Özel hastanelerden çok sayıda şikayet geliyor... Gerek fiyatlandırma politikası, gerek tanıların genellikle 'ameliyat' başlıklı olması üzerine... Vatandaş daha iyi hizmet almak için seçtiği bu hastanelerin önemli bölümüne güvenemiyor... Bazen konulmuş tanıyı onaylatmak için ikinci hatta üçüncü bir sağlık kurumundan medet umuyor... Genellikle, ameliyat gerekmeden de tedavi edilebileceğini öğrenince de, veryansın ediyor...
Özel hastanelerin kurumsal işletmelerine dair söylentilere tanıklık ediyoruz zaman zaman... Hekimlerle aylık kota üzerinden anlaşıldığı yolunda rivayetler bile var piyasada... Ne kadar çok operasyon, o kadar çok kazanç mantığının hüküm sürdüğü iddia ediliyor... Dolayısıyla medikal yollarla çözüme kavuşacak bir hastayı, en başından cerrahi müdahaleye yönlendirmek akıllarda soru işaretlerinin gelişmesine zemin oluşturuyor... İstanbul'un bazı ilçelerinde özel hastane tabelalarından geçilmiyor. Ama aynı bölgelerde Sağlık Bakanlığı'na bağlı hiçbir kurum yok... Örnek isterseniz, Beşiktaş, Avcılar, Esenler'i saymak mümkün...
2003-2011 yılları arasında verilen özel hastane ruhsatı sayısı 200'ü aşmış durumda... Hükümetin tüm çabalarına rağmen, devlet tarafından sosyal güvencesi olan hastaların tedavisi konusunda hiç sıcak bakmıyorlar... Aslında haklılar... Çünkü ticari amaçla kuruluyorlar... Bu hastaların tedavi ücretlerini devletten alana kadar göbekleri çatlıyor... Reklam ve tanıtım yasağı, yollarını tıkıyor, yüksek vergilendirme bellerini büküyor... Bu nedenlerle de karlılık oranı giderek düşüyor...
SGK'dan yapılan kesintilerle kuşa dönen, gecikmeli ödemeler, özellikle ağır tedavi gerektiren hastaların kabulünde, ya da devamlığına karşı önlem alma gereğine itiyor özel hastane yönetimlerini... Bu hastaları devlet kurumlarına sevk etmek istiyorlar... Eh hal böyle olunca, kar payını belli verilerde tutmak için, ameliyat faslını arttırma sevdası başlıyor demek ki...
................................................
İdil Çeliker
