30 YIL SONRA TÜM TÜRKİYE DİABET OLACAK!
Dünyada GDO’lu ilk gıdanın buğday olduğunu belirten Dr. Ümit Aktaş, kanser, diyabet gibi hastalıklardaki hızlı artışın nedeninin kimya sektörü olduğunu söyledi.
08 Mayıs 2015 Cuma 09:42
Dünyada hızla artan diyabet, kanser gibi hastalıkların en önemli nedeninin gıdalar olduğunu belirten Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, gıdaların bozulmasına ve onlara konulan kimyasal katkı maddelerine dikkat çekti.
‘Bitkisel Kürlerle İlaçsız Tedavi’ adlı yeni kitabının tanıtım toplantısında konuşan Aktaş, koruyucu hekimliğin ilk basamağının beslenme olduğuna vurgu yaptı. Kimyasal ilaçları kullanmadan birçok hastalıktan korunmanın ve kurtulmanın mümkün olduğunu öne süren Aktaş'a göre, hastalıkların temelinde yatan etken; doğası bozulan gıdalar.
GDO'LU BUĞDAY DÜNYAYA YAYILDI, HASTALIKLAR PATLADI
Bu konudaki en çarpıcı örneğin buğday olduğunu söyleyen Fitoterapist (Bitkilerle bilimsel tedavi uzmanı) Aktaş, “Aslında buğday bir GDO’lu gıdadır” diyerek şöyle devam etti: “Ama dünyadaki hiçbir ülkenin gıda yasası buğdayın GDO’lu olduğunu söylemez, yazmaz. 1943 yılında Amerika’da buğdayı ıslah etmek için kurulan enstitü, bütün dünyaya bu genetiği değiştirilmiş buğdayı yaydı. Bu buğday, şu anda mücadele ettiğimiz hastalıkları yarattı. Buğdayın genetiği değiştirilene kadar dünyada çölyak, gluten intoleransı gibi hastalıklar yoktu. Ama şu anda sadece Türkiye’de 5.5 milyon çölyak ve gluten intoleransı hastası var.”
“HASTA İÇİN İLAÇ DEĞİL, İLAÇ İÇİN HASTA YARATTILAR”
“Önce gıdamızı bozdular, genetiği ile oynanan gıdalar sağlığımızı bozdu, sonra 'sağlığınızı geri getireceğiz' diye ömür boyu kullanacağımız kimyasal ilaçları bize sattılar” diyen Dr. Aktaş’a göre, bütün bu olan bitenin arkasında kimya sektörü ve onun firmaları var:
“Kimya sektörü, 2. Dünya Savaşında kazandığı parayı iki önemli alana yatırdı. Birincisi gıda ve tarım, ikincisi ilaç sektörü. Her şey kimya sektörüne bağlı firmaların başının altından çıktı, önce gıdaların ticaretini yapabilmek için içine katkı maddeleri koydular, çünkü raf ömrü gerekiyordu. Arkasından GDO yaptılar ve bu gıdaları bize yedirip hasta ettiler. Sonra da bizi ilaçlara mahkum ettiler. Yani 20. yüzyılın belası kimya sektörüdür.”
DİYABET KANSERDEN DAHA TEHLİKELİ BOYUTTA
Günümüzde daha çok kanserin konuşulduğunu ancak asıl tehlikenin diyabet olduğunu kaydeden Aktaş’ın verdiği rakamlar bir hayli çarpıcı. ABD’de 1980’de % 6 olan diyabet görülme sıklığının 2009’da % 24’e çıktığını aktaran Aktaş, Türkiye’de diyabetin 12 yılda % 80 artış gösterdiğine dikkat çekti.
"30 YIL SONRA TÜM TÜRKİYE DİYABET OLACAK"
Ülkemizde 10 milyonun üstünde diyabet hastası olduğunu söyleyen Aktaş’ın “Böyle giderse 30 yıl sonra Türkiye nüfusunun toplamı diyabet olacak” tespiti ise endişe verici.
Bu artışın genetiği ile oynanan tam tahıllı ürünlerin tüketilmesinden sonra olduğunu dile getiren Dr. Aktaş, diyabetteki bu iç karartıcı tablonun arkasında ise ekonomik çıkar peşinde olan çevreler bulunduğu görüşünde:
"HASTALIKLARIN BİTMESİNİ İSTEMİYORLAR ÇÜNKÜ BU BÜYÜK BİR PAZAR"
“Bu hastalara sadece tam buğdaylı diyetler verilerek hastanın şekerinin daha çok artması sağlanıyor. Bu sadece ülkemizde değil dünyada da böyle. Amerikan Diyabet Derneği, 1980’den itibaren diyabeti önlemek için tam buğdaylı ürünler tavsiye ediyor. Türkiye’de devlet diyabetteki bu ürkütücü rakamlarla ilgili ne yapıyor… Diyabet, hiçbir ilaç, insülin veya oral antidiyabetik kullanmadan tedavi edilebilir. Bu hastaların % 95’i beslenmenin düzenlenmesi, bazı bitkisel takviyeler yani fitoterapi, ozon terapi, hastanın egzersiz yapması ve kilo vermesinin sağlanmasıyla tam şifaya kavuşabilir ve ilaçlarından kurtulabilir. Yani ilaçsız tedavi mümkündür. Peki niye bunu yapmıyoruz da ilaçlara mahkum yaşıyoruz? Çünkü bu, çok büyük bir pazar ve bundan yararlananlar hastalığın bitmesine izin vermiyor.”
Kanserde de aynı tablonun geçerli olduğunu belirten Aktaş, Sağlık Bakanlığı’nın verilerine atıfla, “2002’de Türkiye’de kanserden ölüm oranı % 12, 2012’de % 21. Yani klasik kanser tedavileri kanserden ölümleri engellemiyor” dedi.
“HASTALAR AKTARLARIN KUCAĞINA İTİLİYOR”
Aynı zamanda Bahçeşehir Üniversitesi Fitoterapi Eğitim Koordinatörü olan Dr. Ümit Aktaş, kanser tedavisinin içinde mutlaka fitoterapinin olması gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Bunu onkologlarla fitoterapistler birlikte yapmalı. Onkologlar hastalarını azarlayarak, ‘Sakın hiçbir şey kullanma’ diyerek onları aktarların kucağına itiyor. Hastalar, doktorlarından bu cevabı alamadıkları için, aktarların veya komşu önerilerinin kurbanı olabiliyor. Ancak onkologlar, fitoterapi uzmanlarına yönlendirirlerse hastalar zarar görmez. Aktar tıbbının bu kadar güçlenmesinin sebebi doktorların, fitoterapiyi reddeden tutumlarıdır. Fitoterapiyi yapması gerekenler, bu işin eğitimini almış doktorlardır. Fitoterapi, aktar demek değildir, bitkilerle bilimsel tedavi demektir.”
“BESİNİNİZ İLACINIZ, İLACINIZ BESİNİNİZ OLSUN”
Sadece onkolojinin değil, bütün tedavilerin fitoterapi ile kol kola olması gerektiğini kaydeden Aktaş, Bitkisel Kürlerle İlaçsız Tedavi kitabında; kronik hastalıklarda en etkili kürleri ve savaş stratejilerini okurlarıyla paylaştığını söyledi.
Kitapta, hastalıkları tamamen iyileşen gerçek yaşam öykülerinin de yer aldığını belirten ve evde bitkilerin nasıl doğru kullanılacağını anlattığını dile getiren Dr. Aktaş sözlerini, Hipokrat’tan bir alıntıyla noktaladı: “Besininiz ilacınız, ilacınız besininiz olsun.”
- Mardin’de Spor Hekimi Hasta Kabulüne BaşladıMardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzman Spor Hekimliği branşında Ömer Faruk İlicepınar, hasta kabulüne başladı.06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:18HEKİMLER
- Girişimsel Radyoloji İle Birçok Hastalıktan Ameliyatsız Kurtulmak MümkünGirişimsel Radyoloji konusunda bilgiler veren Özel Denizli Tekden Hastanesi Tanısal ve Girişimsel Radyoloji uzmanı Prof.06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:14TIBBİ-RADYASYON ONKOLOJİSİ
- Adana'da 112 Acil Sağlık ekibine saldırıAdana'nın Kozan ilçesinde, hasta yakınının saldırdığı ambulanstaki 2 sağlık görevlisi yaralandı.06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:13BASIN HABERLERİ
- Takibi Ömür Boyu Süren Bu Hastalık İçin Göz Hastalıkları Uzmanından ‘Hayati’ UyarıHalk arasında "sarı nokta hastalığı" olarak bilinen yaşa bağlı makula dejeneresansının, tüm dünyada görme kaybının en önemli nedeni olarak kabul...06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:08GÖZ HASTALIKLARI
- Teknoloji Bağımlılığı Çocukların Fiziksel, Duygusal Ve Sosyal Gelişimlerini Olumsuz EtkiliyorAcıpayam İlçe Sağlık Müdürlüğüne bağlı Acıpayam Sağlıklı Hayat Merkezi Çocuk Gelişimcisi R. Mukaddes Sarıkaya, teknoloji bağımlılığının...06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:05RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
- Türkiye'de "difteri, çocuk felci ve yenidoğan tetanozu" görülmüyorSağlık Bakanlığı verilerine göre, Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında uygulanan aşılamayla 1998'den bu yana çocuk felci, Nisan 2009'dan itibaren yenidoğan tetanozu, 2011'den bu yana difteri vakası görülmüyor. 06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:00SAĞLIK BAKANLIĞI
- 1. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu Samsun'da başladıOndokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ev sahipliğinde, 39 ulusal, 6 uluslararası kurum desteği ile gerçekleştirilen "1. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu" Samsun'da başladı.06 Mayıs 2024 Pazartesi 15:43BASIN HABERLERİ
- Karaciğer Kanserlerinde Yeni Teknolojiler Hayat Kurtarıyorİzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorları, kabızlık şikayeti ile başvuran 57 yaşındaki Cengiz Deligül'ün karaciğerindeki tehlikeli kitle...06 Mayıs 2024 Pazartesi 15:33TIBBİ-RADYASYON ONKOLOJİSİ
- Meü’lü Öğrenciler Ulusal Tralli Travma Rallisi’nde Üçüncü OlduMersin Üniversitesi (MEÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencileri, VIII.06 Mayıs 2024 Pazartesi 15:18ÜNİVERSİTELER
- Doktor Kontrolü Olmaksızın Astım İlacını Bırakmak Krize Neden OlabilirBahar aylarında polen yoğunluğunun artması nedeniyle astım ataklarının ortaya çıkabileceği uyarısında bulunan Prof.06 Mayıs 2024 Pazartesi 14:43GÖĞÜS HASTALIKLARI
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel