• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Ankara 10 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Bursa 14 °C
  • Antalya 19 °C
  • İzmir 16 °C

Tereyağından sonra sıra kolesterolde mi?

Tereyağından sonra sıra kolesterolde mi?
Terayağının zararlı olmadığı itirafından sonra ABD'den yeni bir hamle geldi.

Amerikalılar için hazırlanan diyet rehberinde revizyona giden uzmanlar, 300 miligram olan kolesterol üst sınırını listeden çıkardı. Gerekçe olaraksa yüksek kolesterollü besinlerin kalp krizi ya da felç riskini artırdığına dair herhangi bir kanıt olmadığı gösterildi.

ÖNCE TEREYAĞI AKLANDI...

Bilim insanları tarafından 1983'ten bu yana her fırsatta dile getirilen 'tereyağının zararları'na ilişkin net bir bilimsel kanıt olmadığı ortaya çıktı. (TİME: Tereyağı yiyin)

Şimdi de ABD hükümeti, Amerikalılar için hazırladığı diyet rehberinde yüksek kolesterollü yiyeceklerin tüketilmesine karşı herhangi bir uyarı yer almayacağını açıkladı.
"Amerikalılar İçin Diyet Rehberi" adlı tavsiye kararlarında şimdiye kadar günlük alınan besinlerdeki kolesterol miktarı için üst limit 300 miligramdı. Bu da yaklaşık bir parça tereyağı ya da iki küçük yumurta veya 300 gramlık kırmızı ete denk geliyor.

"KANIT YOK"

Beslenme uzmanları geçmişte kolesterol oranı yüksek yiyeceklerle beslenmenin, kalp krizi ve beyin arterlerinde plak oluşumunu yükselterek felç riskini artırdığına inanıyordu.

Fakat 2015'te hazırlanan rehberde, kolesterol tüketimi için bir üst sınır yer almayacak. Zira ABD Tarım Bakanlığı'nın açıklamasına göre; eldeki veriler, diyet kolesterolü ve serum kolesterolü tüketimi arasında kayda değer bir ilişki olmadığını ortaya koydu.

Uzmanlar buna karşın, 2015 yılı için hazırladıkları rehberde, kolesterolü etkileyen doymuş yağ oranı limitini yüzde 8'e indirdi. Söz konusu oran 2010 yılında yüzde 10'du.

"KOLESTEROL KAYGI VERİCİ DEĞİL"

Sağlık Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan bilgide, "Kolesterol, aşırı tüketim halinde kaygı verici bir besin değil" ifadesi yer aldı.

14 tanınmış beslenme, tıp ve halk sağlığı uzmanı tarafından yapılan bu değişiklikler, hemen resmiyet kazanmayacak. 45 gün içerisinde konu hakkında tartışmalar devam edecek ve 24 Mart'ta ABD'nin Maryland eyaletinde kamuya açık bir toplantıda müzakere edildikten sonra yürürlüğe girecek.

BESLENME PLANI KİŞİYE ÖZEL YAPILMALI

Amerikan Diyet Kılavuzu'nun henüz son noktaya gelmediğini belirten Prof. Dr. Saide Aytekin, kılavuz içeriği hakkında şu bilgileri verdi: "Kılavuz, son yıllarda obezite ve diyabet hastalığı sıklığının giderek arttığını; bunun da daha çok şekerli ve işlenmiş gıdaların, karbonhidratların tüketiminden kaynaklandığını ifade ediyor. Esas olarak beslenmede işlenmiş gıdalar (salam, sosis, sucuk vb.), trans yağlar, şeker içeren ve bilhassa mısır şurubu ile tatlandırılmış gıdaların obezitenin en önemli sebepleri olduğu vurgulanmakta."

Prof. Dr. Aytekin, sağlıklı bireyler ile diyabet, obezite ve kalp damar hastalığı olan kişilerin beslenme planının aynı olamayacağını ve bu planın yetkili kişilerce yapılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

KOLESTEROLÜN FAYDALI OLDUĞU ANLAMI ÇIKARILMAMALI

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Alp Burak Çatakoğlu ise "Günlük kolesterol tüketimi 300 mg'ı aşmamalıdır" ibaresinin kaldırılmasının, kolesterolün faydalı olduğu anlamına gelmediğinin altını çizdi ve durumu şu şekilde yorumladı: "Beslenme ile ilgili özellikle kalp hastalıkları arasındaki ilişkinin kodlarını doğru okumak ve yorumlamak gerekir. Zamanında, kolesterol kısıtlayıcı önlemler alınması ile kalp hastalıklarının azalacağı düşünülmüştü. Ancak Amerikan toplumunun reaksiyonu, bu uyarıyı "Kolesterol içeren gıdaları tüketmeyelim, diğerleri masum olabilir" şeklinde algılandı ve bu nedenle yağ oranı düşük, karbonhidrat oranı yüksek işlenmiş gıdalara yöneldiler. Bunun sonucunda kalp hastalıklarında bir düşüş olmadı ve obezite ve şeker hastalığı daha da arttı.

Öneriler neyi yememizin yasaklanması veya kısıtlanmasına yönelik değil, neler yememiz gerektiği ve hangi gıdaların daha sağlıklı olduğu ile ilgili olmalıdır. Daha çok sebze ve tam tahıllı gıdaları tercih etmenin Akdeniz usulü beslenmenin kalp hastalıklarını azalttığı kanıtlanmıştır. Bu ibarenin kaldırılması, kolesterolün faydalı olduğu anlamına gelmez. Bir hamburger yemektense, haşlanmış yumurta tercih etmemiz de yanlış olmaz kanaatindeyim."

"GENELLEME YAPMAK DOĞRU OLMAZ"

HT GAZETE yazarlarından Diyetisyen Güneş Aksüs konuyu yorumlarken, özellikle Türkiye gibi kalp hastalıklarının çok görüldüğü bir yerde "Kolesterolden korkmayın" demeden önce beklemek ve emin olmak gerektiğinin altını çizdi ve ABD hükümetince alınan bu kararla ilgili, "Kolesterol konusu her zaman gündemde, çünkü hala kalp hastalıklarına bağlı ölüm sıralamasında en başlarda yer alıyor. Bu sebeple kalp ve tansiyonu etkileyecek kolesterol, yağlar, tansiyon, damar sağlığı gibi konularda ve tabii ki beslenme kısmı ile ilgili sürekli yeni çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmaların çoğu, obezitenin de yüksek oranlarda olduğu Amerika'da yapılıyor ve aslında şişmanlık oranlarımız da beslenme alışkanlıklarımız da, kan tahlili yorumlarımız da onlarla aynı değil.

Sağlık araştırmaları çeviriler ile tüm dünyaya yayılsa da, global düşünmek ama lokal olmak lazım. Ülkemizde durum nedir? Aşırı tüketim bir Amerikalı için günde 2 kg kırmızı et de olabilir. Bizim için 3 yerine 6 köfte mi? Yüksek yağlı ve kolesterol içeren bir beslenme şekli ile kalp hastalıkları arasında ilişki olduğunu gösteren çalışmalar da var. Kalp hastalıklarının az görüldüğü, uzun ömürlü insanların yaşadığı Ege Bölgesi etin, proteinin en az tüketildiği bölge. Yani kolesterolü yüksek besinler daha az tüketiliyor" dedi.

Yeni çalışmaların yeni sonuçlar getirebileceğini, ancak kişisel farkları unutup genelleme yapmanın doğru olmayacağını belirten Diyetisyen Aksüs, "Yüksek kolesterollü besinler kalp hastalıklarına sebep olur mu? Felç ya da kalp krizi yapar mı? Yapmayabilir! Aslında tek bir gerçek var: Tüm bunlar kişiye özeldir. Örneğin, danışanlarımın içinde gerçekten kolesterolü çok yüksek besinler yediği halde kolesterolü artmayan da var; yağsız, kolesterolü düşük bir beslenme ile kolesterolü 300 üzerinde çıkan da var. Genlerimizde ailemizden gelen özellikler var. Bazı hastalıklara daha yatkınız. Eğer ailenizde kalp-damar hastalıkları var ise, üst üste biraz fazla kırmızı et yediğinizde sizde problem çıkabilir. Genetik olarak kolesterol ile iyi anlaşan bir vücudunuz var ise, her gün sucuk yeseniz de kolesterol artmayabilir. Bunlar kişisel farklardır ve genelleme yapmak çok doğru olmaz" şeklinde konuştu.
 

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 3059 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim