Dünya nüfusunun artışı, modern yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarındaki değişim, ilaç sektöründe de yeni dinamiklerin oluşmasına yol açıyor. İlaç şirketleri açısından yeni tedavi süreçleri ve yenilikçi sağlık çözümlerine olan yatırımların önemi her geçen gün artıyor. 115 ülkede faaliyet gösteren GlaxoSmithKline (GSK); daha aktif, daha iyi ve daha uzun bir yaşam vaadiyle yenilikçi sağlık çözümleri geliştirmek üzere çalışmalar yürütüyor. AR-GE yatırımları ise toplumun gelişen ihtiyaçlarını karşılamak üzere sağlık çözümlerinin öncüsü olmak isteyen GSK’nın öncelikli konuları arasında yer alıyor. GSK için AR-GE yatırımları açısından 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiği Türkiye’nin önemi büyük. Bunun en büyük kanıtı ise Türkiye’nin 2014 yılı itibariyle GSK’nın ilaç alanında yatırım yapacağı ülkeler arasında ayrıcalıklı konuma yükselmesi. Öyle ki Türkiye, GSK’nın AR-GE çalışmaları için yatırım yapacağı öncelikli ülkeler listesine (GSK Clinical Country Footprint) girdi. Türkiye bundan böyle, herhangi bir tedavi alanında planlanan klinik çalışmalar için değerlendirilen ilk ülkelerden biri olacak. Bu sayede Türkiye’deki AR-GE yatırımları artacak ve hastaların yeni ve etkili tedavi seçeneklerine erken erişimi için önemli bir fırsat sağlanmış olacak.
HEDEF YENİ YATIRIMLAR
Türkiye’nin ilaç ve aşı AR-GE’si ve üretimindeki büyük potansiyeline inanan GSK’nın hedefinde yeni yatırımlar var. GSK, AR-GE’nin yanı sıra Türkiye’ye üretim yatırımı da yaparak, ürün portföyünü jenerik ilaçlarla zenginleştirmek ve bu süreçte Türkiye’ye teknoloji transferi gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Türkiye’yi GSK açısından AR-GE ve klinik araştırmalar merkezlerinden biri olarak konumlandıran bu gelişme ile birlikte sorumluluk alanlarının genişlediğine dikkat çeken GSK Türkiye Genel Müdürü Dr. Emin Fadıllıoğlu, şunları söyledi: “Türkiye’nin GSK Global tarafından yürütülen tüm Klinik Gelişme Programları (Clinical Development Programları) için değerlendirilen ilk ülkelerden biri olmasıyla, hastaların yeni ve etkili tedavi seçeneklerine erken erişim sağlaması ve paydaşlarımızla olan önceliklerimiz çerçevesinde hekimlerin yeni tedavi seçeneklerini önceden deneyimlemeleri açısından ülkemiz için önemli bir avantaj elde edeceğiz.”
