• BIST 8970.82
  • Altın 2281.96
  • Dolar 32.3217
  • Euro 35.018
  • Ankara 16 °C
  • İstanbul 21 °C
  • Bursa 24 °C
  • Antalya 21 °C
  • İzmir 22 °C

Şeker Hastalığının İki Adım Öncesi: Tepkisel Hipoglisemi

Şeker Hastalığının İki Adım Öncesi: Tepkisel Hipoglisemi
Kanda şekerin normal seviyenin altında olması durumu olan “Hipoglisemi”, halk arasında “şeker hastalığı” olarak bilinen “diyabet” kadar yaygın görülen bir hastalık.

Hipogliseminin bir çeşidi olan “tepkisel (reaktif) hipoglisemi”nin diyabete giden yolda, diyabetin iki adım öncesi olarak kabul edildiğini belirten Acıbadem Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sedef Altınışık “tepkisel hipoglisemi” ile ilgili sorularımızı cevapladı:
 

Tepkisel Hipoglisemi nasıl oluşur?
 
Tepkisel hipoglisemi, aslında halk arasında yaygın olarak “hipoglisemi” denilince anlaşılan durumdur. Şekerli veya şekere çabuk dönüşen bir gıdanın alınmasından belirli bir süre (genellikle 2- 4 saat) sonra ortaya çıkar. Tepkisel olarak adlandırılmasının nedeni vücutta şekerli gıda alımına bir tepki olarak ortaya çıkmasıdır. Tepkisel hipoglisemi, insülin direnci nedeniyle, vücudumuzun şekeri kullanmayı bilememesi ve şekerin kullanılabilmesi için gereğinden fazla insülin salgılaması sonucu bir süre içinde hızla şekerin yakılması ile oluşur. 
 
Kişinin tatlı gıdayı daha çok talep etmesi, dolayısıyla tükettiği gıdalarda hızlı enerjiye dönüşecek yanlış karbonhidratları seçmesi, aldığı kaloriyi kaçınılmaz olarak arttırır ve kiloda artış gerçekleşir.  Kilo artışı insülin direncini arttırır. İnsülin direnci arttıkça, insülin fazla salgılanır. Ancak zamanla insülin üreten organımız pankreas yorulur, yeteri kadar insülin üretememeye başlar ve kanda şeker yükselir. Bu durum da,  şeker hastalığına giden yolu oluşturur.
 
Tepkisel hipoglisemi dışında, açlıkta, kanda şeker hormonu olarak adlandırabileceğimiz insülinin fazla salgılanması nedeniyle de hipoglisemi olabilir. Bu durum insülin salgılayan bir tümörün varlığı gibi oldukça ender rastlanan durumlarda görülebilir. Ayrıca şeker düşürücü ilaçların yanlış/fazla kullanımı ve bazı kötü huylu hastalıklar gibi özellikli durumlarda da hipoglisemi görülebilir.
 
Tepkisel Hipoglisemi en çok hangi yaşlarda görülür? 
Tepkisel hipoglisemi, en çok 30'lu yaşlardan sonra görülür. Ancak erişkin yaşların başında da hipoglisemiye rastlanabilir. Ailede 1. derece akrabalarda şeker hastalığı öyküsü olması, kişinin ideal kilosunun üzerinde olması gibi faktörler hastalığın ortaya çıkma yaşını erkene alacaktır. 
 
Tepkisel Hipogliseminin belirtileri nelerdir?
Belirtileri halsizlik, konsantrasyon kaybı, aşırı sinirlilik, ellerde titreme, gözlerde kararma, soğuk terleme, fenalık hissi, ölüm korkusu, çarpıntı olabilir. Hatta bayılma, koma durumu da görülebilir. Tatlı gıdalara veya şekere hızlı dönüşebilecek basit karbonhidratlara (beyaz unlu gıdalar gibi) aşırı düşkünlük vardır. Tepkisel hipoglisemide belirtilerden biri görülebilir, birkaçı bir arada olabilir veya belirtisiz seyredebilir. Yani belirtileri kişiden kişiye değişkendir. Ancak bir kişide hipoglisemiye hangi belirtiler eşlik ediyorsa, bu durum oluştuğunda o kişide hipogliseminin hep aynı belirtileri ortaya çıkacaktır.
 
Tepkisel Hipoglisemi teşhisi nasıl konulur?
Kanda şeker seviyesine bakılır. Öncelikle açlıkta şeker ve gerekli görülürse insülin bakılır. Şüphe durumunda hekimin belirleyeceği dozda ağızdan verilecek glukoz solüsyonu (basit şeker çözeltisi)  ile hekim tarafından belirlenecek uzunlukta ve sıklıkta şeker ile, gerekirse insülin seviyelerine de bakılarak, şeker yükleme testi yapılır.
 
Yanlış beslenme mi tepkisel hipoglisemiye yol açar? 
Genetik yatkınlık hipogliseminin altında yatan faktörlerin başında gelse de, yanlış beslenme ve yıllar içinde kilo alınması hipoglisemiyi daha erken yaşta ortaya çıkarır, şeker hastalığına gidişi hızlandırır.
 
Tepkisel hipoglisemi nasıl tedavi edilir?
  • Uzman bir diyetisyen tarafından tıbbi beslenme tedavisi düzenlenmeli. 
  • Reaktif hipogliseminin engellenmesi için şekerli ve şekere çabuk dönüşecek gıdalardan uzak durulmalı.
  • Uzun açlıklar engellenmeli.
  • Kompleks karbonhidratları içeren doğru gıdaların önerileceği günde 3 ana ve en az 3 ara öğün içeren bir beslenme sisteminin oluşturulması sağlanmalı. 
  • Hipoglisemi oluştuğu zaman kaçınılmaz olarak hastanın şeker alması gerekecektir. İnsülin direnci saptanmışsa hekim tarafından ilaç tedavisi de önerilir. Hasta düzenli aralıklarla takip edilmeli.
Tepkisel hipoglisemi doğru tedavi edilmezse nelere yol açabilir?
Hipoglisemi vücudun yakıtı olan şekerin ani düşmesi olduğu için tehlikeli bir durumdur. Hipogliseminin kişide yaratacağı huzursuzluk, dikkat güçlüğü, sinirlilik durumları kişinin toplum içindeki konumuna zarar verebilir. Araç kullanırken istenmedik kazaların yaşanmasına neden olabilir. Tatlı gıdalara düşkünlük yaratacağı için, kilo artışına neden olacak şeker hastalığının ortaya çıkmasını hızlandırır. Gözlerde kararma, soğuk terleme, fenalık hissi gibi nispeten hafif sayılabilecek belirtilerle seyredebilen tepkisel hipoglisemi, baygınlık, koma hatta ölüme bile neden olabilecek kadar ciddi olabilir. Reaktif hipoglisemi acil müdahale edilmesi gereken sonuçlarıyla, ciddi ve kalıcı olabilecek bir durumdur. 
 
Reaktif hipoglisemi, gizli şeker ve şeker hastalığı aynı yol üzerinde yer alan birbirini takip eden kilometre taşlarıdır. Genetik yapıdaki yatkınlık nedeni ile oluşurlar; ancak doğru beslenme, düzenli egzersiz, takip ve ideal kilonun korunması ile ertelenebilirler, ötelenebilirler. Kan şekerinin belirli sınırlar içinde tutulması ile kişi sağlığını kazanır, sağlıklı ve uzun bir ömür sürebilir.
Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 10278 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim