• BIST 9814.19
  • Altın 2494.399
  • Dolar 32.3553
  • Euro 34.4531
  • Ankara 16 °C
  • İstanbul 22 °C
  • Bursa 23 °C
  • Antalya 21 °C
  • İzmir 28 °C

Sağlık skandallarına karşı öneriler!

Sağlık skandallarına karşı öneriler!
Katarakt ameliyatı için geldi rahmi alındı! Bir sağlık hukukçusu olarak neden böyle bir konu seçtim? Çünkü bu konuda hasta da hekim de mağdur.

Katarakt ameliyatı için geldi rahmi alındı! Bir sağlık hukukçusu olarak neden böyle bir konu seçtim? Çünkü bu konuda hasta da hekim de mağdur.

Hekim- hasta ilişkisini olumlu yönde geliştirmek görevini üstlenen biz hukukçuların, riski azaltıcı faktörleri doğru belirlemesi gerekir. Bu sektörde sağlık hukukçusu olarak pozisyon alma sebebimiz, hekim ve işletmelerin hukuksal risklerini azaltmak, hastaların mağduriyetlerini en aza indirmektir. Sağlık Hukukunda hekim hakları kavramı yoktur. Hekimlerin yükümlülükleri ve yetkileri vardır. Esas olan hasta haklarıdır. Tüm dünyada da kurgu bunun üzerine kurulmuştur. Roma Hukuku'ndan bu yana, hastaların hakları, hekimlerin ise sorumlulukları üzerinde durulmuştur.

1988 yılına kadar hasta hakları konusu birçok farklı yasada, dağınık bir şekilde yer almıştır. 1988'de çıkarılan "Hasta Hakları Yönetmeliği" Sağlık Hukuku'nun hasta tarafı için olumlu bir gelişme olmuş; düzenlemelerin büyük bir kısmı tek başlık altında toplanmıştır. Buna karşın hekimin hak ve yükümlülüklerinin tek başlık altında toplandığı bir yasal düzenleme hala yapılamamıştır. Bu durum hak ve sorumluluklarını eksiksiz bilmesi gereken hekimler açısından sıkıntı doğurur.

Hiç şüphesiz ki hekimlik kimliğini taşıyan herkes, müdahalede bulunduğu hastanın acı ve ağrısını en kısa zamanda gidermek ister. Ancak sistem kaynaklı bazı sebepler, hekimlerin görevlerini gereği gibi yapabilmelerine imkân sağlamıyor. Bu sebepler kimi zaman vakit darlığı, hasta yoğunluğu; kimi zaman personel ve araç-gereç eksikliği yahut hekimin iş yükü fazlalığı şeklinde kendini gösteriyor. Hal böyle olunca, hasta üzerinde hiçbir hekimin sebep olmak istemeyeceği olumsuz neticeler meydana gelebiliyor.

İşte yanlış taraf cerrahisi de bunlardan biri. Ve hatta bence en acı olanı. Bu kavramı kısaca şöyle tanımlayabilirim: Yanlış Taraf Cerrahisi, müdahale edilmesi planlanan hasta, parça veya organ yerine; yanlış bir hastaya veya organa cerrahi müdahalede bulunulmasıdır.

Uluslar arası Birleşik Komisyon'un (JCAHO) verilerine göre; Temmuz 2005 itibariyle, dünya çapında 3,548 hasta, tıbbi hata mağduru olmuş ve bunlardan 444'ü (%59) yanlış taraf cerrahisine maruz kalmıştır.
Tıbbı hata vakalarının 2,450 (%74)'ü de ölümle sonuçlanmıştır.

YANLIŞ TARAF CERRAHİSİ NEDİR?

* Yanlış hasta
* Yanlış parça
* Yanlış vücut tarafı
* Doğru işaretlenmiş tarafın yanlış düzeyi

Üzerinde gerçekleşen tüm cerrahi uygulamalar, yanlış taraf cerrahisinin kapsamındadır. Yanlış Taraf Cerrahisinin daha kolay anlaşılabilmesi için dünyadan ve ülkemizden örnek olaylara göz atalım: Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde katarakt ameliyatı olması gereken hastanın yanlışlıkla rahmi alınmıştır. 55 yaşındaki S.K. mağdur olurken, DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi de yaşanan bu talihsiz olay sebebiyle güvenilirliğini kaybetmiştir.

Niğde'de sağlam dişi çeken diş hekimi, yaralama suçundan hapis cezasına çarptırılmış, Yargıtay cezayı onamıştır. Samsun'da bir hasta mide şikâyeti sebebiyle ameliyata alınmış ve bir hafta sonra komaya girmiştir.

Türkiye'de bunlar yaşanırken, dünyada da durum pek farklı değildir. Zira; 2002 yılında İngiltere'deki bir hasta, röntgene ters bakan hekimin kurbanı olmuş, hasta olan böbreği yerine sağlıklı böbreği alınmıştır. Hasta operasyondan birkaç saat sonra hayatını kaybetmiştir.

Amerika'da bir kadın meme kanseri teşhisiyle ameliyat edilmiş ve iki göğsü de alınmıştır. Operasyondan 48 saat sonra tahlillerin karıştığı, aslında kadının kanser olmadığı anlaşılmıştır.
Görüldüğü gibi, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan, yanlış taraf cerrahisi kurbanı olmaktadır. Oysa Yanlış taraf cerrahisinin önüne geçmek hiç de zor değil.

Operasyon öncesi teyit süreci ile cerrahi tarafı işaretleme sürecini işletmek ve bu sürece hastaların da katılımını sağlamak şeklinde ifade edilebilecek, üç basamaklı basit bir yöntem ile hastayı da; kutsal bir görevi üstlenmiş olan hekimi de bu olumsuz ve yıkıcı sonuçlardan korumak mümkün. Şüphesiz ki hekimler kendi mesleklerindeki yenilikleri takip ettikleri gibi, Sağlık Hukukundaki gelişimleri de aynı ciddiyet ve dikkatle takip etmeliler. Bu bir zorunluluktur.

Bu aşamada ben ve benim bakış açıma sahip hukukçuların üzerine düşen görev de hekim ve hastaların aydınlatılması sürecinde etkin rol almak olacaktır.

Avukat Dr. MERT VAN / Mynet

Bu haber toplam 4676 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim