• BIST 9141.48
  • Altın 2325.41
  • Dolar 32.3762
  • Euro 35.0131
  • Ankara 21 °C
  • İstanbul 20 °C
  • Bursa 21 °C
  • Antalya 23 °C
  • İzmir 25 °C

Müezzinoğlu: Bazı branşlarda kamuda yabancı doktor düşünüyoruz

Müezzinoğlu: Bazı branşlarda kamuda yabancı doktor düşünüyoruz
Bakan Mehmet Müezzinoğlu, gittiği her yerde vatandaşların huzursuzluğunu gördüğünü ve 'yeter artık' dediğini söylüyor.

Mehmet Müezzioğlu, 24 Ocak'ta Sağlık Bakanlığı'nda birinci yılını dolduruyor. Bu bir yıl içinde, Şehir Hastaneleri Projesi, ilaç kutuları üzerindeki karekodu okuması, özel hastanelerde parmak iziyle muayene, yabancı doktorların Türkiye'de çalışması, “mektupla sağlık bilinci oluşturulması”  gibi daha önce pek de aşina olmadığımız konuları sıkça duyduk. Peki önümüzdeki dönemde sağlıkta neler olacak  Dr. Mehmet Müezzinoğlu, bir yılını, gündemdeki konuları ve 2023 hedeflerini gazetemize değerlendirdi.

17 Aralık operasyonu, istikrar bozma çalışmaları halkın psikolojisini nasıl etkiliyor?

Ben genelde her haftasonu bir iki günümü, vatandaşın olduğu ortamlarda, bazen esnaf ziyareti, bazen ev ziyareti, bazen sağlık alanındaki kurum ziyaretleri ile geçiriyorum. Burada gördüğüm şu: Halkın ülkenin istikrarı ile oynanması veya amacı farklı olan projelerin millete sunulması ile ilgili huzursuzluğu, bıkkınlığı var. Geçtiğimiz hafta Kırklareli'ndeydim. 3 ayrı ilçede birer saat geçirdim. Kahvehane, esnaf, hemen hemen dört beş noktadan biri hep şu cümleyi söyledi: “Dik durun, sakın meydanı başkalarına; ülkeye yanlış yapanlara bırakmayın”. Vatandaş iki şeyi çok önemsiyor: Siyasi istikrar ve ekonomik istikrar. 2013 yılının başında bu ülkede faizler % 5- 6'larda iken bugün %11-13'lere çıktı. Vatandaş bu senaryolarda faturanın kendisine çıkarıldığının farkında. Bu nedenle vatandaş bir taraftan huzursuz, bir taraftan kızgın, bir taraftan gergin, bir taraftan da kendine yanlış yapanlardan bıktı ve “yeter artık” diyor.

Sağlıkta hareketli bir yıl yaşadık. Önümüzdeki günlerde bizi neler bekliyor?

Önümüzdeki 10 yıllık dilimdeki hedefimiz Türkiye'yi sağlıkta bölgenin merkezi yapmak. Yaklaşık 3 saatlik uçuş mesafesinde Türkiye'nin standardı yüksek, maliyeti düşük sağlık hizmeti sunabileceği  yaklaşık 1.5 milyarlık bir nüfus var. Bu nedenle sağlık turizmine önem veriyor ve bunun alt yapı hazırlıklarını sürdürüyoruz. Şehir hastaneleri ve sağlıkta serbest bölgeler bu işin ana lokomotifi olacaktır. 14 ilde kurulacak 15 şehir hastanesi ile kamudaki yatak sayısına 25 bin yeni nitelikli yatak eklenecek.

KAMUYA DA YABANCI DOKTOR 

Geçtiğimiz aylarda Türkiye'de yabancı doktorların çalıştırılabilmesi konusu tekrar gündeme geldi? Bunun yasal çerçevesini nasıl çiziyorsunuz? Gelen oldu mu?
Yasal düzenleme 2010'da yapıldı. Buna göre Çalışma Bakanlığı'ndan çalışma izni alan, diploma denkliğini YÖK'ten onaylatan yabancı uyruklu hekimlere Türkçe bilme şartı ile özel sektörde çalışma izni verildi. Bugüne kadar çeşitli ülkelerden 450 yabancı uyruklu doktor geldi. 10 Kasım vesilesiyle Selanik'e gittiğimiz zaman Yunanistan Tabipler Odası Başkanı ile görüştük. Yunanlı hekimleri çalışmak üzere Türkiye'ye davet ettik. Türkçe bilme şartını 1 yıl süre ile aramayabileceğimizi, tercüman vasıtası ile anlaşabileceklerini belirttik. Görüşmeler sürüyor. Çok yakında sonuçlanacağını ve bu yılın ortalarında Yunanlı doktorların çalışmak için Türkiye'ye geleceğini düşünüyorum. 

Kamuda da bu yönde bir düzenleme yapılacak mı?

Kamuda da düzenleme yapmayı düşünüyoruz. Özellikle onkoloji, çocuk cerrahisi, beyin cerrahisi, ortopedi gibi stratejik alanlarda veya açığımızın yoğun olduğu alanlarda kamuda da yabancı uyruklu hekimleri çalıştırmayı düşünüyoruz. Burada da yine hekimliği iyi, YÖK tarafından diploma denkliği kabul edilen doktorların,?1?yıl?içinde Türkçe öğrenmeleri şartı ile ülkemizde çalışmalarına izin vereceğiz. Bu doktorlar yetişmiş beyinler, kabiliyeti olan kişilerdir. İnsanımızın da sağlık hizmetine ihtiyacı var. Kamudaki açığı bu doktorlarla kapatmayı düşünüyoruz. Ancak burada bir sorun var: Bir komplikasyon yaşandığında Türk vatandaşı olmayan hekim hangi hukuka tabi olacak? Bu konuyu netleştirmeye çalışıyoruz.

Yurt dışında yaşayan Türk doktorlar da var. Onları da Türkiye'ye yeniden kazandırmayı düşünüyor musunuz?

Amerika'da, İsviçre'de, Belçika'da, Hollanda'da 2 binin üzerinde standardı yüksek belirli noktalara gelmiş güçlü beyinlerimiz var. Onlardan da istifade edeceğiz. Bulundukları ülkedeki konumunu bozmadan, hem orada hem de burada çalışacakları, tecrübelerini Türkiye'ye taşıyacakları bir sistemin alt yapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Belki senenin 2-3 ayı burada çalışabilirler. Ya da buradaki ekipler 2-3 aylık eğitimler için onların bulundukları merkezlere alınabilirler. Bu yıl içinde bunu da sonuçlandıracağız.
Ana hedefimiz Türkiye'yi 2023 yılında sağlıkta,  bölgenin sağlık merkezi yapmak. Bugün sağlık turizminden yaklaşık 2.5 milyar dolarlık bir gelir elde ediyoruz. Bu şu anda Türkiye'nin başarabileceği rakamın dörtte biri. Bu rakamı?10 milyar dolar seviyesine çok rahat ulaştırabiliriz. Oysa 10 yıl önce?yılda 1 milyar dolar paramız hastalarımızla yurt dışına gidiyordu. Onun için şehir hastaneleri ve sağlıkta serbest bölge diyoruz,  yabancı hekimlerden yararlanmak istiyoruz. İzmir, Antalya, Muğla, İstanbul, Edirne Trabzon, Erzurum, Van, Diyarbakır'da sınırlarımızın ötesindeki farklı bölgelere hitap etmeyi ve o farklı bölgelerin de dilini bilen ama yetişmiş, standardı yüksek olan hekimlerden istifade etmenin ülkemiz için avantaj olacağını düşünüyoruz.

SAĞLIKTA SERBEST BÖLGE?GELİYOR

Serbest Bölgelerin işlevi ne olacak?

KDV muafiyeti, gümrük işlemlerinden muafiyet sağlanacak olan bu bölgede, girişimci vatandaşlarımız tıbbi teknoloji üretimi, ilaç üretimi yapabilecekler. Burada tamamen özgün, patenti bize olan tıbbi ürünler üretilecek. Bunlar laboratuvar malzemeleri, teşhis veya tedavide kullanılan tıbbi cihazlar, insülin, ağrı kesici, antibiyotik olabilir. Anahtar nokta finansmanını bularak bize proje getiren girişimcinin projesinin Ar-Ge ürünü olması?ve bölge ülkelerine Türk malı olarak pazarlanabiliyor olması. Artık sağlıkta patenti bize ait olan üretimler yapmak zorundayız. Ayrıca bu bölgede, sağlık turizmi kapsamında yabancı hekimleri çalıştırabileceğimiz ve yabancı hastaları kabul edebileceğimiz hastaneler olacak. Bu proje ile ilgili olarak Ekonomi Bakanlığı, Bilim?Sanayi ve Teknoloji Bakanlıkları ile görüşüyoruz. Bu bölgelerdeki sağlık hizmeti hangi oranda bizim hastalarımıza, hangi oranda yabancı uyruklu hastalara verilecek? Bunun yasal altyapısı nasıl hazırlanacak? gibi konuları netleştirmeye çalışıyoruz.  Bu serbest bölgeler, başlangıçta İzmir, Antalya, Edirne gibi illerimizde kurulacak buna yeni iller de eklenecek.

Ne pahasına olursa olsun hastaya ilacı temin ederiz

Son yaşadığımız grip salgını sırasında da gündeme geldiği gibi bazı ilaçların piyasada bulunması ile ilgili sıkıntılar yaşanıyor. Bunun sebebi olarak da ilaç fiyatlarının düşük olması gösteriliyor. Bakan Müezzinoğlu, bu konuda şunları söyledi: “İlacı bulamadı da tedavisi yarım kaldı, yetersiz oldu” cümlesini 75 milyon insanımızın hiçbiri için söyletmeyiz. Ne pahasına olursa olsun vatandaşımızın tedavisiyle ilgili o ilacı temin ederiz. İlaç firmalarımızın,?üreticilerimizin ya da ithalatçılarımızın fırsatçılık yapmadan, haklarını aşmadan faaliyet gösterebilecekleri bir sistem uyguluyoruz. Bu sistemde de başarılıyız. Bazı ürünlerde dövizdeki değişim nedeniyle sıkıntılar yaşanabiliyor.”

Muhtarlar ve imamlar nakil için çalışacak

Gemi Hastane projesi ne aşamada? Gemi hastane 2 nedenle bizim için önemli. Ülkemiz deprem bölgesi ve 3 tarafı denizlerle çevrili. Bakırköy, Florya, Avcılar 1999 depremini çok ağır geçirdi ve yoğun hissetti. Gemi Hastanesi heliportu, her türlü ameliyathanesi, yoğun bakımı, tedavi alanları olan ve olağanüstü durumlarda hizmet verebilecek bir proje. Aynı zamanda dünyada hastane olarak dizayn edilecek ilk gemi hastanenin proje sürecini tamamladık. 1 ay içinde son şeklini verip ihalesini başlatacağız. Yaklaşık 100 milyon dolara mal olacak. İnşallah 3 yıl içinde bu gemi hastaneyi ülkemize kazandıracağız. Bunu bölgede Türkiye'nin sağlıktaki gücünü vurgulayacak bir unsur olarak görüyoruz.

İLİK BANKASI: TÜRKÖK PROJESİ

Kemik İliği Bankası oluşturulması konusu geçtiğimiz aylarda İzmirli küçük Melis'le birlikte?yeniden gündeme geldi. Siz de Türkök Projesini 2014'te başlayacağı müjdesini verdiniz. Türkök Projesi ne aşamada?

 Türk Kızılayı ile birlikte yapacağımız Türkök 2014 yılı için bizim en önemli projelerimiz içinde yer alıyor. İhalesini 7 Ocak'ta yaptık. İnşallah olağanüstü hukuki itirazlar yaşamazsak Nisan'da uygulamasına geçeceğiz ve kemik iliği donör bankamızı çok daha güçlendirmiş olacağız. Yine Türk Kızılayı ile birlikte kan ürünlerinden, plazma üretimi ile ilgili ihale sürecini başlatıyoruz. Türkiye'de yaklaşık 1-1.5 milyon kan bağışçımız var. Kan ürünlerini üreten bir ülke olmayı hedefliyoruz. Bu yıl çalışmalarımızın merkezine aldığımız konulardan biri de organ nakli. 14 Ocakta (yarın) başlıyoruz. Muhtarlarımızı ve imamlarımızı Ankara'ya davet ettik. Onlardan organ nakli konusunda öncü olmalarını isteyeceğiz.

Siz de organlarımızı bağışladınız mı?

Yılını hatırlamıyorum ama 2005, 2006'da bağışladım. Ben bu dünyadan göçer olduktan sonra, benim artık arkada bırakabileceğim en büyük mirasım, evlatlarım, varsa topluma faydalı eserlerim, bir de yaşayabilen insandır. Bir canı yaşatmaya vasıta olabiliyorsak ne mutlu bize.

Milletvekiliysek, elbette milletle birlikte olacağız

Dr. Müezzinoğlu genellikle hafta sonlarını milletvekili olduğu Edirne'de geçiriyor. Burada çeşitli toplantılara katılan Bakan Müezzzinoğlu sık sık sokağa çıkıp halkın nabzını tutuyor. “Doğrusunun bu olduğuna inanıyorum” diyen Müezzinoğlu, “Milletvekiliysek, milletle birlikte olacağız. Fakirin de, zenginin de, işsizin de, sanayicinin de, iş adamının da, hastanın da, yaşlının da, çocuğunun da, kahvesi de camisi de de bu ülkenin her sokağı, her ferdi milletin vekili olarak benim ilgi alanım. Sağlık Bakanı olarak tabi ki, sağlık alanındaki bütün dinamiklerle ilgili sorumluluğum var ama bu durum, millete olan sorumluluğumun önüne geçmez” dedi.  Her gittiği ilde rastgele 3-5 kapıyı çaldığını söyleyen Müezzinoğlu, “Bu ziyaretlerde gerek sağlık uygulamalarımız hakkında ve gerekse diğer konularda normal rutinde yakalayamadığım bir çok pencereleri aralıyorum” diye ekledi.

SABAH YARIM SAAT SPOR 

Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ndeki çalışma ofisinde gö-rüştüğümüz Bakan Müezzinoğlu, sağlığını nasıl koruduğunu şöyle anlattı: “Düzenli hayat, sağlıklı ve düzenli beslenme. Sabah 07.00'de kalkarım, yarım saat sporumu yaparım. Güzel bir kahvaltı ederim. Geceleri en geç 23.00'te dinlenmeye geçerim.”

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 2982 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim