Bu hastalığa hükümetlerin bile gücü yetmeyecek

Hep bizden daha yaşlı insanlarda olduğunu gördük... Haberlerde "Kalp krizinden yaşamını yitirdi", "Kalbine yenik düştü" şeklinde dikkatlerimizi çekti... Ya da "Kalbim çok kırıldı" cümleleriyle anımsadık... Artık o kadar kanıksandı ki, şu an 3 milyon civarında kişi koroner kalp hastası. Kulağa doğal gelen bir şey haline geldi.... Rakamlar yüksek... Her yıl 300 bine yakın insan kalp krizi ve enfarktüs sebebiyle hayata veda ediyor... Aslında gereken önlemler alınırsa önlenebilecek ve gidişatı iyiye götürebilecek bir hastalık kalp hastalığı... Ve bugün onun günü.

Dün Dünya Kalp Günü nedeniyle açıklama yapan İstanbul Kalp Cerrahisi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Tayyar Sarıoğlu, Türkiye'de 35-65 yaş arasında, 12 milyondan fazla insanın (her üç kişiden biri) çok ciddi olarak kalp-damar hastalıklarına yakalanma riski altında bulunduğunu söyledi. Sarıoğlu, "kalp krizi geçiren insanların yüzde 70'i, 35-65 yaş arasındaki hayatının en verimli ve üretken çağındaki insanlar" derken " kalp damar hastalıkları için harcanan tanı ve tedavi giderleri ile bu hastalığa bağlı iş ve güç kaybının yol açtığı sosyo-ekonomik maliyetin her yıl 20 milyar dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor. Zaten kısıtlı olan ülke kaynaklarımız heba olup gitmektedir" şeklinde konuştu...

Gelecek 20 yıl içinde küresel ekonomiye 47 trilyon dolar yük getirecek hastalıkların içinde de yer alan kalp rahatsızlıkları böyle giderse ekonomik olarak belimizi bükeceğe benziyor...

NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
Uzmanlara göre özellikle kalp hastaları kalp sağlıkları için mevsimsel kurallara uymalı ve yaşam şeklini ona göre programlamalı. Yaz aylarında nasıl su kaybını önlemek için ilaçlarının dozlarını doktor kontrolünde ayarlamaları gerekiyorsa; kışın da kalp krizi riskini tetikleyen soğuk havalar için de önlemler almalılar.

Sabah kahvaltısında diyabeti olmayanların bir kaşık bal ve bir kaşık pekmez yemeleri ideal. Yemekler çok ağır, kırmızı et, hayvansal yağ ağırlıklı olmamalı, bunların yerine bol sebze ve bol meyve tüketilmeli. Çiğ sebze ve meyveye önem verilmeli.

Düzenli spor yapmak, sigarayı bırakmak, alkolden uzak durmak ve stresle başa çıkmaya çalışmak da kalp hastalıklarını önlemede yardımcı oluyor.

HİPERTANSİYONUN ÖNEMİ
Hipertansiyon, kalp hastalıklarına da yol açan bir sorun. Türkiye’de hipertansiyon görülme sıklığı yüzde 31,8. Ülkemizde yetişkin her üç kişiden biri, yani yaklaşık 15 milyon kişi hipertansiyon hastası. Hipertansiyon saptananların yüzde 62’si hipertansiyon hastası olduğunu son yapılan çalışmalarda öğrenilmiştir. Buna göre ülke genelinde hipertansiyonu olan her 3 kişiden 2’si hipertansiyon hastası olduğunun farkında değil. 30 yaşlarından itibaren herkesin sık sık tansiyonunu ölçtürmesi, 40 hele 50 yaşından sonra ölçümü daha da sıklaştırması öneriliyor.

TEK DÜNYA, TEK EV, TEK YÜREK
Konuyla ilgili görüştüğümüz Türk Kalp Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Akşit: "Dünya Kalp Federasyonu önderliğinde 200 kuruluş tarafından bu yıl bir tema belirlendi. Bu da Tek dünya, Tek ev, Tek yürek". Kalp sağlığının aişlede evde başlaması gerektiğinin altını çizmek için bu tema kullanıldı. Neden evlerde başlamalı? Dünyada genel olarak her yıl 60 milyon kişi ölüyor. Yüzde 60'ı 36 milyon kişi bulaşıcı olmayan hastalıklardan ölüyor. Yani bu hastalıklar, kalp damar, kanser, diyabet, solunum yolları gibi hastalıklar oluyor. 36 milyonun yüzde 50'si yani 18 milyonu kalp damar hastalıklarından ölüyor. Bu oran global ölümlerin yüzde 30'unu kapsıyor. Türkiye'de de yılda 250 bin civarında ölüm yalnızca kalp damar hastalıklarından oluyor.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN 3 NOKTA
"Harvard Toplum Sağlığı Enstitüsü'nün rakamlarına göre, Dünya Ekonomik Forumu imzası da var bu rakamların altında, bulaşıcı olmayan hastalıklara 47 trilyon dolar harcanacak. Yüzde 70'i kalp hastalıklarına harcanacak bu miktarın. 20 milyon dolar gibi harcamalardan bahsediliyor Türkiye'de. Bunlar ürkütücü rakamlar. Uzman kuluşlar diyor ki 20- 30 yıl sonra bu hastalık oranları artmaya devam ederse hükünmetlerin ekonomisi bunlara yetmeyecek. Ekonomi çökecek. Hastaneler yataklar yetmeyecek deniyor.
Doktorlar, vakıflar, hastaneler, hükümetler bir şey yapamıyor. Çok basit 3 noktaya uyulduğunda bu ölümlerin yüzde 80 oranında düşeceği söyleniyor. İnsanlar neredeyse hastalanmayacak bu üç noktaya uyarsa. Bu noktalar şunlar: Sigara içilmeyecek, kilo alınmayacak, haftada 3 sefer yarım saat yürünecek. Bunlar yapıldığında insanlar zamanından önce ölmeyecek."

TANSİYON, KAN ŞEKERİ VE KAN YAĞLARI DEĞERLERİNİZİ BİLİN
"Türk Kalp Vakfı olarak bunun altını çizmek istiyoruz. Kaçınılmaz bir sonuç değildir. İnsanlar bu 3 şeye dikkat etmeli. İnsanların, yüzde 80 oranında hasta olmayacağı gerçeğini bilmesi gerek. Halkın farkındalığını arttırmak istiyoruz bunun için. Bu negatif istatistikleri pozitife çevirmek istiyoruz. Aksi takdirde hiçbir şey bu yıkımın önüne geçemeyecek. İnsanlar hastalanmadan evvel sağlıklarına dikkat etmeli. "Ben hastalandım sigarayı bırakıyorum" demek çağ dışı bir yaklaşım. Çağdaş insan hastalanmadan evvel önlemini alacak. Herkes tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de insanlar değerlerini bilmeli. Tansiyon, diyabet ve kan yağları değerlerini bilmeli. Estetik kaygılarla kilomuza bakıyoruz bu üçünü de bilmeliyiz. Avrupa'da, ABD'de bu olay büyük ölçüde oturdu."

BEGÜM ÇELİKKOL