Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) son beş yıldır yeni teknolojilere geçişte sessiz bir devrim yapıyor. Patent artış hızında Türkiye'yi dünya ikinciliğine kadar taşıyan bu değişim, cari açık sorunun çözümünde de önemli bir role sahip. Mekatronik mühendisi Batuhan Yılmaz'ın hikâyesi de bu değişimin en somut örneklerinden birini oluşturuyor. 2009'da o dönemki adıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan 100 bin TL Ar-Ge desteği alan Yılmaz, 2 yıl süren çalışmanın ardından cari açığı yarım milyar dolar aşağı çekecek bir buluşa imza attı.
3 BOYUTLU ANALİZÖR
Bugüne kadar tamamen dışa bağımlı olduğumuz 'biyokimya oto analizör'ünün üç boyutlu versiyonunu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyeleriyle birlikte üretmeyi başaran Yılmaz, bu sayede yıllık 300 ile 500 milyon doları bulan ithalatın önüne geçmeyi hedefliyor. Kan, idrar ve doku analizlerinde kullanılan biyokimya oto analizörleri, genellikle örnekleri tek tek inceliyor. Yılmaz'ın geliştirdiği teknoloji ise tüm örnekleri aynı anda ve korelâsyon kurarak inceliyor. Ayrıca elde ettiği tüm verileri aynı anda Sağlık Bakanlığı'nın arşivine gönderebiliyor.
2 YIL AR-GE YAPTI
Batuhan Yılmaz, projenin nasıl ortaya çıktığını ise şu sözlerle anlatıyor: "2008'de laboratuar elektronik cihazlarının Türkçeleştirilmesi için yürütülen projede bir buçuk sene yer aldım. Bu süreçte medikal elektronik cihazları tanıma ve işlevlerini öğrenme fırsatı buldum. Bu bilgiyi daha önce tanıdığım cihazlar üzerine uygulamaya başladım. Ardından da Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan 100 bin TL hibe kredi sağladık ve mühendis arkadaşım Barış Sönmez ile birlikte BB Ar- Ge Medikal Teknoloji şirketini kurduk. 2 yıl süren çalışmanın ardından da. cinazı üretmeyi başardık. Yakın zamanda seri üretime geçmeyi planlıyoruz. "
Cihazın değeri 600 bin $'a kadar çıkıyor
Türkiye'de 547 devlet, 18 üniversite ve 550 özel hastane ile 1900 özel klinik bulunuyor. Bu kurumlar en az değeri 600 bin dolara kadar çıkan bu cihazları sıkça satın alıyor.
İlk Cerrahpaşa'da kullanılacak
PROJENİN hayata geçmesinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi önemli rol oynadı. Üniversite proje kapsamında tüm imkanlarını seferber ederek cihazın geliştirilmesini destekledi. Hayata geçen projede ilk olarak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde kullanılacak. Ardından da cihazın seri üretimine geçilip Türkiye'deki tüm sağlık kurumlarında uygulanmaya başlanacak.
