• BIST 9092.76
  • Altın 2324.897
  • Dolar 32.3656
  • Euro 34.97
  • Ankara 20 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Bursa 22 °C
  • Antalya 25 °C
  • İzmir 21 °C

Televizyondaki şiddet, Çocuğunuza televizyon izletmeyin!

Televizyondaki şiddet, Çocuğunuza televizyon izletmeyin!
Çocukların eğitimlerinde çok önemli bir rol oynuyor. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzm. Dr. R.Hülya Bingöl, bu şiddeti ve yol açtığı sıkıntıları anlatıyor.

Ne yazık ki günümüzde televizyondaki şiddete çocuklarımız her gün maruz kalıyor. İçerisinde birçok şiddet unsuru bulunan çizgi filmler, filmler her gün ekranlarda saatlerce gösterilir. Şiddetin ekranlardan gösterilmesi özellikle şiddet uygulanan ailelerde çocuklarda çok fazla olumsuz etki yapar ve onların saldırganlıklarını artırır. Buna karşın düzgün bir anne-baba-çocuk ilişkisi, sevgi, anlayış ve ilgi bu olumsuz etkileri azaltıp tamamen yok edebilir.

TELEVİZYON İZLEMELİ Mİ?
Çocuklarda televizyon yasağı konusunda ne düşünüyorsunuz? Bebek kanalı olsa da çocukların televizyon izlemeleri ne kadar doğru?
İster çocuk, bebek kanalı olsun, büyükler için yayın yapan bir kanal olsun ikisini izlemenin bir farkı yok. Diyelim ki 0-3 yaş çocuğu bir porno izliyor. Öbür taraftan da 0-3 yaş arasındaki bir başka çocuk da çocuk kanalını izliyor! Evet, porno kadar çarpıcı bir örnek verdim. Çünkü porno ile bebek kanalındaki görüntülerin çocuk için bir farkı yok. İkisi de aynı zararı veriyor. Görüntülerin çocuk kanalında yavaş akması sadece biraz olsun olumlu olarak etkileyebilir. Ancak beyne verdiği hasarı azaltamaz.

Peki, bu nasıl oluyor?
Çocuk beyni 0-3 yaşta saniyede 30 milyon sinaps (İki nöronun ya da nöronla başka bir hücrenin bağlandığı yer.) oluşturur. 30 milyon kayıt yapar. Ne sizin elinizdeki kayıt cihazı, ne kamera kısacası hiçbir alet saniyede 30 milyon sinaps'lık kayıt yapabilir. Dolayısıyla tüm o hızlı geçen görüntülerin hepsini tek tek kaydediyor. Zaten bu dikkate alınarak çocuk kanalları yavaş yavaş akan görüntülerden oluşan programlar yapıyor. Ama bununla iş bitmiyor. Çünkü çocuk beyni 5 duyusuyla algılar ve bu 5 duyusuyla algıladığını da kodlar.

DUYULARI ÇALIŞMIYOR
Ama televizyon izlerken beş duyu devrede değil mi?
Televizyon ise sadece iki duyuyu, görme ve işitmeyi çalıştırıyor. Diğer üç duyunun çalışmasını köreltiyor. Bu da özellikle 0-3 yaş arasındaki çocuklar için çok önemli. 3 yaşın altındaki bir çocuğun önüne 5 kişi koysanız ve bu beş kişi çocukla sürekli kendi dillerinde konuşsa o çocuk o dillerin hepsini konuşur haline gelir. Bizim bir yetişkin olarak bu beş dili bu kadar kusursuz öğrenmemize imkan yok. İki tür öğrenme vardır. "Ankara İstanbul'un başkentidir." öğrenmesiyle kaydederek öğrenmesi birbirinden farklı.

TELEVİZYON ÇOCUĞU
Peki, televizyon izlemek bu beş duyuyu köreltiyor mu?
Evet. Sadece ikisini kullanabiliyor. Görme ve duyma. Tat alma, koklama ve dokunma duyularını kullanamadan öğrenme gerçekleşiyor. 6 aylık bir bebeğin görsel ve işitsel hücreleri göç halindedir. Hala oluşma içindedir. Ve siz bu hücreleri yoruyorsunuz.

Biz dahil yeni nesile televizyon çocuğu diyorlar. Durumumuz o kadar vahim mi beyin gelişimi açısından?
Ben şunu çok kesin olarak söylemek isterim. 0-3 yaş arasında televizyon izleyen çocuklar için evet. Anneler çocuklarına zeka geliştirici yayınlar izleterek "zeka küpü" çocuklar yetiştirebilmeyi planlıyor. Oysa ki fizyolojik olarak çocukların beyinleri zarar görüyor. 0-3 yaş arasındaki bir çocuğun zekasını en iyi ona sevginizi göstererek geliştirirsiniz. Bunun dışında anneler, çocuklarını "oyalansın" diye televizyon karşısına oturtmamalı. İleri yaşlardaki çocuklar içinse yalnızlık ve asosyalleşme sıkıntıları yaşanıyor.

0-3 yaş aralığında genel olarak televizyon çocuklarda ne gibi sıkıntılara yol açar?
Beyin, böbrek ya da akciğer gibi bir organ değildir. Oluşumunu tamamlamaz. Gelişimini zaman içinde oluşturur. Ayrıca 0-3 yaş güvenin oluştuğu bir yaş. Kararlılığın ve farkındalığın geliştiği yaş. Bütün bunları ileriki yaşlarda kısmen örseliyorsunuz.

Çocuklar şiddeti doğrudan taklit etmez ama şiddetin kabulü bu yayınlar yoluyla çocuklar tarafından kolaylaşıp yaygınlaşır. Sevdikleri, beğendikleri kahramanların şiddet uyguladığını gören çocuk benzer davranışları benimsemeye başlar. Şiddet içeren film ve çizgi filmlerde olay kahramanı başka çözüm bulamadığında şiddete başvurur. Böylece seyirciye şu gizli mesajlar verilir: Şiddet etkili bir çözüm şeklidir. Bazı durumlarda şiddet kullanmaya izin vardır. Ne doğru ne yanlış kendin karar verebilirsin.

Şiddet bir zaman sonra alışkanlık yapar ve etkisini kaybetmeye başlar.
Bir zaman sonra ölümcül hareketler artık korkutmamaya başlar ve normal olarak algılanabilir. Bunun tam karşıtı durum da duygusal çocuklarda görülür. Bu çocuklar televizyonda gördükleri şiddeti tehdit edici ve korkutucu algılar ve bu durum kabuslara yol açar.

Anne-babalara ufak ipuçları
- Televizyonu ödül veya ceza aracı olarak kullanmayın.
- Çocuğunuzun ne seyrettiğinden her zaman haberdar olun.
- Uygun yayınları beraber seçip karar verin.
- Küçük çocuklar yalnız başlarına televizyon seyretmemeli.
- Çocuğunuza her zaman televizyon izlemek yerine başka bir aktivite seçeneği sunun.
- Kendiniz de ideal bir televizyon seyircisi olarak ona örnek olun, televizyon hayatınızın ortak eğlencesi olmasın.

Mother&Baby

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 3520 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim