• BIST 9814.19
  • Altın 2494.399
  • Dolar 32.3553
  • Euro 34.4531
  • Ankara 16 °C
  • İstanbul 22 °C
  • Bursa 23 °C
  • Antalya 21 °C
  • İzmir 28 °C

Stresten çok mu yemek yiyorsunuz?

Stresten çok mu yemek yiyorsunuz?
Eşinizle tartıştınız, patronunuzla sorun yaşadınız ya da sınav dolu bir haftaya giriyorsunuz…

Yaşadığınız bu yoğun stres dönemlerinde kendinizi yemek yemeye verirseniz sıkıntılarınızı azaltmak yerine kilolarınızı arttırırsınız.

Memorial Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Dyt. Şefika Aydın Selçuk, "Stresli dönemlerde nasıl beslenmeniz gerektiği" hakkında bilgi verdi.

Stres, bizi zorlayan, kısıtlayan ve engelleyen olaylar, durumlar karşısında verdiğimiz tepkilerin tümüdür. Birçok insanın düşündüğü gibi sadece üzerimizde hissettiğimiz baskı ve gerginlikle sınırlı değildir. Özellikle de endüstriyel toplumlarda yaşayan insanlar kentleşme ve buna bağlı olarak kalabalıklaşma, gürültünün artması, hızla zorlaşan yaşam şartları, trafik sorunu ve benzeri durumlarla sıklıkla karşılaşmaktadır.

Modern çağın hastalığı olarak bilinen stres karşısında bedenin 3 aşamada tepki gösterdiği kanıtlanmıştır.

1. Alarm tepkisi,
2. Direnme dönemi
3. Tükenme dönemi

Alarm aşamasında stres yaratıcı faktörler fark edilmekte ve biyokimyasal tepkiler harekete geçirilmektedir. Beden kendini korumaya hazırlamaktadır. Stres yaratıcı faktörler ortadan kalkmayıp etkisini sürdürmeye devam ettiğinde ise beden tükenme aşamasına gelmektedir.

Stres birçok hastalığın oluşmasından sorumlu olabilir!

Stres kalp hastalıklarının, inmenin, kanserin, solunum yolları hastalıklarının, eklem iltihaplarının, mide-bağırsak bozukluklarının, uykusuzluğun, depresyonun, psiko-somatik rahatsızlıkların, deri hastalıklarının, kronik ağrı ve sancıların ve şişmanlığın başlıca nedenlerindendir. Özellikle son yapılan çalışmalarda; fazla kilolu olma (overweight), obezite ve tıkarcasına yemek yeme (binge eating) gibi beslenme bozukluğuna da bağlı bu durumların oluşumunda stres faktörü büyük rolü oynamaktadır. Obezite yüksek yağlı ve karbonhidratlı besinlerin tüketimi ile ilişkilendirilirken günlük yaşam stresinin artmasında da motivasyonu arttıran besinler ilişkilidir.

Stresin olağan dışı sürelerde devam etmesi halinde bedende sistematik yıpranmalara neden olmaktadır. Stresli bir yaşam insanın duygusal gerginlik hissetmesine, toplumla bütünleşmeme ve uyumsuz kişilik sergilemesine neden olmaktadır. Stresin tırmanma süreci gösteren belirtileri; sürekli telaş içinde olmak espri anlayışını yitirmek, karar almada ve bu karara bağlı kalmada güçlük çekmek, giderek sabırsızlanmak, unutkanlık, alınganlık, sürekli kusur bulma ve başkalarını azarlama, değersizlik, yetersizlik, terkedilmişlik duyguları, sigara ve içki eğiliminde artma, aşırı hayal kurma, sağlığa aşırı ilgi ve uyku bozukluğudur.

Bedendeki değişimler ise şöyle olmaktadır: nefes alış verişi ve kalp atış hızı yükselir, enerji düzeyi artar, tansiyon yükselir. Besinlerin emilim hızı azalır. Vücut harekete geçmeye hazırlanırken kas gücü artar. Gözbebekleri büyür, tükürük miktarı artar, mide asidi artar, solunum derinleşir, ter bezleri faaliyeti artar, tüm duyu organları hassaslaşır.
Stresle baş edebilmede beslenme çok önemlidir. Sağlıklı beslenme günlük stresi azaltır anlamına gelmez, sağlıklı beslenme vücudun stres ile mücadele etmesinde ve hastalığa yenilmemesinde yardımcı olur.

Stresli zamanlarda bazı kişilerde yeme isteği artabilir!

Stresin kaynağı ister fiziksel ister duygusal olsun vücut adrenalin salgılayarak reaksiyon vermektedir. Stres döneminde salgılanan hormonlardan bazıları kortizol ve seratonindir. Stresin besin ögeleri gereksinimine etkisi tam olarak bilinememekle birlikte metabolizmada bazı değişiklikler oluşmasına neden olmaktadır. Serotonin hormonu beyindeki sinir hücrelerine iletileri taşıyan hormondur. Beyin hücreleri daha fazla stres altındayken daha fazla serotonine gerek vardır. Karbonhidrattan zengin yiyecekler seratonin üretimini arttırırlar.

Stres sürecinde vücudun yakıta ihtiyacı vardır

Bu yakıt karbonhidratlar ve yağdır. Stresli zamanlarda tatlı, cips, kızartma, çikolata kuruyemiş ve benzeri kalorili gıdaların ilk tercih olma sebebi hem yağ hem karbonhidrat içermeleridir. Alınan gıdaların tek dezavantajı kalori açısından zengin besin değeri açısından düşük olmalarıdır. Bu da fazla tüketimin ve sık tüketimin olduğu dönemde stresle beraber kişide kilo artışına sebep olmaktadır.

Stres döneminde aşırı tüketilen yağlı ve karbonhidratlı besinler karın çevresinde yağlanmayı arttırır!

Yapılan çalışmalar atıştırmalık olarak alınan yağlı besinlerin vücutta en çok karın çevresinde yağlanmayı arttırdığını göstermektedir. Özellikle vücut gereğinden fazla tüketilen bu besinlerdeki karbonhidratı da vücutta yağa dönüştürerek depolar. Bu da bel çevresi adipoz doku yani yağ dokusunun artmasına sebep olur. Kalp hastalıkları ve birçok kronik hastalığa zemin hazırlayan bel karın çevresi yağlanması (halk değimi ile simit oluşumu) gittikçe önem kazanmaktadır.
 

ekolay

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 2557 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim