• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Ankara 10 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Bursa 14 °C
  • Antalya 16 °C
  • İzmir 15 °C

Bulaşıcı bir hastalık: Sağlıkta reform(!)

Bulaşıcı bir hastalık: Sağlıkta reform(!)
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Uluslararası Sağlık Politikaları Birliği (IAHPE) ve Çankaya Belediyesi tarafından 28 Eylül-2 Ekim 2011 tarihlerinde ...

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Uluslararası Sağlık Politikaları Birliği (IAHPE) ve Çankaya Belediyesi tarafından 28 Eylül-2 Ekim 2011 tarihlerinde Ankara’da “Kapitalizmin Krizi ve Sağlık” başlığıyla düzenlenen “Uluslararası Sağlık Politikaları Birliği Avrupa Birimi XVI. Konferansı”nın ikinci gününü izleme şansım oldu.

IAHPE, 1977 yılında, sağlık politikaları alanında hem akademisyen, hem de mücadele insanı olan sağlıkçılar tarafından kurulmuş.

İzlediğim oturumlarda, Türkiye’de de uygulanan sağlık reformlarının bulaşıcı bir hastalık gibi nasıl tüm ülkelere yayıldığı örnekleri ile anlatıldı. Anlatılanların salondaki izleyicilere ulaşmakla sınırlı kalmaması için bir kısmını Evrensel okurları ile paylaşmak istedim.

MALEZYA KRALİYETİN İZİNDE

Malezya’dan Kai-LitPhua, İngiltere ve Malezya karşılaştırmalı sunumunda, Margaret Thatcher döneminde İngiltere’deki özelleştirmelerin eski bir sömürge olan Malezya’da da hayata geçirildiğini ifade etti. 1983 yılından bu yana özelleştirme sürecini yaşayan Malezya’da, Kai-LitPhua’nın tercih ettiği terimle piyasalaştırma, sağlık alanında yan hizmetlerin taşeronlaştırması ile başlamış, ardından temizlik, atıkların bertaraf edilmesi, mühendislik gibi hizmetler gelmiş. Zamanla kamunun egemenliği azaltılarak şirketleşme başlamış. Şimdi devletin özel hastaneleri var ve kâr için hizmet sunuyorlar. Halen hastanelerin çoğunu devlet yapıyor, teknoloji teşvik ediliyor, kamuda baskı arttırılıyor, deneyimli doktorlar özele geçiyor. Özeldeki hasta yatağı sayısı 1995’de 7 bin 192 iken, 2007’de 11 bin 694 olmuş. Özelleştirmeler ile ilaç harcamaları yüzde 3.3 artmış. Acil dahi olsa, tüm masrafları ödeyecek hasta ön sıraya alınabiliyormuş. Tüm bunların sonucunda memnuniyet artmamış, aksine şikayetler çoğalmış.

‘REKABET’ İNGİLTERE’YE YARAMAMIŞ

İngiltere’de de önce yan hizmetler taşerona verilmiş, ardından şirketleşme gelmiş. Özelleştirme ile birlikte sağlık hizmeti sunumu artmış. Rekabet nedeniyle kalitede, hijyende düşme olmuş, dolayısı ile hastalıklar artmış ve bu da maliyetleri yükseltmiş. Devlet hastaneleri özel gibi işletilmeye ve artı değere (kâr elde etmeye) yönelmişler. Özel hastaneler ise kâr getirmeyen hizmetleri yapmama, masraflı hastaları seçmeme ve riskleri hastalara bırakma yoluna gidiyormuş. Sağlık alanında örgütlü sendikaların hepsi bu duruma karşı.

NEW YORK İSTANBUL’U HATIRLATTI

ABD’de toplumsal tıbbı savunan bir aile hekimi olarak tanınan Matt Anderson konuşmasına, “ABD’de her şey daha iyi değil, öyle düşünen varsa elini kaldırsın” diyerek başladı. Anderson’un New York’tan verdiği örnekler İstanbul’u anımsattı. New York’un en yoksul bölgesi Bronx ile en zengin bölgesi Manhattan kıyaslamasında, Bronx’taki çocukların yarısı dahi lise bitirmemiş. İşsizliğin yüzde 39 olduğu Bronx’ta 927 kişiye bir doktor düşüyor. Manhattan’da ise işsizlik yüzde 23 ve 358 kişiye bir doktor düşüyor.

Söyledikleri özetle şöyle: Yeni sağlık reformu ‘Hasta koruma ve karşılanabilir bakım yasası’ olarak geçiyor. Bu reform tedaviye ulaşmaya kısmen olanak tanıyor ama bu durum bile özele daha fazla kaynak sağlayacak. Reform uygulansa da 23 milyon kişinin sağlık sigortası olmayacak. ABD’de sağlıkta 7 sigorta şirketi var ve üçü başka ülkelere de hizmet veriyor, ürünlerini satıyor. ABD’de sigorta şirketleri en nefret edilen sektör durumunda. Sağlık kuruluşları ile reklamlar yan yana gidiyor. Örneğin Pediatri Akademisi hem anne sütünü, hem mama reklamını destekliyor. “Hamilelere sağlıklı beslenin, abur-cubur yemeyin” derken, ‘Olumlu yaşayın-Coca Cola’ cıngıllı reklamı sunuyor. Amerikan Kanser Akademisi şeker kullanamayanlar için Coca Cola tarafından üretilen ‘Sprite Zero’yu öneriyor.

İtalyan Angelo Stefanini, farklı dönemlerde toplam 4 yıl çalıştığı işgal altındaki Filistin topraklarındaki sağlık sorunlarına dikkat çekti. Anlatımına İsrail ve Filistinlilerin sağlığını asıl belirleyenin “işgal” olduğunu belirterek başlayan Stefanini, şunları söyledi: “İşgal altındaki topraklarda 4 milyon Filistinli yaşıyor. Sağlıklı olabilmeleri için hiçbir şartları yok denilebilir. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) sağlık tanımı Filistinliler için yeterli değil. Suya erişim yok, o da işgal altında. Bombardımanlar nedeniyle içme suyu çok kötü, deniz suyu akıyor musluklardan. Ev yok, hastaneler yetersiz, beslenme yetersiz. İş yok. İsrail yerleşim yerleri tarafından çevrelenmiş küçük adacıklara hapsolmuşlar. Sağlık çalışanlarının dış dünya ile bağlantıları yok denebilir. Uluslararası konferanslara gitmeleri reddediliyor. Hizmet kalitesi düşük. Filistin’de 2002’den bu yana önemli ekonomik kalkınma yaşandı ama reçete aynı. Filistinlilere ekonomik barış önerildi: ‘Sessiz olursanız size iş vereceğiz, ekonominizi düzelteceğiz’ dediler. Yani ‘Neoliberal reformlar karşılığında özgürlüğünüzden vazgeçin’ diyorlar.”

KRİZ BAHANE OLMUŞ!

Yunanistan’dan Stathis Giannakopoulos ülkesindeki kapitalist krizi ve sağlık reformlarını anlattı. Böyle bir kriz beklemediklerini ifade eden komşu ülke temsilcisi, 2009 yılında başlayan mali açığın 2010 yılıyla birlikte çığ gibi büyüdüğüne dikkat çekti. Troyka’nın (Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu) tavsiyesi ile yapısal uyumlara, resesyona gidildiğini aktaran Giannakopoulos, bu süreçte ücretlerin düşürülmeye başlandığına, özel-kamu ayrımı olmadan işten atmalara gidildiğine dikkat çekti.

Krizin sağlık sektörüne de yansıdığını kaydeden Giannakopoulos, Troyka tavsiyesiyle uygulanan politikaların en önemli hedeflerinden birinin de sağlık olduğunu vurguladı. Giannakopoulos, “Tüm kamu sektörü ‘ekonomik olmamak’la, yolsuzlukla, ‘partizanlık’ yapmakla suçlandı. Bu doğru. Ama bunu yapanlar da aynı politikacılardı” dedi. Tüm kamu varlıklarının hızla piyasaya açıldığını, Troyka’nın her hafta bir kamu kurumunu satışa çıkardığını anlatan Giannakopoulos, Troyka’nın devletin sağlık bütçesinden 800 milyon avro kadar kesintiye gitmesini istediğini dile getirdi. Giannakopoulos, şunları anlattı: “Sağlık çalışanlarının ücretlerinden 2010 da yüzde 10-20 oranında, 2011’de de yüzde 20 oranında kesinti yapıldı. Sağlıkta kriz bitene kadar işe alım yok. Çalışanların bir kısmı evine gönderilerek ücretlerinin yüzde 70’i ödenecek. Sigortaların kapsamı daraltıldı. Sağlık hizmeti kullanıcıları ek ödeme yapacak. Bu durumdan en çok yoksullar ile sık hizmet alan yaşlılar, kronik hastalar etkilenecek. Kriz bahanesi ile göçmenler ve sigortası olmayanlar hedef gösterildi. ‘Bunlar çok para tüketiyor’ denilerek, minimum sağlık sigortası ile sınırlandırıldılar. Yani olası bir durumda sadece hayatlarını kurtarıp eve gönderiyorlar, tedavi yok”.

Giannakopoulos şöyle devam etti: “Toplamda devlet hastanelerinin yüzde 25’i, yani 10 bin yatak kapatıldı. Hastanelerin yönetimlerini birleştirerek, yatak sayısını azaltıyorlar. Hasta sayısında yüzde 17, hastaneye yatışta yüzde 8, acile gidişler de yüzde 6 artış var. Devlet hastanelerinin yükü arttı, özele gidiş azaldı. Kriz sağlıktaki özelleştirmeler, işten atmalar ve kâr elde etmenin fırsatı olarak kullanılıyor”.

Giannakopoulos ülkesinde yaşanan krize dair çarpıcı örnekler de verdi: “Çalışan nüfusun yüzde 60’ı, 20-24 yaş arası gençlerin yüzde 35’i işsiz. Atina’da 12 binden fazla insan evsiz. Yardım derneklerinde yaşıyor. Kardiyovasküler hastalıklarda ve intihar vakalarında artış var. İntiharların artmasının nedeni işsizlik ve iflaslar. Yetersiz beslenme ve beslenme şekillerinin değişmesi söz konusu. Uyuşturucu kullanımı artıyor.”

KULAKLARA KÜPE OLMALI

Anlatılanlar, AKP iktidarından ve kapitalist sistemden hâlâ beklenti içinde olanlar ve “yok canım, devlet bu kadarını da yapmaz” diyenler için kulaklara küpe olmalı. Tabii emekçileri bu konularda uyarmayan, mücadeleye seferber etmeyen ve mücadeleyi birleştirmemek için türlü bahanelere sığınanlara da.

(Ankara/EVRENSEL)

Bu haber toplam 2270 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim