• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Ankara 26 °C
  • İstanbul 22 °C
  • Bursa 23 °C
  • Antalya 24 °C
  • İzmir 22 °C

Hastanın suratına bile bakmadılar

Hastanın suratına bile bakmadılar
Yeni yasayla birlikte doktorların pek çoğu mağdur olmaktan şikayetçi. Küçük bir azınlık ise sektörde ‘yan gelip yatan’ ve gerçekten paragöz olan doktorlardan yaka silkiyor. Hangisi haklı?

Pazar günü CADDE için yazdığım ‘Doktorlar paragöz mü?’ başlıklı yazıya gelen çok sayıda mailin arasında sadece teşekkür değil, “Sıkıysa bunu da yaz” minvalinde mesajlar da vardı. Üsluptaki öfkeyi, memleketi genel anlamda esir alan kabalığa bağlıyorum...

Tam gün yasası, doktorlar için pek çok sıkıntıyı beraberinde getiriyor. Ancak Türkiye’de varolan sistem belli ki idealden çok uzak. Pek çok genç doktor, çarpıklıklardan rahatsız.

Madalyonun  bir de öteki yüzü var.

Nedir bunlar? Öfkeli okur H.T., kendi mesleğindeki çarpıklıkları şöyle sıralıyor: 

* Yıllardır bu ülkede sıradan  vatandaş, para vermediği sürece hocalar  değil de asistanlar tarafından muayene ve tedavi olmaya mecbur edildi. Parası olmayan, asistanlar için deneme tahtasına döndü.

Bıçak parası çok yaygın

* Görevi zaten hasta bakmak olan öğretim üyeleri özel muayene ücreti almadıkça hastanın suratına bile bakmadı. Özel olarak hasta bakarken de devletin odasını, aletlerini, sekreterini, hemşiresini kullandı.
* Tıp fakültelerinde özel muayene ücreti altında öğretim üyeleri 40 bin TL’ye kadar aylık maaş alabildi. 
* Muayenehanesine gitmediği sürece vatandaş kötü muamele gördü.
* Saat 16.00’ya kadar devlet hastanelerinde olması gereken doktorların çoğu, saat 12.00’den sonra muayenehanelerine gitti.
* Bıçak parası denen rüşvet hiç de öyle “Birkaç meslektaşın yaptığı görevi kötüye kullanma” değil, gayet yaygın...

İmtiyazlı yaşadılar

Sadece H.T. değil... Varolan düzenin çarpık olduğunu belirten başka doktorlar da var. Bir başka okurum M.E., “İmtiyazlı yaşayan, doğru-dürüst vergi vermeyen yalancı bir orta sınıfın sonu geldi” derken, AKP’ye de kızdığını belirtmeden edemiyor.

Uzman doktor A.Ç.  ise şöyle sıralıyor sıkıntıları:

“Sağlık sisteminde esas yükü periferdeki sağlık ocakları, devlet hastaneleri çeker. Buradaki sorunlar hiçbir zaman hocaların sorunları olmadı!.. 35-40 yaşında hoca olmuş bir meslektaşımızın oturmasını, devlet hastanesinde 60 yaşındaki bir meslektaşımızın ise günde 60 hasta bakmasını anlamıyorum.

Aslında bizler, bir somun ekmeğin dilimleriyiz. Hepimizin tadı aynı. Tıbbımız neyse ekonomimiz de o, tıbbımız neyse basınımız da o... Tıbbımız ne kadar iyiyse adalet, eğitim sistemimiz de o kadar iyi!”

Bu son sözler üzerinde hepimiz durup düşünmeliyiz bence. Yargısından tıbbına, basınından iş dünyasına, ciddi bir reforma ihtiyaç var. Ama öncelikle sorunları dürüstlükle ve hakaret etmeden tartışabilmek, yeni çözüm önerileri  sunabilmek gerekiyor. 

AKADEMiK KARiYER RANT KAPISI MI?

Sabahın yedisinde, mesaiye gitmeden önce bir doktorun yazdıkları şöyle: 

1- Tıp fakültesi sayısı Türkiye’de çok fazla, elle tutulur tıp fakültesi sayısı 10’u geçmez.
2- İyi tıp fakültelerinde bile eğitim, Avrupa ve dünya standartlarından uzak.
3- Akademik kariyer yapacakları   seçecek sınav sistemi yok. Tanıdık, eş, dost ve politikacı çocukları seçiliyor.10 hocadan 8’i vasıfsız. Sistem, iyi olan yüzde 20’lik hoca grubuyla ayakta  duruyor.
4- Üniversitelerimiz ne yazık ki bilim üretmiyor. Yapılan şey, doktor yetiştirmek ve hasta bakmakla sınırlı.  Hocaların bilim ürettikleri iddialarına kanmayın. Yurt dışında satılan, yabancı dile çevrilmiş tek bir Türk kitabı yok! Tıbbımız, Amerikan tıbbının taklidi aşamasında.
5- Hocalarımızın çoğu ve özellikle muayenehane sahipleri, öğrenci ve  asistan eğitimiyle çok ilgilenmezler. Kafaları daima muayenehanelerinde olmuştur. Bu ayağın kapatılması eğitime yönelimi artıracak. Muayenehanesi olmaması gereken kesim, hocalar olmalı.
6- Üniversite hastanelerinde paralı muayenenin kaldırılması, her hastanın o hocaya muayene olabilmesinin önünü açar. Hocaların çoğunun odalarında yan gelip yatmasının önüne geçer.
7- Türkiye’de akademik kariyer, mali rant için elde edilmek isteniyor. Bu amaç için devlet kullanılıyor. Hocaların meslek hayatları boyunca yayın yapmaları zorunlu hale getirilmeli. Böyle bir sistemde sadece en meraklılar, en üretkenler hoca olur.
8- Acilen doktor ve uzman doktor eğitimi kalitesinin artırılması gerekiyor.

Mehveş Evin

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 4227 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim