En önemlisi şu ki fondöten bir kere kullanıldı mı sonra vazgeçilmesi en zor makyaj ürünüdür. Çünkü doğru renk ve ton bulunduğunda, sorunsuz (akne, sivilce, leke, iz) cilde sahip çok şanslı hanımlar bile sonuçlarına inanamazlar. Teni bütün, pürüzsüz ve taş bebek kıvamına sokan mucizevi ürünlerdir fondötenler, doğru kullanıldıklarında tabii.
Adım 1: Hangi fondöten
Neden doğru kullanım diye bas bas bağırdığıma gelirsek: Öncelikle fondöteninizi satın alırken ten renginize uyumlu olanı seçmelisiniz. Bunun en sağlıklı yöntemi fondöteni gün ışığında denemektir. Doğal ışık en acımasız ışıktır. Ona en yakını ise floresandır, ama şiddetle uzak durmanızı tavsiye edeceğim ondan, çünkü gün ışığı en azından içimizi neşeyle doldurmak gibi bir özelliğe de sahiptir, ancak floresan ışığı altında geçirilen bir günün sonunda kendinizi bileklerinizi kesmek isterken bulabilirsiniz. Herneyse, biz konumuza dönelim, doğru rengi seçtiniz mi? Denemekten sıkılmayın ve yorulmayın, eğer aradığınızı o markada bulamıyorsanız hemen bir diğerine geçin. Her markada aynı renk skalaları olmadığı, gibi teninize uyumlu yapı da yoktur.
Adım 2: Fondötenin yapısı
Fondöten adı altında birçok ürün satılmakta, markalar yalan söylemiyor, bunların hepsi de fondöten, ama bunun likit olanı var, tozu var kompaktı var, siz hangisine ihtiyaç duyuyorsunuz önemli olan bu. Ben şahsen likit olanlarını tercih ediyorum, eğer mat bir etki istersem üzerine pudra sürüyorum. Toz fondöten bence kullanımı en zor olan fondöten. Ancak son zamanlarda sıkça karşılaştığım mineral olanları var ki bunlar toz fondötenlerin en önemli tercih sebebi. Kompakt pudraların en önemli özelliği çok kolay kullanılabilir oldukları: Bir taşla iki kuş vurmanızı sağlayan ürünler bunlar. Likit fondöteni ben parmaklarımla uygulamayı tercih ediyorum, uzmanlar bunun yalnış olmadığını belirtiyor, hatta birçok makyöz ve makyörün de yöntemi bu, ama fondöten fırçası da gerçekten çok güzel sonuçlar doğuruyor, sanırım benim ki biraz da üşengeçlik, makyaj fırçalarının temizlenmesi ayrı bir mesaii ne de olsa...
Adım 3: Nasıl
Beraberliğimiz boyunca sıkça tekrar edeceğim bir şey var, şimdi ilk buluşmamız olacak bu kendisiyle: Herhangi bir makyaj uygulamasına girişmeden önce, asla ama asla, siz siz olun, cilt bakımınızı yapmayı ihmal etmeyin. Cilt temizliğinizi yapmadan toniğinizi, nemlendiricinizi sürmeden kullancağınız makyaj ürünleri yüzünüzde bir felakete neden olabilir. Felaket diyerek abartıyor gibi görünebilirim, ama onca emek harcayıp yaptığınız makyajınızın sadece bir saat dayanmasını ister misiniz? Bence istemezsiniz. Hem ayrıca cildinizin ne suçu var? Bugüne kadar hep yalnış anlaşılmış bir durumdur makyajın sorunlu ciltleri daha da sorunlu bir hale getireceği. Önemli olan doğru bir uygulamadır. Akşam yatmadan önce düzgün şekilde temizlenen ve bakım yapılan bir cildin sorunlarının sebebi makyajdansa, kişinin beslenme şeklinde, stres seviyesinde ve genlerinde aranmalıdır.
Yani şimdi ne yapıyoruz: Sabah uyanıyoruz, cildimizi de uyandırıyor ve soğuk suyla güzelce yıkıyoruz, toniğimizi sürüyor ve hemen akabinde eğer kullanıyorsak serumumuzu arkasından da nemlendiricimizi süruyoruz. Eğer likit ya da kompakt bir fondöten tercih ettiysek uygulamaya hemen başlayabiliriz, toz fondöten kullananlar ise tenin nemlendiriciyi emmesini bekleyebilirler. (Bu arada, yoğun bir göz makyajı yapanlar, föndötenden önce göz makyajlarını bitirmelidirler, fardan, kalemden, eyeliner'den düşecek parçalar fondöteninizi kirletir, ama önce surerseniz bu düşen parçaları temizleme fırsatını da elde etmiş olursunuz.)
Adım 4: Kalıcılık
Fondöteninizi yukarda bahsettiğim şekilde uyguladıktan sonra yapabileceğiniz bir şey de fikse edici spreyler kullanmak. Bu spreylerin sadece su püskürtenleri de gün boyunca neme ihtiyaç duyan ciltler için çok ideal bir bakım sağlıyorlar. Ben kendi adıma sabah evden çıkmadan fikse edici spreyimi kullanıyor, iş yerini terketmeden hemen önce ise nemlendirici bir spreyden yardım alıyorum ve sonuçlardan da pek memnun kalıyorum.
