07 Mayıs 2024
  • Ankara8°C
  • İstanbul14°C
  • Bursa11°C
  • Antalya18°C
  • İzmir16°C

10 SORUDA DİYABET

Yapılan araştırmalar diyabetli sayısının son 20 yılda ikiye katlandığını gösteriyor. Diyabetle mücadelede tek çözüm ise hastalığa karşı bilinçli olmak.

10 Soruda Diyabet

25 Ağustos 2011 Perşembe 14:09

Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet ömür boyu devam eden ve pankreasın yeterli derecede insülin salgılayamamasından ve salgılanan insülinin yeterli derecede kullanılmamasından kaynaklanan kronik bir hastalık. Genetik faktörler hastalığın oluşumunda bir etken ama tek başına yeterli değil. İnsan ömrünün uzaması, yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam da diyabeti tetikliyor. Bugün dünyada 180 milyon diyabetli bulunurken 2025 yılında bu sayının 400 milyona ulaşması bekleniyor. Bu sebeple hastalığa karşı bilinçli olmak ve diyabeti olan kişilerin bu hastalıkla yaşamayı öğrenmesi gerekiyor. Özel BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Mehmet Çelebioğlu diyabetle ilgili en çok merak edilen soruları yanıtlıyor.

1-  Şeker hastalığına yakalanmanın en önemli nedenleri nelerdir?
Kilolu olmak, ailede şeker hastalığı olması, hareketsiz bir yaşam tarzı, hipertansiyon. Bu etkenlerden bir ya da bir kaçının kişide olması şeker hastalığı görülme riskini artırıyor.

2- Tedavi olunarak diyabet tamamen geçer mi?
Şeker hastalığı kronik (ömür boyu süren) bir hastalıktır. Tedavi olarak yalnızca kan şekeri normal sınırlarına çekilebilir. Kan şekerinin normal sınırlarda olması, kişiyi olumsuz sonuçlarından korur.

3-  Tedavide kullanılan insülin bağımlılık yapar mı?
İnsülin bağımlılık yapmaz. Kan şekerinin dengelenmesi için gerekli bir hormondur.

4- Tedavide kullanılan insülin miktarı neden kişiden kişiye göre değişiyor?
Herkesin hastalığının seyri, kişisel özellikleri, yaşam tarzı ve doğal olarak da insülin ihtiyacı farklıdır. Bu özellikler göz önünde  bulundurarak tedaviniz planlanıyor. İnsülinin düzenli olarak yapılması tedavideki  başarıyı artırıyor. İnsülün uygulaması unutulur ise,  atlanılan insülin dozu hatırlanır hatırlanmaz yapılmalıdır;  fakat bu durumun çok sık tekrarlanmaması gerekir. 

5- Egzersiz yapmanın diyabet üzerinde olumlu etkisi var mıdır?
Haftada 3-4 gün ve yemekten yaklaşık 1-2 saat sonra yapılacak olan egzersiz faydalıdır. Hangi egzersizlerin uygun olduğu konusunda hekime danışmak gerekir.

6- Diyabet hastaları kan şekerini ne sıklıkla ölçmelidir?
Kan şekeri düzenliyse haftada 1-2 kez açlık ve tokluk kan şekerine bakılıyor. Kan şekeri düzensizse ve diyabet tedavisinde değişiklik yapıldıysa  kan şekeri izlemi daha sık olmalıdır.

7- Kan şekeri düşüklüğünü ve yüksekliği nasıl ayırt edilebilir?
Kan şekeri düştüğünde açlık hissi, terleme, çarpıntı, baş ağrısı, göz kararması hissediliyor. Kan şekeri yükseldiğinde ise, ağız kuruluğu, bulanık görme, halsizlik, çok su içme ve çok idrara çıkma, çok yemek yeme gibi belirtiler görülüyor.

8- Kan şekeri düşünce veya yükselince ne yapmak gerekir?
Kan şekeri düştüğünde şeker içeren gıdalar almak gerekiyor. Örneğin 4-5 adet kesme şeker, 1 çay bardağı meyve  suyu. Kan şekeri yükseldiğinde ise, istirahat etmeli, bulantı yoksa bol miktarda su içmek gerekiyor.

9-  Kan şekeri düzeyi ne olmalıdır?
Erişkin diyabetlilerde açlık kan şekeri en fazla  110-130mg/dl, yemekten 2 saat sonra ölçülen tokluk kan  şekeri de en fazla 140-160 mg/ dl civarında olmalı.

10- Diyabet başka hangi organlarda risk oluşturur?
Ortalama diyabetli her 10 kişiden 1’inde hastalığın bir aşamasında ayak ülseri oluşumu görülüyor. Bunun için iyi bir ayak bakımı bu riskin azalması anlamına geliyor. Özellikle ayaklarda uyuşukluk hissediliyorsa ayakları kontrol etmek çok önemli. Ayaklarda herhangi yara ya da kanama görülürse derhal doktora gitmek gerekiyor. Diyabet hastaları aynı zamanda kalbini ve gözlerini de yılda en az bir kez test ettirmeli, çünkü hastalar kalp damar ve göz hastalığı riski taşıyorlar. Belirti vermediği için düzenli yapılan kalp ve göz testi erken tanı için önem taşıyor...
Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA