• BIST 9466.97
  • Altın 2495.93
  • Dolar 32.5946
  • Euro 34.8018
  • Ankara 18 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Bursa 19 °C
  • Antalya 22 °C
  • İzmir 22 °C

Özel sağlık kuruluşları geleceğini nasıl görüyor -1 ???

Dr. Feza Şen

2006 yılı ortasından beri Özel Sağlık Kurumları geleceğe baktığında, ortalama en fazla 3 aylık bir zaman ölçeğini görebiliyor. 2006 yıl sonunda yasalaşması planlanan GSS Kanunu, Açılan İptal Davası süreci, iptal edilen maddeler, 5510 sayılı GSS Kanunu üzerinde yapılan çalışmalar, Hastalardan Alınacak Fark Ücret tartışması, 15 Şubat Yönetmelikleri, Planlama, SUT Uygulama Değişiklikleri, Hizmet Fiyatlarının % 20 düşmesi...




Özel sağlık kuruluşları geleceğini nasıl görüyor -1 ???
 
2006 yılı ortasından beri Özel Sağlık Kurumları geleceğe baktığında, ortalama en fazla 3 aylık bir zaman ölçeğini görebiliyor. 2006 yıl sonunda yasalaşması planlanan GSS Kanunu, Açılan İptal Davası süreci, iptal edilen maddeler,  5510 sayılı GSS Kanunu üzerinde yapılan çalışmalar, Hastalardan Alınacak Fark Ücret tartışması,  15 Şubat Yönetmelikleri, Planlama, SUT Uygulama Değişiklikleri, Hizmet Fiyatlarının % 20 düşmesi, Hastalardan Katkı Payı alınması gibi uygulamalar sonrasında gelecek için uzun süreli yatırım kararları vermek çok zor.
  • Hangisi Doğru ???
Yeni yatırımlar yapmak ya da yerinde saymak ya da bu sektörden çıkmak ama hangisi doğru? Bu sorunun cevabında; 11 Mart’ta çıkan yönetmelikler, uygulama koşulları netleşmeyen Hasta Fark Ücretlerinin artırılması, Aile Hekimliği, Sevk Zinciri uygulanması gibi olgular önemlidir. Global Bütçe ve Sağlık Bakanlığı’nın söylemlerini analiz etmekte  cevabı bulmada ayrıca önemlidir.  
 
Yönetmelik değişimleri ile önemli detaylar;
  • Planlamanın Kesinleşmesi;
Özel Sağlık Kurumlarında yapılacak yatırım ve değişikliklere Planlama ve İstihdam Komisyonu’nun karar verecek olması, merkezi planlamanın kesin göstergesidir. Yatırım kararlarını alırken, işletme doğrularımız dışında planlama izni varsa, yatırım yapabiliriz gerçeği kabul etmemiz gereken doğrudur.
  • Özel Kurumlarda Hekim Çalışma Usulleri;
Hekim çalışması ile ilgili tanımlarda Tam Zamanlı ve Kısmi Zamanlı denilse de; zaman esası yerine kadro ve sözleşme esası getirilmiştir. Kısmi zamanlı çalışmaya da karar verecek olan, özel kurumda kadrolu olan hekimin mesul müdürü tarafından verilen onaydır. Dikkat edilmesi gereken; bahse konu hekim, Özel Sağlık Kurumu’nun kadrolu hekimidir. Bu tanımlama ile kamu ve özel hekimlik alanları ayrıştırılmış ve çıkabilecek Tam Gün usulü çalışmanın işareti sağlık camiasına verilmiştir. Artık hekimlerin hizmet vereceği kulvarlar ayrıdır.
Kadro tanımı ise, sağlıkta merkezi planlamanın tüm hatları ile uygulandığının net işaretidir. Burada bahsedilen kadro, 15 Şubat 2008 itibari ile Özel sağlık Kurumu’nda bulunan kayıtlı hekim sayısıdır.  Özel Sağlık Kurumu’ndaki Part Time kadroyu, kadroyu kullanan aynı hekim emekli olunca, Full Time çevirmek istesek bile, çeviremiyoruz. Hatta yeni çıkan yönetmeliklerde 65 yaşını aşan hekimleri değil, hem 65 yaşını aşmış olacak hem de yaş haddinden emekli olan hekim olursa alabiliyoruz. Kadro artışlarını hep denetim altında tutuyorlar. Dikkat edersek, kadroları biz isteyerek artıramayacağız….
Kısmi Zamanlı Çalışma şu an mümkün, SGK Hizmet Sözleşmesi 3.1.6 maddesi de bu uygulamaya izin veriyor. Bu kazanım iyi kullanabilirsek önemli..
Özetle hekim sayısına dayalı planlama net ve uygulanıyor. Bir sonraki aşaması Özel Sağlık Kurumlarındaki hekimlerin PDC (Personel Dağılım Çizelgeleri) içinde tanımlanması ve Özel Sağlık Kurumları’nda çalışan hekimler için personel istihdam edilmesi koşullarının belirlenmesidir.. Bu uygulamanın tamamlayıcısı olan Tam Gün uygulaması da yola çıktı zaten.
  • Birleşme ve Büyümelerin Engeli Kalktı;
Mevcut Özel Sağlık Kuruluşlarını bir resmedelim.
a)      2. basamakta yaklaşık 1600 Özel Sağlık Kurumu olduğunu bunların 400 tanesinin Özel Hastane olduğunu hatırlayalım ve değerlendirmeye devam edelim. Geriye kalanların yarısı Dal Merkezleri’dir. Yönetmelik ile tanımlanmıyorlar, Tıp Merkezi gibi görülecekleri ifade ediliyor ve dört sene süre içinde yönetmelik şartlarına uyumları isteniyor. Bu merkezler, uzman hekimlerin mesleklerini icra ettikleri sağlık kuruluşlarıdır. Birleşmeleri de o kadar kolay değildir.
b)     Geriye kalan Tıp Merkezlerine baktığımız da, ise yaklaşık % 60’ının 5 ve daha az tıp dalı olduğunu biliyoruz. Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne göre hastane olma şansları olmadığından; dört sene içinde birleşerek hastane olmaktan başka çaresi yok. Ama bunların hepsinde Dahiliye, Çocuk, Kadın Doğum ve Genel Cerrahi ortak dal. Diğer tıp disiplinlerini almak için planlama kriterlerine tabiler. Dolayısıyla ortaya çıkan yapılar ise verimsiz işletmeler olacak ve ticari koşullar çerçevesinde kaderleri ile baş başa yollarına devam etmeye çalışacaklardır. Kolaylıklar dileriz.
c)      Geriye kalan Tıp ve Cerrahi Merkezlerden sermayesi olanlar, işletme verimliliklerini doğru hesaplamaları neticesinde hastane olabilirler.
d)     Mevcut merkezler, açıldıkları yönetmelik şartlarına göre yeni binaya, daha geniş olanaklara sahip, müstakil alanlara geçebilirler ama ATTSKHY hükümleri doğrultusunda müstakil bina olmazsa, 4 yıl hükmü onlara da geçerli. 4 yıl sonra yeni bir yatırım daha mı yapacaklar ???
e)      Bu nokta da, ATTSKHY hükümlerine tabi yapıların; müstakil bina olması dışında, imar mevzuatında sağlık tesisi olacak yer olması ve diğer yükümlülüklerden muaf olması daha hakkaniyetli olacaktır.
f)       Özel Hastaneler ile birleşmeler olabilir yaklaşımını da biraz açalım. Önce mevcut Özel Hastanelerin fotoğrafını çekelim. 100 ve üstünde yatak sayısı olan hastane yaklaşık 41 tane. 50 ve altında yatak sayısı olan hastane sayısı ise yaklaşık 270 tane. Geriye kalan yaklaşık 95–96 hastane de 50 ila 100 yatak arasında kapasiteye sahip.  Bu resme göre,
  1. 100 yatak ve üzeri olan Özel İşletmeler birleşme yerine, mevcut merkezleri alarak büyümeyi tercih ederler.
  2. 50 ila 100 yatak arası olan hastaneler de, kadrolarında açık olan ya da hasta talep fazlası olan tıp disiplinlerini almak isteyeceklerdir.
  3. Özel Hastaneler popülasyonunun büyük kısmını oluşturan yapılarında, yönetmelikler ne kadar izin verirse versin fiziki alanları büyümeye yeterli olmayacaktır.
Birbirini tamamlayan Özel Hastane, Tıp ve Dal Merkezleri satın alınmaktan çok, ortaklık yapabilme yolunu iyi belirlemelidir.
Birleşmelerde, markalaşma daha verimli olacak gibi duruyor. Sizce kolay mı birleşmeler ???
 
  • Hasta Fark Ücretlerinin Arttırılması;
Sağlık dışı piyasalara bakalım, tüketicilerin finansal risk koruması nasıl uygulanıyor. Ekonomik durgunluğu gidermek için ÖTV indirimi yerinde ve güzel karar. Ama uygulamada ne oldu ???. Üreticiler elinde stokları bitince maliyet artışlarını sebep göstererek fiyatlarını arttırdılar. Peki nerede kaldı tüketicilerin finansal risk koruması ???
Sınıflandırılma yolu ile SGK tarafından belirlenen hizmet ücretlerin farklılaştırılması ise iyi analiz edilmelidir. Bilgi + teknoloji + destek hizmetlerin toplamından sağlık hizmeti oluşur. Sunucuların, sunanların ve sağlık hizmeti sonuçlarının birlikte değerlendirilmesi yapılarak, çıkan sonuçlara göre hizmet fiyatlarının ilintilendirilmesi hakkaniyetli olabilir.
Bir Dal Merkezi’nde hizmet sunan akademik kariyeri olan hekimin sunduğu hizmetin bedelinin bina koşulları ile belirlenmesi doğrumudur ???  Öyleyse;
  1. Özel Sağlık Kurumları’nın teknoloji, fizik koşulları göz önüne alınarak yapılan sınıflama ile mi doğru sonuçlar veren  sağlık hizmeti oluşur ???
  2. Yoksa hizmetin ana unsuru olan hekimlerin tıp disiplini dernekleri yardımı ile seviye tespit değerlendirmeleri yapılarak, hizmet vermesinin sağlanması ile mi doğru sağlık sonuçlarına ulaşılır ???
Burada endişemiz özellikli hizmetleri sunan sunucuların bazı hizmetleri sunmayacağı ise, özellikli hizmetlerin bedellerini daha yüksek tutarak bu iş çözülebilir. Örneğin; yanık, Yeni Doğan Yoğun Bakım, Organ Nakli, El Cerrahisi vb.
Sağlık sisteminde hekimin tıbbi bilgi birikiminin hizmet kalitesine yansıma oranı nedir ??? Bu oranın % 60 ve altında olması pratik ile uyumsuzdur.
Hastalarda Katkı Payı Alınması noktasında neden gözlük çerçevelerinde sınırlama yok ???  Bu ücrette hastanın cebinden çıkıyor. Bu da çelişki değil mi ???
 
  • Aile Hekimliği ve Sevk Zinciri;
Aile Hekimliği uygulaması ve sevk zincirine karşı değiliz. Ama Özel Sağlık Yatırımcısı olarak uygulamanın başlayacağı tarihi net olarak bilmek ise hakkımızdır. Pilot olarak başlayıp, 2009 yıl başında geçilecek uygulama 2009 Temmuza ertelendi.
Temmuz gelince ne olacak ??? Yurdun tamamında uygulamaya aynı zamanda geçilmesi vatandaş açısından daha hakkaniyetli olmaz mı ???
Sevk zinciri uygulanması sonucu yatırımcıların kararlarının etkileneceği aşikardır. Uygulama tarihi netleşir ve açıklanırsa atıl yatırımların ve sonrasında doğacak hukuki uygulamaların önüne geçilmiş olur.
 
  • Global Bütçe ve 5510 sayılı Yasada Sunucular Arasındaki Mülkiyete Dayalı Ayrım;
5510 sayılı kanunun sağlık sunucuları arasında yaptığı mülkiyete dayalı ayrım, Özel Sağlık Kurumları açısından tehlikenin başlangıç noktasıdır. Bu düşüncenin ürünü olan, Global bütçe; direkt olarak Özel Sağlık Kurumlarını ilgilendirmeyen, ama özel kurumlar açısından pimi çekilmiş olan uygulamadır. 2009 ve sonrasında Sağlık Bakanlığı’na bağlı Kamu Sağlık Kurumları, ürettikleri hizmetleri için SGK ile 5510 sayılı yasanın amir hükümleri doğrultusunda yılbaşında belirlenen hizmet rakamı üzerinden anlaşacaklardır.
2009 için SGK ile Sağlık Bakanlığı’nın anlaştığı rakam 7,9 katrilyondur.
2009 yılında Özel Sağlık Kurumları’na 4,5 katrilyon ödeneceği düşünülürse, sonuçta yapılan kıyaslama nasıl çıkar ???
Yılsonunda toplam sağlık tedavi harcamalarına baktığınızda kamu sağlık kurumlarına ödenen bizim oğlana verilen olup göze batmayacak ama Özel Sağlık Kurumları’na ödenen hep fazlalık olarak görülebilecektir.
 
  • Sağlık Bakanlığı’nın Stratejik Cümlelerinden Algıladıklarımız
Kaynak kullanımı ve sürdürülebilirliğin sağlanması için görev tanımı Stewardship yani Sorumlu Yönetim’dir. Hedef çıktılar olarak, sağlık sonuçları, yanıt verme ve finansal koruma var. Uygulama olarak da Tam Gün ve Kamu Hastane Birlikleri Yasası hedef gibi görünüyor. Özetle; Özel Sağlık Kurumları sistemde yer alacak ama kamunun ağırlığı devam edecektir. Buna göre, Kural Koyucu Otorite olarak Kamu, sağlık hizmetlerindeki sorumluluğunu;
  • Hasta kabulünde sürdürecek,
  • Mevcut Kamu Sağlık Tesislerinin özerkleşmesi sağlanarak,
  • İşletme yönetim anlayışı ile finansal yeterliliklere bakılarak kar amacı gütmeyen anlayışla,
  • Sözleşmeli çalışma ve
  • Hizmet sunumunda ise hizmet alımları yolu ile özel sunucular olabilecektir.
Mülkiyet bazlı bakış, burada da izlenmektedir. Hepimize kolay gelsin…
 
İyi çalışmalar
Dr. Feza Şen
Sağlık Yönetim MBA
Bursa Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Sekreteri
Sağlık İşletmecisi
0 532 2778827-- [email protected]
Sağlık Aktuel /   www.saglikaktuel.com
NOT: Görüşlerinizi ve iletişim bilgilerinizi mail atmanızı rica ederim.
 
 
Bu yazı toplam 4047 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim