Yürürlüğe girdiği günden bu yana Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile doktorlar arasında tartışmalara yol açan tam gün yasasının uygulamasına hastalardan da tepki geliyor. Yasanın uygulanmasıyla ortaya çıkan sorunlardan mağdur olan hastalardan birisi de Kocaeli’nde yaşayan Serpil Çolak.
Kocaeli’nde Bizim Kocaeli gazetesinin Yazı İşleri müdürlüğünü yapan Çolak kendoi deyimiyle pimi çekilmiş saatli bir bombayla yaşıyor. Sorunlarını sıralayan Çolak, Sağlık Bakanlığından bir an önce mağduriyetinin giderilmesini istiyor. Zira onun kaybedecek bir saniyesi yok. Onun durumundaki hastalarda her 5 kişiden üçü yaşamıyor, biriyse sakat kalıyor.
SİZİ AMELİYAT EDEMİYORUZ
Çolak 6 yıl önce beyninde oluşan iki baloncuk (anevrizma) nedeniyle ameliyat olmuş, ama sonra baloncuklardan birine tekrar kan dolmuş. İşte asıl süreçte bundan sonra başlamış. Çolak, çok tedirgin şöyle anlatıyor yaşadıklarını: “Düzenli kontroller devam ederken bir sorun olduğu tespit edildi, testler yapıldı en son tekrar ameliyat olmam gerektiği söylendi. Hemen dediğim ancak 6 ay sonrasına gün verilebildi. Hem bu işi yapan çok az doktor olması hem de yoğun bakımda boş yatak bulunmaması bu tarihin verilmesinin nedeni.”
Buraya kadar bir sorun yok. Var da yok. İşte asıl sorun bundan sonra başlıyor. Çolak ameliyat olmadan bir gün önce aranıyor ve yeni yürürlüğe giren tam gün yasası nedeniyle ameliyatının ertelendiğini öğreniyor. “Dünyam başıma yıkıldı, ameliyat olacağım diye o kadar sevindim ki havalara uçuyorum. Sonra birisi arıyor ve ameliyat olamayacağımı söylüyor” diyerek hayal kırıklığını anlattı Çolak.
SIRA DEVLETTE
Çolak sinirleniyor konuşmamamızın bu bölümünde: “Bana ne tam gün yasasından. Bana ne. Ben bu devlete vatandaşlık görevimi yerine getiriyor muyum, evet. Ne isterse yapıyor muyum Evet. Şimdi ben de devletin bana karşı dahası benim gibi mağdur olan tüm hastalara karşı sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor. Kanserli olup bir gün bile beklememesi gereken hastalar var ama kimsenin bizi gördüğü yok. Yani anlayacağınız bizi kaderimize ‘ölüme’ mahkum ettiler.”
HEKİM SEÇME HAKKIM DA VAR
Çolak uzun süre ne yapacağını bilememiş, epey yer dolaşmış ama kendi deyimiyle “ hastanın doktoruna güvenmesi çok önemli.” Hele de onunki gibi riskli durumlarda bu daha da önem kazanıyor. Çolak “ devlet bana hekim seçme hakkı vermiş ben de seçmişim hekimimi. Şimdi bana hekimini değiştir diyor. Olur mu böyle şey.”
Çolak bu mağduriyeti dillendirince de kendisi gibi pek çok mağdurun olduğunu öğreniyor. Şimdi ne yapacağını bilemediğini ifade eden Çolak “ özelde bunu yaptırmak 80 bin TL. Zorlar bunu yaparım belki ama diğerleri ne yapacak. Nasıl olacak mağdur olan insanlar” diye soruyor.
HANİ GEREKİRSE AVRUPA’YA GÖNDERİRLERDİ?
Bu süreçten sonra Sağlık Bakanının mağdur olanları gerekirse Avrupa’ya göndeririz sözünü işitiyor ve Sağlık Bakanlığına yazı yazıyor: “Beni Avrupa’ya gönderin dedim. Bunun hikaye olduğunu biliyorum ama gönderdim. Hâlâ bir yanıt gelmedi. Ben bu mağduriyetimin bir an önce giderilmesini istiyorum. Aksi taktirde bana bir şey olduğunda bunun sorumlusu kim olacak.” (İstanbul/EVRENSEL)
ÜÇ PARALIK OLAN SAĞLIK SİSTEMİDİR
Osman Öztürk (TTB Merkez Konsey Üyesi): Şimdi Serpil hanımın durumunda olan pek çok hasta var. Özellikle kanserli hastalarda durum vahim. Sağlık bakanı hesap yapıyor, şu kadar doktor var şu kadarı da gitse gibi. Sağlık meselesi parmak hesabına gelmez. Bunu anlaması lazım. Özellikle nadir durumlardaki hastalara bakan doktorlar var, bunlar az. Yani Türkiye’de çok kadın doğum uzmanı vardır ama bazı hastalara bakan çok az uzman vardır, bu diğer alanlar için de böyledir. Ayrıca dünyada da böyledir. Onkoloji, kardiyoloji gibi bölümler için de bu böyledir. Biz eylem yapınca sağlık bakanı açıklama yapıyor tek bir hastanın kılına zarar gelirse... türünden. Şimdi bunun sorumlusu sağlık bakanıdır. Ayrıca tıp fakülteleri YÖK’e bağlı olmasına karşın oradan da bir açıklama gelmiyor. YÖK de bu işin 1. derece sorumlusudur. Bir de bir uyum süreci de koymadı, yasanın yürürlük tarihini çıktığı güne koydu. Yani hastane bu yasayla şu kadar doktorum gider şu kadarı kalır ben de ona göre hesap yapayım gibi bir şey diyemedi. Ayrıca Serpil Hanım’ın doktoru Civan Bey de hastanede ama hasta bakamıyor, neymiş sadece eğitim verecekmiş. Peki hasta olmadan nasıl eğitim verilecek. Sizin bir manşetiniz vardı aile hekimliği üç paralık oldu diye, aslında üç paralık olan sağlık sistemidir.
Meltem Akyol /Evrensel
