Eczacılık sistemimiz ABD'den iyi

Hükümet ile eczacılar arasındaki 'ilaç' tartışması büyürken, bu konuda model olarak gösterilen Amerika'dan uyarı geldi. 4 yıldır New Jersey'de kendi eczanesini işleten Bülent Uğur, markette ilaç satışının eczacı ile hasta arasındaki bağı kopardığını belirterek, "Türkiye'deki sistem buradakinden kat kat daha iyi. Aksayan yönler varsa düzeltilebilir ama mevcut modelden vazgeçilmemeli." çağrısında bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamasıyla gündeme oturan 'süpermarkette ilaç satışı' tartışması devam ediyor. Bu konuda örnek gösterilen Amerika'daki eczacılar, sistemin göründüğü kadar iyi olmadığını ifade ediyor. ABD'de 4 yıldır eczacılık yapan Bülent Uğur, ilacı eczaneden markete taşımanın çok büyük hata olacağını söylüyor. Market ve süpermarketlerden ilaç satışı yapılan Amerik Birleşik Devletleri'nde eczacıların hasta ile irtibatının tümüyle kesildiğini belirten Uğur, "Türkiye'deki sistem çok daha iyi. Bundan vazgeçilmemeli." diyor.

Amerika'da reçeteli ilaçların yüzde 41'i zincir eczaneler, yüzde 21,7'si internet ve posta, yüzde 20'si süpermarketlerin içindeki eczaneler, yüzde 17,3'ü de bağımsız eczaneler kanalıyla satılıyor. Ülkedeki 750 bin süpermarkette de reçetesiz ilaç satışı yapıyor. 56 bin eczanenin 39 bini geleneksel zincir eczaneler ve süpermarketler tarafından işletilirken, 17 bine yakın da bağımsız eczane faaliyette. Medical Home ismiyle New Jersey'de kendi eczanesini işleten Bülent Uğur'a göre Amerika'daki sistem, eczacıları market müdürü haline getirdi. Ülkede market eczacıları sadece ilaçların doğru verilip verilmediğini kontrol ediyor. Eczacı, hastanın sağlık danışmanı niteliğini yitirmiş durumda. Uğur, bu durumun meslektaşlarını 'trafik polisi' haline getirdiğini dile getiriyor. Hükümetin sağlık alanında son yıllarda yaptığı pek çok adımı desteklediğini vurgulayan Uğur, "Ancak eczacıları ortadan kaldırırsanız birçok yanlışa da yol açarsınız. Amerika'da süpermarketteki eczaneler hakkındaki şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor. Eczacının aktif olarak faaliyet göstermediği bir yerde ilaç satılmamalı. İlacı kesinlikle eczacının vermesi lazım." uyarısında bulunuyor.

Bülent Uğur, Amerika'da yaşanan aksaklıklar hakkında şu örneği veriyor: "Doktorun, ilacın dozunu fazla yazması, süpermarketteki eczanenin hiç umurunda değil. Ülkede, telefon ve faksla gelen reçeteler de kabul ediliyor. Bunlar kolaylık gibi gözükse de telefon üzerinden alınan siparişlerin birçoğunda yanlışlık yapılıyor. Eczacı maaşını alıyor, o gün 500 reçete de olsa 100 reçete de olsa umursamıyor." Büyük firmaların sektöre girmesinin hastaları olumsuz etkileyeceğini anlatan eczacı Uğur, fiyatların kısa bir süre sonra market zincirleri tarafından kontrol edileceğini de iddia ediyor. ABD'deki bağımsız eczanelerin büyük market zincirleri karşısında büyük sıkıntı çektiğini kaydederken, "Türkiye de zincir eczane sistemine geçerse kontrol eczacılardan çıkmış olacak." yorumunu yapıyor.

Eczacının hatasını toprak temizler

ABD ve Türkiye'deki eczacıların bilgi birikimi arasında çok büyük farklar olduğunu da aktaran Bülent Uğur, "Eczacıları sadece ilaçları ve reçeteleri kontrol eden biri haline getirirseniz meslek erbabının bilgisi körelecektir. Yetişmiş eczacıları süpermarketlere müdür yapmanın anlamı yok. Anadolu'da bir laf var. 'Doktor'un hatasını eczacı, eczacının hatasını da toprak temizler' diye. Sürecin sonunda sadece parası olanlar ayakta kalacak. Devletin bu işte çok tabii olarak söz hakkı var ama ilacı markete düşürmek, gözünü kapatıp elinde bıçakla alıp ortalıkta dolaşmak gibi bir şey." değerlendirmesinde bulunuyor.