuna yol açabilmektedir. Alyuvarların parçalanmasıyla giden kan hastalıklarında, karaciğer sirozunda, şeker hastalarında ve safra yollarında doğumsal bir bozukluk olanlarda taş oluşma sıklığı artmıştır. Bunların yanında, ırk, genetik faktörler, cinsiyet, yaş, şişmanlık, alkol kullanımı, kan yağları yüksekliği, ince bağırsak hastalıkları, diyet, hormonal değişiklikler ve kullanılan bazı ilaçlar (doğum kontrol hapları kullanımı gibi) safra kesesi taşı oluşumunda etkili olabilir."

GİDEREK ŞİDDETLENEN AĞRILARA NEDEN OLUYOR

Prof. Dr. Bal, safra kesesi taşının yemeklerden yarım saat sonra karın sağ üst-orta tarafında kaburgaların altında, giderek şiddetlenen, omuza ve sırta yayılabilen, bulantı ve kusmayla birlikte hissedilen bir ağrı oluşturduğuna dikkat çekti.

Özellikle yumurtalı ve yağlı yiyeceklerin ağrıyı uyardığını, bazen küçük kese taşlarının safra yoluna düşerek de ağrı oluşturabildiğini belirten Prof. Dr. Bal, safra yolunun geçici veya tam tıkanmasıyla idrar renginde koyulaşma ve dışkı renginde açılma gibi ek bulgular ortaya çıktığını aktardı. Prof. Dr. Bal, safra taşlarının daha ciddi hastalıklara neden olabileceğini belirterek, şöyle devam etti:

"Safra taşları bulunduğu ortamlarda iltihaplanmaların oluşmasını kolaylaştırır. Hem safra kesesi hem de safra yolu iltihabı ile birliktelikleri yüksek orandadır. Ayrıca ülkemizde pankreas iltihaplarının oluşmasındaki rolü yaklaşık yüzde 50 oranındadır. Safra taşları, safra kesesi ve safra yolları kanseri oluşmasında önemli faktörler arasında sayılır. Bazen taşlar safra kesesinde iltihaplanmaya yol açar. Bu dikkatle takip ve tedavisi gereken ciddi bir durumdur. Safra taşları safra yollarına düştüğünde safra kanalıyla pankreas kanalında da tıkanmaya yol açarak pankreas iltihabına sebep olabilir. Hastanın hastaneye yatırılarak izlenmesi ve tedavi edilmesi gerekir ve tedavi edilmediğinde ölümcül olabilir."

Safra taşı tanısının daha çok ultrasonografi ile koyulduğunu belirten Prof. Dr. Bal, endoskopik olarak safra yollarının röntgen altında incelenmesinin de önemli bir teşhis yöntemi olduğunu söyledi. Bu yöntemle tanı konulurken safra yollarına düşen taşların da çıkarıldığını dile getiren Prof. Dr. Bal, safra kesesinde tesadüfen taş saptanan bir hastanın şikayeti yoksa ameliyat olmasına gerek görülmediğini, hastanın 6'şar aylık aralıklarla laboratuvar testleri ve ultrasonografik olarak izlenmesinin yeterli olacağını belirtti.

Prof. Dr. Bal, safra taşı nedeniyle şikayetleri oluşan hastalarda cerrahi yöntemin tavsiye edildiğini, açık veya kapalı yapılan operasyonlarla safra kesesinin alındığını ifade ederek, kapalı operasyonda hastanın hızla iyileştiğini, hastanede kalma süresinin kısaldığını söyledi.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 3499 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim