Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürü Mustafa Kuruca, sosyal güvenlik reformu ve istihdam paketiyle getirilen prim borcu affının Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve en avantajlı uygulaması olduğunu söyledi.
SGK İl Müdürü Kuruca, prim affı, yeni istihdam paketi ve diğer sosyal güvenlikle ile ilgili son gelişmeleri Topkapı Eresin Otel’de düzenlediği bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı.
Basın toplantısına Kuruca ile birlikte il müdür yardımcıları Murat Göktaş, Ramazan Yıldız, Mustafa Cerit, kurum ilgilileri, başta İstanbul Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Derneği olmak üzere çeşitli oda ve derneklerin yöneticileri ile davetliler katıldı. Toplantıda prim borcu olanlara çağrıda bulunuldu ve avantajlardan faydalanmak için son müracaat tarihi olan 28 Temmuz’a kadar başvuruların yapılması istendi.
“Sosyal güvenlikte hızlı bir değişim yaşanıyor”
AS Haber Ajansı’nın (asha) verdiği habere göre, SGK İstanbul İl Müdürü Kuruca, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 1 Ekim’den itibaren yürürlüğe gireceğini hatırlattı. Sosyal güvenlik alanında hızlı bir değişimin yaşandığı dönemin yaşandığına dikkat çeken Kuruca, sosyal güvenlik reformu, istihdam paketi ve diğer değişikliklerin gündemde önemli yer tuttuğunu kaydetti.
SGK olarak İstanbul’un her ilçesinde bir birim oluşturma konusunda ısrarlı olduklarına değinen Mustafa Kuruca, “Hizmetin zemine yayılması gerekiyor. Primsiz ödemeler denilen yeşil kart, 65 yaş, gazi ve özürlü aylığı gibi uygulamalar SGK çatısı altında birleştirildi. Sosyal güvenlikte çalışmayı tüm ilçelere yaymak zorundayız” dedi.
“2006 reformu beklentiyi karşılamadı”
SGK’nın toplam 43.5 milyar YTL prim alacağının bulunduğunu, en fazla borcun Bağkur’da göründüğünü ancak, hesaplamalarda Bağkur prim borçlarının şişirilmiş olabileceği ihtimalinin yüksek olduğunu ifade etti. Kuruca, kurumun sadece İstanbul’da 2.5 milyar YTL SSK prim alacağının olduğunu belirtti.
Türkiye’de kısmi 1997 ve özellikle 2000 yılından itibaren iki veya üç yılda bir prim borcuyla alakalı affa yönelik düzenlemeler yapıldığını dile getiren Kuruca, son olarak 2006 yılında kanunlaşan 5458 sayılı uygulamanın önemli sıkıntılar oluşturduğunu kaydetti. 2008 yılında kanunlaşan prim borçlarına yeniden yapılandırma uygulamasının 2006 yılından itibaren ortaya çıkan aksaklıkların göz önüne alınarak kabul edildiğini belirten Mustafa Kuruca, “2006 yılındaki yapılandırma beklentiyi karşılamadı. Dolayısıyla daha çok borçluyu düşünen ve ödemede fevkalade kolaylıklar ve avantajlar sağlayan bugünkü prim borcu affı uygulaması ortaya konuldu” diye konuştu.
“Bu avantaja yürümek değil koşmak lazım”
Yeniden bir sosyal güvenlik kurumu oluşturulurken elbette zorlukların olacağını, ancak yapılan reformist planlamalarla bu zorluğun en az seviyede yapılması için çalışmalar yapıldığını vurguladı. Sosyal güvenlik reformunun bugüne kadar Cumhuriyet tarihinde en kapsamlı, borçlular açısından en avantajlı ve en sistematik bir düzenleme olduğunu belirten Mustafa Kuruca, “Diğer geçmişteki aflara bakıldığında borçluların SGK’ya yürüyerek değil, koşa koşa gelmesi lazım. Böyle bir düzenleme bir daha zor gelir” dedi.
“Ne teminat, ne gecikme zammı, ne başka bir şey istemiyoruz”
Prim affıyla ilgili bazı ayrıntılı bilgiler aktaran Mustafa Kuruca, “Borcunuzun miktarı hiç önemli değil. Prim borcuna karşılık ne teminat, ne de gecikme zammı istiyoruz. Gelin beyaz bir sayfa açalım. Peşin veya 24 aya kadar taksit imkanı bulunuyor. SSK primleri, Bağkur sigorta primleri, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortasından doğan prim borçları, idari para cezası, sosyal yardım zammı, özel bina inşaatı, ihale işlerinden kaynaklanan askeri işçilik parkından doğan prim borçları, topluluk sigortasıyla ilgili borçlar, isteğe bağlı sigortalıların prim borçları yapılandırmaya giriyor” şeklinde konuştu.
Kuruca ayrıca SSK’da isteğe bağlı sigortalı olanların primlerini ardı ardına 3 ay ödememeleri durumunda sigortalılık durumlarının sona ereceğini, özel bina inşaatı ve ihale konulu işlerle ilgili prim borçları konusunda Haziran ayı içinde müracaat edilmesini, Haziran ayını kaçıranların tüm dosya eksikliklerini tamamlayarak 28 Temmuz’a kadar mutlaka başvurularını yapmaları gerektiğini söyledi.
“Hacizle başı derde girenler korkmasın”
Prim borcu dolayısıyla hacizler konusunun önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Mustafa Kuruca, hacizle başı derde giren SGK borçlularının korkmalarına gerek olmadığını vurguladı. Borçluların primlerini peşin ödemeleri halinde haciz işlemlerinin kaldırıldığını, taksitli ödeme halinde ise ilk taksitini ödedikten sonra haczin geri çekildiğini kaydetti. Son dönemde SGK’nın prim borçlarını tahsil etme noktasında kanunun verdiği yetkiye dayanarak borçluların banka hesaplarına veya üçüncü kişiden doğan hesaplarına haciz işlemi yapıldığını hatırlatan Kuruca, “Bu durum işverenlerin işlerini kilitliyordu. Yeni bir düzenleme getirildi. Şayet işverenler borçlarını peşin öderlerse ve taksitlendirdikleri borçlarının ilk taksitlerini ödemelerinde itibaren hesaplardaki blokaj kaldırılıyor” diye konuştu.
Kuruca hedeflerinin prim borçlarını en aza indirmek olduğunu belirterek, “Gelin 28 Temmuz’a kadar borçlarınızı hesaplatın. Peşin veya taksitli ödemeyi seçin ve sunulan imkandan faydalanın. Başvurudan sonra ödeme takviminde de değişiklik yapabilirsiniz. Artık yeni aflar beklemenin manası yok. Bu affa herkesin güvenip inanması lazım” çağrısı yaptı.
“SSK hastanelerine iyileştirme geliyor”
Konuşmasının sonunda 2005 yılından itibaren devredilen SSK hastanelerine sağlık yatırımı olarak yeni düzenlemelerin gündeme geleceğine değinen Mustafa Kuruca, SSK hastanelerinin bu zamana kadar olan kötü imajının yakın zamanda ortadan kaldırılacağını belirtti. Kuruca ayrıca kurum bünyesinde 4 bine yakın personelin eğitim seminerleriyle bilinçlendirileceğini ve faaliyet alanlarındaki binalarda ciddi iyileştirmeler yapılacağını ve modern bir SGK için bütün imkanların seferber edileceğini sözlerine ekledi.
Toplantı sonunda soruları cevaplandıran Kuruca, SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı’na yönelik veri tabanının birleştirilmesi noktasında ciddi çalışmaların olduğunu, “vergi rekortmenleri” açıklaması gibi “prim borçlarını ödeyenlerin” kamuoyuna lanse edilmesi hususunda görüşün değerlendirilebileceğini, özellikle tanıtım konusunda basından önemli destek beklediklerini kaydetti.
