• BIST 9099.05
  • Altın 2324.746
  • Dolar 32.3593
  • Euro 34.9694
  • Ankara 20 °C
  • İstanbul 21 °C
  • Bursa 23 °C
  • Antalya 26 °C
  • İzmir 22 °C

Dünyanın ve hayatın kaynağı su

Dünyanın ve hayatın kaynağı su
Yaşamamızın kaynağı olan suyun sadece sağlıklı olmamıza değil, güzelliğimizi korumamıza da faydası var.

Vücudun istediği miktarda su içerek hüclerimizi korurken, cildimizin daha canlı olmasını da sağlayabiliriz.

İnsanın yaşamını devam ettirmesi için en az oksijen kadar önemli olan suyun, vücutta pek çok görevi de bulunuyor. Son yıllarda özellikle diyet listelerinin baş köşesinde yer alan suyun vücudumuz ve hayatımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmemiz için büyük önemi bulunuyor. İnsan yapısı, yemek yemeden dört hafta yaşayabilirken, su içmeden yaşayabilme süresi ise sadece üç-dört gündür. İnsan bedeninin 2/3'ü sudan oluşurken, her insanın kendini zinde hissetmesi için günde 2.5 litre suya ihtiyacı bulunuyor. Eğer vücutta az su bulunursa, kan yoğunlaşıyor ve bu da organlara çok az miktarda oksijen ve besin maddesi taşınmasına neden oluyor. Fakat içtiğiniz su miktarı çok aşırıya kaçarsa, bu da vücut için olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Vücudunuzun su alımının yeterli olup olmadığını anlamanın en etkili yolu, idrara dikkat etmek... Açık renkli idrar, su ihtiyacını doğru karşıladığınızı gösterir. Eğer idrarınız koyu renkli ise, bu yeterince su almıyorsunuz anlamına gelir.

Şişmanlığa karşı su
Vücut özellikle geceleri su almadığı için, sabahları uyandığınızda hemen bir bardak su içmeyi ihmal etmemelisiniz. Vücudun su toplamaması için, bol miktarda su içmek gerekir. Su miktarında azalma oldukça, vücutta depolanan yağ miktarı da artmaya başlar. Nedenine gelince... Böbrekler yeterli miktarda su almazlarsa, iyi çalışmazlar. Bu görev de karaciğerin olur. Karaciğer böbreklerin görevini üstlendiğinde ise, daha az yağı enerjiye dönüştürür. Bu da zayıflamayı son derece olumsuz etkiler. Öğlen ve akşam yemeklerinden önce içeceğiniz bir bardak su; iştahı bastırıp, mideyi doldurur ve sindirime iyi gelir. Spor yapmadan önce içilen bir bardak su da yine metabolizmayı çalıştırırken, kas glikojeninin tükenmesinin önüne geçer. Günün tüm yorgunluğundan ve stresinden arınmanız için yapmanız gereken en önemli şey; şöyle bol köpüklü bir banyo. Suyun rahatlatıcı etkisi, aslında sandığımızdan çok daha fazla... Su sadece temizlenmek için değil, arınıp, yenilenmek ve yorgunluktan kurtulmak için de birebir... Yıkandığınız suyun sıcaklığının, ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına özen göstermelisiniz. Çok sıcak su, kanın yüze doğru hücum etmesine neden olur ve ana merkezler görevini daha zor yaparlar. Sıcak su, bazı dolaşım bozukluklarını da doğurabilir, kalbi zayıf olanlar üzerinde ise daha kötü etkiler yaratır. Bunun yanı sıra çok soğuk suyun da bazı zararları bulunur. Özellikle yaz aylarında tercih edilen soğuk su, serinletmek yerine aksine terletir. Kan damarlarının önce daralmasına, ardından hemen genişlemesine neden olur. Bu nedenle, ideal banyo suyunun sıcaklığı, 33 ile 37 derece arasında değişir. İdeal su sıcaklığı içerisinde, en az 15 dakika kalmayı da ihmal etmemelisiniz...

Deriye suyunu verin
Eğer banyo çıkışında vücudunuzda kırmızılık oluştuysa ve kaşınıyorsanız, suyunuz fazla klorlu ya da kireçli demektir. Kireçli su; vücudu kurutup, sertleştirir. Bunun için, banyo sonrası, vücudunuza nem kazandıracak kremler sürmenizde fayda var. Banyo tuzlarının canlılık verme ve yorgunluk alma özelliğinden de faydalanabilirsiniz. Gülsuyu ve gliserin eklenmiş su ile yapılan banyo ise, deriye kaybettiği suyu yeniden verir.

Geleceğimiz için tehlike çanları çalmaya başladı
Dünyanın karşı karşıya olduğu küresel ısınma, iklim değişiklikleri, doğal enerji ve su kaynaklarının tükenmesi gibi ciddi tehditler karşısında hepimize birtakım sorumluluklar düşüyor. Dünyanın verimliliğini korumak için herkesin elini taşın altına sokması şart. Dünyadaki tatlı suyun yüzde 80'i buzul olarak kutuplardadır. Dünyadaki nehirlerin yaklaşık 2/3'ü (yaklaşık 300 nehir) sınır ötesi su olarak birkaç komşu ülke tarafından paylaşılmaktadır. Bu nehirlerin hemen hemen tamamı komşu ülkelerle sorunlara yol açmaktadır. Yaklaşık 1.1 milyar insan, temiz içme veya kullanım suyundan yoksundur.

İnsanlar ölüyor
Her yıl yaklaşık beş milyon insan temiz su ile ilgili hastalıklardan dolayı ölmektedir. 2025 yılında dünya nüfusunun üçte biri, şiddetli derecede su sıkıntısı çekecektir. Halen dünyada 2.8 milyar insan şehirlerde yaşıyor, bu rakam 2025'te 4.5 milyara yükselecek. Şehirler temiz suya daha fazla ihtiyaç duymakta olup, aynı zamanda da daha büyük atık su sorununa yol açmaktalar. Şehir nüfusunun artması, ciddi su sorunlarını beraberinde getirecektir. Ülkemizdeki 3 bin 200 belediyenin yaklaşık 50 adedi kanalizasyon sularını arıtmaktadır. Başka bir deyişle nüfusumuzun yaklaşık 50 milyonuna ait kanalizasyon suları doğrudan nehirlere dolayısıyla göl ve denizlere akmaktadır. Bunlar, su ile ilgili gerçeklerin sadece bir kısmı. İşte tüm bunlar ve bunlara benzer konuların ciddi bir şekilde dünya gündemine gelmesiyle, BM Genel Kurulu, 1993 yılı aralık ayında aldığı bir kararla her yılın 22 Mart gününü 'Dünya Su Günü' olarak kutlanmasını kararlaştırdı. Ortaya çıkışı, BM Çevre ve Kalkınma Konferansı'nın sonuç metni olan Agenda21' in su kaynaklarının gelişimi ile ilgili 18'inci bölümüne dayanan Dünya Su Günü, suyun önemi ile ilgili bilincin geliştirilmesini amaçlıyor. Ayrıca, Agenda21'de sunulan önerilerin uygulanmasının sağlanması için; bütün ülkelerin ulusal düzeyde konferans, seminer, sergi, yayın ve doküman dağıtımı gibi bir dizi etkinlik yapmasını teşvik ediyor.

Suyun vücut için önemi
* Vücut sıvılarında bulunarak, eklemlerin kayganlaşmasına neden olur. İdrarla zararlı maddelerin atılmasını sağlar.
* Tükürük ve mide salgısında bulunarak, besinleri sindirir.
* Hücre ve kas dokularını güçlendirir. Karbonhidratları, yağları, proteinleri, hormonları ve oksijeni kaslara taşır. Zararlı maddeleri dokulardan uzaklaştırmayı sağlar.
* Cildi gerginleştirir, parlaklık kazandırır.
 

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 2388 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim