Sağ bacağında hafif bir ağrı ve ayağa kalktığında attığı ilk birkaç adımda yürüme zorluğu, 41 yaşındaki Yalçın Çakır’ı kuşkuya düşürdü. Başvurduğu özel bir hastanede doktorların bu belirtileri sakat bırakıcı bir hastalık olan ve ameliyat gerektiren “Avasküler Nekroz” olarak yorumlaması ise onu çok şaşırttı.
Hiç beklemediği bu teşhis karşısında şok olan Çakır, Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın tarafından yapılan muayenesinde sakatlık riskinin olmadığını öğrenince yeniden umutlandı.
Çakır’ın hastalığı, “Kemik İliği Ödemi”ydi ve ihtiyaç duyduğu tek tedavi, 2 aylık bir dinlenme döneminden oluşuyordu.
İki ay dinlendi ameliyattan kurtuldu
Yalçın Çakır’ın hastalığı, belirtileri birbirine benzeyen ve ciddi sonuçlara neden olan “Avasküler Nekroz” ile karıştırıldı. Oysa kolaylıkla tedavi edilebilecek hastalığı doğru teşhis edilmeseydi, gereksiz bir ameliyat olmak zorunda kalacaktı. Ameliyattan, Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın’ın muayenesi ile kurtulduğunu diye getiren Çakır; “Avasküler nekroz teşhisi ile önüme iki seçenek sunuldu: Ya yürümemi engelleyen derecede ağrılarım olacak ya da ameliyat olacaktım. Hayatım birden kabusa döndü. Prof. Dr. Aydın’ın uzmanlığı ile hastalığımın kemik iliği ödemi olduğu tespit edildi. Sakat kalmam söz konusu değildi. Sadece dinlenmem gerekiyordu. Bugün tamamen iyileşmiş ve işine geri dönmüş biri olarak, benimle aynı teşhisin konulduğu hastalar, gereksiz ameliyat olmamak için hastalıklarının Avasküler Nekroz ya da kemik iliği ödemi olduğu konusunda dikkatli davranmalı” diye konuştu.
İki hastalık arasındaki farkı bilmek önemli
Prof. Dr. Aydın, Avasküler Nekroz hastalığını kemiği besleyen atardamarların tıkanması nedeniyle kemiğin ölmesi olarak açıkladı. Kemik iliği ödeminde ise damar tıkanmasının söz konusu olmadığını anlatan Prof. Dr. Aydın, iki hastalık arasındaki farkı şöyle ifade etti: “Kemik iliği ödemi, kemiğin içinde kanama ve sıvı toplanması şeklinde kendini gösterir. Avasküler Nekroz eklem kaybına neden olurken, kemik iliği ödemi ise hastayı sadece semptomları ile rahatsız eder. Hasta bir süre istirahat ettiğinde ya da erken tanı konularak tedavi edildiğinde, hastalık hiç sakatlık bırakmadan kendiliğinden iyileşebilir.”
MR görüntüleme tekniği ile doğru tanı
Tanı için öncelikle klinik değerlendirmenin yol gösterici olduğunu anlatan Prof. Dr. Aydın, “Avasküler Nekroz hastalarının çoğunda ya kortizon ya da alkol kullanım öyküsü vardır. Kemik iliği ödeminde ise hastaların normalde yapmadıkları; örneğin hiç yol yürümeyen bir kişinin hafta sonu dağ yürüyüşlerine çıkarak ağır ayakkabılarla kilometrelerce yol yürümesi gibi yoğun bir aktivite içine girmeleri önemli bir nedendir. Hastalığın tanısı manyetik rezonans (MR) görüntüleme tekniği kullanılarak konulmaktadır. Deneyimli bir radyoloji ve ortopedi uzmanı, MR ile bu iki rahatsızlığı birbirinden rahatlıkla ayırt edebilir” diye konuştu.
