Uludağ Üniversitesi hantal yapıdan kurtuluyor

Rektör Prof. Dr. Kamil Dilek, taşradaki ilkokullardan daha kötü sınıflara sahip olan üniversitede 1.5 milyon liraya sınıfları yenileyip 3.5 milyon liraya akıllı tahtalar ve mikroskoplar alarak modern bir eğitim kalitesine ulaştıklarını söyledi.

48 bin öğrencisi ve 5 bin öğretim üyesi ile Türkiye'nin 10. büyük eğitim kurumu olan Uludağ Üniversitesi'nin şehirle bütünleşen ve akademik çalışmaları konuşulan bir yapıya kavuşmayı hedefleniyor.

Rektör Prof. Dr. Kamil Dilek, taşradaki ilkokullardan daha kötü sınıflara sahip olan üniversitede 1.5 milyon liraya sınıfları yenileyip 3.5 milyon liraya akıllı tahtalar ve mikroskoplar alarak modern bir eğitim kalitesine ulaştıklarını söyledi. Az bürokrasi, çok iş anlayışı ile birçok gereksiz evrakı makama sunma uygulamasına son verdiklerini anlatan Rektör Dilek, bir ay zarfında geçecekleri elektronik imza uygulaması ile de kağıt yerine maille işlemlerin yürütüleceğini bildirdi.

Uludağ Üniversitesi'nin akademik çalışmalar ve eğitim seviyesi bakımından arzu edilen noktada olmadığına dikkat çeken Dilek, "Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu ile görev süremizde makale ve atıf sayımızı, patent, faydalı model ve lisans sayısı gibi verileri artırmayı hedefliyoruz. Yeni ödül yönergemiz ile akademik üretkenliği artırarak, yüksek akademisyenleri kamuoyunda ön plana çıkarmaya başlayacağız. 2.5 milyon liralık kaynağı yıllık olarak bu alanda kullanacağız. Son altı ay içinde 8 yeni AB projesi alındı. Bunlar artarak devam edecek. Ulusal ve uluslararası akreditasyon çalışmaları yürüten birimlere mutlaka öncelik veriyoruz. Birkaç ay zarfında mühendislik fakültemizin birçok bölümü ve tıp fakültesinde dermatoloji, göğüs cerrahisi bölümü akredite olacak. Günümüzde kabul gören, girişimci üniversite modelinin vazgeçilmez unsurunun rekabet olduğunu düşünüyoruz. Uludağ Üniversitesi'nden çıkan Balıkesir, Yalova, Bursa Teknik, Orhangazi Vakıf üniversiteleri ile de tatlı bir rekabet içinde olacağız" diye konuştu.

Hazırlanan projelerde şehirle birlikte hareket etmenin en temel hedefleri olduğunun altını çizen UÜ Rektörü Kamil Dilek, kalkınma ajansı, merkez ve ilçe belediyelerinin desteği ile yürütülen çalışmalarda önemli mesafe kaydettiklerini söyledi. Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin raylı sistemi üniversiteye taşımasının büyük hizmet olduğuna dikkat çeken Dilek, "Büyükşehir Belediyesi, kampus içinde 7.5 milyon liralık alt yapı yatırımını da ihale etti. Biz de üniversite istasyonu altındaki 5 dekarlık araziyi ulaşım aktarma merkezi olarak belediyeye devrettik. İzmir yolu kampus girişindeki kavşağın da yonca kavşak haline dönüştürülmesini istiyoruz. Nilüfer Belediyesi ile birlikte güzel çalışmalarımız oluyor. Türkiye'nin en güzel kampuslarından birisine sahibiz. Ormanlarımızda yürüyüş parkurları ve havuz inşaatının spor salonu haline getirilmesiyle ilgili projeyi tamamlayacağız. Merkezi hükümetten de büyük destek alıyoruz. 20 milyon liraya binaların depreme dayanıklılığı artırılacak. İlk 4 milyonu Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç'ın talimatı ile DPT yolladı. 2-3 yıl içinde bütün binalar daha güvenli olacak. Binaların bazıları yeniden yapılacak, yapılırken de mimari güzellik kazanarak sıcak yapılar oluşturacağız. Öğretim üyeleri ve öğrencilerimiz için yeni sosyal tesisler de kısa sürede hizmete alınacak. 8.2 milyon lira yatırımla yapacağımız gıda ve çevre laboratuarında şehrin çevre ve gıda hijyeni ile alakalı bütün parametrelerini rahatça takip edebileceğiz. Öğrencilerimizi 1.5 aylık süre ile meslek liselerindeki atölyelere göndererek pratik geliştirmelerini sağladık. Son yaptığımız kentleşme toplantımıza 2 mahalli idarecinin haricinde belediyelerden katılan olmaması çalışmalarımızın karşılık bulmadığı anlamına geliyor. Biz şehir için çalışırken, şehirde yaşayanlardan da ilgi ve alaka bekliyoruz" dedi.

Rektör Dilek, tıp fakültesi hastanesinin Sağlık Bakanlığı'na devredilmesiyle alakalı bir soru üzerine, bunun kanunla gerçekleştirilmesi halinde mümkün olabileceğini, rektörlük protokolü ile talep edilmesi halinde böyle bir karara imza atmayacağını söyledi.
Dilek, Tıp Fakültesi Hastanesi girişinde özellikle çevre il ve ilçelerden gelen hasta yakınlarının çimenlerin üzerinde yattığının hatırlatılması üzerine, bunun için ciddi bir yatırım gerektiğini, kısa vadede üniversite olarak böyle bir bütçeleri olmadığını bildirdi. Dilek, bu konuda şehir dinamiklerini göreve çağırdı.

Gazetecilerin Tıp Fakültesi'nden vatandaşların yeterli hizmeti alamadığı yönündeki soruyu cevaplandıran Dekan Prof. Dr. Mustafa Güllülü ise, tıp fakültelerinin ağır ve maliyetli hastalara hizmet vermesine karşılık, SGK tarafından devlet hastaneleri ile bir kefeye konulduğunu ileri sürdü.
Güllülü, "Fakülteler, devlet hastaneleri ile yarıştırılıyor. Ancak bizde ağır hastalar var. SGK hepsine aynı parayı ödüyor. Fakültelere bir hasta 260 liraya mal olurken, eğitim-araştırma hastanesine 141, devlet hastanesine 120 liraya mal oluyor. Bu adaletsizliği SGK'nın ortadan kaldırmasını bekliyoruz. Bu çerçevede 2010 yılını 13 milyon lira zararla kapattık. 2011'de alınan tedbirlerle ve öğretim üyelerimiz ile personelimizin fedakarca çalışmaları ile bu kadar zarar etmeyeceğiz, ama bu adaletsizlik yüzünden hizmetimizi artırma imkanımız olmuyor. Bu arada, Kayseri Kent Konseyi kendi fakültesine 25 milyon lira kaynak aktardı. Konya'da ve Gaziantep'te sanayicilerin üniversite tıp fakültelerine çok büyük destekleri var. Bu anlamda da Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, İhracatçı Birlikleri ve yerel yönetimlerden, hayırseverlerimizden önemli katkılar beklemekteyiz" diye konuştu.

Raylı sistemin tıp fakültesine kadar gelmesi ile vatandaşların sağlık hizmeti taleplerinin arttığına işaret edilerek, telefonla, internet ve kiokslarla randevu alma uygulamasına da bir aya kadar başlanacağı açıklandı. Bu arada hastanede bazı cihazlarla ilgili hizmet alım süreleri uzatılırken, öğretim üyelerinin de çalışma saatleri konusunda önemli fedakârlıkta bulundukları kaydedildi. Her öğretim üyesi günde en az 10 hasta bakma sözü verdi. Tıp Fakültesi'nde 280 öğretim üyesinden 57 tanesinin muayeneyi tercih ettiğini, ancak bu hocaların da ameliyat yapmamalarına rağmen mesai saati bitimi olan saat 17.00'ye kadar üniversitede çalışmalarına devam ettikleri belirtildi.

Uludağ Üniversitesi'nde 15-16 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek olan bilgilendirme ve Ar-Ge günlerinde ise fen, sağlık, sosyal ve eğitim bilimleri konusunda çalışma yapacak öğretim üyeleri, poster ve tebliğler hazırlayarak bu çalışmaları kamuoyu ile paylaşacak. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde yapılacak toplantılarda üniversite içinden ve dışından katılımcılar bilgi sahibi olacak, çalışmalara katkı koyabilecekler.