BADEMCİK AMELİYATINDA KIZI ÖLEN BABANIN HUKUK MÜCADELESİ
Anayasa Mahkemesi, 2004'te 9 yaşındayken yapılan bademcik ameliyatında komaya girerek hayatını kaybeden çocuğun babasının bireysel başvurusunu iç hukuk yolları tüketilmediği için kabul edilemez buldu.

10 Mayıs 2018 Perşembe 17:34
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, kasti olmayan doktor hatası nedeniyle meydana gelen ölümlerde, açılacak tazminat davasının öncelikli başvurulacak hukuk yolu olduğuna karar verdi. İki üye ise "İnsan hayatı mala verilen zarar gibi bir tazminat konusu olarak düşünülemez. Böyle bir kabul, yaşam hakkını korumakla hükümlü kişilerin görevlerini yaparken bazen özensiz davranmasına neden olabilir" değerlendirmesinde bulunarak çoğunluk görüşüne karşı çıktı.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, İstanbul'da sık sık boğaz ağrısı çekmesi nedeniyle hastaneye götürülen 9 yaşındaki kız çocuğuna bademcik ameliyatı yapıldı. Ameliyat sırasında anestezi uygulandıktan sonra solunum problemi yaşayan çocuk, komaya girdi. Başka hastaneye sevk edilen ve yoğun bakımında yaşam mücadelesi veren kız çocuğu 11 gün sonra 22 Mart 2004'te hayatını kaybetti.
Baba Özer Er, kızının ölümünde kusuru bulunan hastane doktorları ve yöneticilerinin cezalandırılması istemiyle Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Doktorlar ve hastane yöneticileri hakkında soruşturma başlatan Başsavcılık, "hastanede yapılan işlemlerin uygun olduğu" yönünde alınan adli tıp raporuna dayanarak, 2009'da şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Babanın bu karara yaptığı itiraz da İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesince reddedildi.
Bu kararın kanun yararına bozulması talebiyle Adalet Bakanlığına başvuran babanın istemi kabul edildi ve dosya Yargıtaya gönderildi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddine dair kararını bozarak, dosyayı Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Bunun üzerine, Başsavcılık tarafından 2011'de, hastane başhekimi, anestezi ve kulak burun boğaz doktorları ile bir hastane yöneticisi hakkında, "mesleklerinin gerekli kıldığı dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle ölüme sebebiyet verdikleri" iddiasıyla kamu davası açıldı.
İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen kamu davası sonucunda mahkeme, 2012'de davada zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle sanıklar hakkındaki kamu davasını düşürdü.
Babanın, bu kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin düşme kararını onadı ve karar kesinleşti.
Bunun üzerine baba Özer Er, ilgili doktorlar ve hastane yöneticileri hakkında açılan kamu davasının zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle düşmesine karar verilmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasıyla 2014'te Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi ise iç hukuk yolları tüketilmediğinden başvuruyu kabul edilemez buldu.
Yüksek Mahkemenin kararında, başvurucunun kızının yanlış anestezi uygulaması sonucu hayatını kaybettiği iddasıyla da 2005'te tazminat davası açtığı, bunun İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesince reddedildiği belirtildi. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin yerel mahkeme kararını bozduğu, bozma üzerine dosyanın halen İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde önünde olduğu hatırlatıldı.
Kararda, başvurucu babanın, tüm ihlal iddialarını kamu davası kapsamında ileri sürdüğü, İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam eden tazminat süreciyle ilgili herhangi bir ihlal iddiasında bulunmadığı ifade edildi.
Yaşam hakkı kapsamında devletin sahip olduğu etkili yargısal sistem kurma yönündeki pozitif yükümlülüğün olayın niteliğine bağlı olarak farklı nitelikteki hukuki yolların etkili yürütülmesiyle yerine getirilmiş sayılacağı vurgulanan kararda, bu durumda başvuruya konu ölüm olayının niteliğinin belirlenmesi gerektiği kaydedildi.
- "Tıbbi değerlendirme hatası olarak nitelendirilmektedir"
Başvuru formu ve eklerinde, başvurucunun yaşadığı üzüntü verici olayın kasti bir tutumdan kaynaklandığını gösteren herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı belirtilen kararda, başvurunun merkezinde tıbbi müdahale esnasında yapıldığı iddia edilen bir hatanın yer aldığı, bu gibi olayların, Anayasa Mahkemesince tıbbi değerlendirme hatası olarak nitelendirildiği aktarıldı.
Kararda, şu tespitler yapıldı:
"Dolayısıyla Anayasa'nın 17. maddesi bağlamında devletin sahip olduğu etkili yargısal sistem kurma yönündeki pozitif yükümlülük, somut olayda mağdura adli yargı mercileri önünde tazminat davası açma yolunun sağlanması ile yerine getirilmiş sayılabilir. Bu itibarla, Türk hukuk sistemindeki mevcut hukuki yollardan olup hem ilgili sağlık personelinin ve hastanenin sorumluluğunu saptayabilecek hem de gerektiği takdirde zararın ödenmesi yoluyla uygun giderim sağlayabilecek tazminat yolunun somut olayda öncelikle tüketilmesi gereken bir başvuru yolu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda yaşam hakkı ihlal edildiği yönündeki iddiaların, İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesindeki yargılama süreci kesin olarak sona ermediğinden bu aşamada incelenmesi mümkün değildir.
Anayasa Mahkemesine göre, tıbbi müdahale sırasında bir doktor ya da başka bir sağlık personeli tarafından yapılan bir hata yahut hastalık hakkında konulan yanlış teşhis nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasının ileri sürüldüğü başvurularda tüketilmesi gereken uygun hukuki çare tazminat yoludur. Bu tarz tıbbi değerlendirme hatalarına ilişkin başvurularda ceza soruşturmasının uzun sürdüğü yönündeki şikayetlerin, tazminat yolunun etkililiğini olumsuz etkilemediği sürece, ayrıca incelenmesi gerekmez."
- İki üye muhalif kaldı
Üye Osman Alifeyyaz Paksüt, karşı oy gerekçesinde, şu ifadeleri kullandı:
"Birbirini tamamlayan ve birlikte başvurulacak bu yollardan biri olan tazminat yolunun, ilk çağ hukukundan beri zaten mevcut bir yol olduğu düşünülürse yaşam hakkının ihlali halinde tazminat hukukunun, en etkili veya ilk başvurulacak yol olduğu anlayışını kabule olanak yoktur. Daha açık anlatımla, insan hayatı mala verilen zarar gibi bir tazminat konusu olarak düşünülemez. Kaldı ki hukukumuzda mala zarar dahi tazminatın genel esaslar yanında hürriyeti bağlayıcı ceza ile yaptırım altına alınmıştır.
Başvuruya konu olayda, ölümün gerçekleştiği 2004'ten 7 yıl sonra 2011'de iddianame düzenlenerek kamu davasının açılabilmiş olması, bundan bir yıl sonra da zamanaşımının dolması nedeniyle başvurucu, sorumlulukları olan tıbbi ve idari görevlilerin varsa kusurlarının ve kusur derecelerinin bir yargı kararı ile tespiti ve imkanını kaybetmiş, bu nedenle tazminat davasından tam bir sonuç alma şansı da olumsuz yönde etkilenmiştir."
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir başka üye Celal Mümtaz Akıncı da yaşanan süreçten sonra başvurucuya, "Olay kasıtlı değil, ihmali bir olay, o nedenle sen git tazminat davası aç ya da açmışsın o davayı sonuçlandır ve oradan aldığın tazminatla da ölüm olayından duyduğun elem, acı ve ıstırabı dindir. Başvuru yolları henüz tüketilmemiş." denildiğini belirtti.
Böylece ihmali yaşam hakkı ihlallerinin sadece hukuki tazminat yolu ile giderilebileceğinin kabul edildiğine dikkati çeken Akıncı, "Ancak ne yazık ki böyle bir kabulün, yaşam hakkını korumakla hükümlü kişilerin görevlerini yaparken bazen özensiz davranmasına neden olma ihtimali bulunmaktadır." tespitini yaptı.
Giresun'da sağlık ekiplerinin acil müdahale becerileri test edildiGiresun'da, sağlık ekiplerinin acil müdahale becerilerinin test edildiği eğitim, ölçme ve değerlendirme yarışma düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 20:08SAĞLIK BAKANLIĞI
Çubuk'ta "Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek" programı tanıtıldıAnkara'nın Çubuk ilçesinde "Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek" programı kapsamında bilgilendirme ve farkındalık etkinliği düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 19:13SAĞLIK BAKANLIĞI
Giresun'da "Sağlığa Kulaç At" etkinliğine katılanlar denizde yüzdüGiresun'da sağlıklı yaşama dikkati çekmek için "Sağlığa Kulaç At" etkinliği düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 18:51SAĞLIK BAKANLIĞI
Kayseri'de doktorlar tekerlekli sandalyede engelli sporcularla basketbol maçı yaptıKayseri Şehir Hastanesi doktorları, tekerlekli sandalyeye bağlı sporcuları daha iyi anlamak için tekerlekli sandalyede basketbol maçı yaptı.04 Aralık 2025 Perşembe 18:28HEKİMLER
Ani kalp durmalarına karşı üretilen yerli cihaz Ankara'da 25 noktaya yerleştirildiBaşkentte, 25 noktaya yerleştirilen yerli üretim Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) cihazları ani kalp durması vakalarında acil tıbbi personel vakaya müdahale edinceye kadar geçen sürede hayat kurtaracak.04 Aralık 2025 Perşembe 18:08SAĞLIK BAKANLIĞI
Sağlık Bakanı Memişoğlu Kırıkkale'de konuştu:Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Cumhurbaşkanı'mızın söylediği gibi koruyan, geliştiren ve üreten sağlık sistemimizle 'Sağlıklı Türkiye Yüzyılı'nı oluşturmaya çalışıyoruz." dedi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:18SAĞLIK BAKANLIĞI
Kırşehir'de yılın ilk 11 ayında 38 bin 48 vakaya müdahale edildiKırşehir İl Sağlık Müdürü Süleyman Ersoy, ilde 2025 yılının ilk 11 ayında 38 bin 48 vakaya müdahale edildiğini bildirdi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:18SAĞLIK BAKANLIĞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Engelsiz Türkiye Yüzyılı Dünya Engelliler Günü Buluşması'nda konuştu: (3)Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "106'sı Aile Bakanlığımıza bağlı 331'i özel sektöre ait toplam 437 bakım merkezinde 40 bine yakın engelli vatandaşımıza yatılı hizmet sunuyoruz." dedi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:13ENGELSİZ HABERLER
Osmaniye'de ani kalp durmalarına karşı kullanılan şok cihazı tanıtıldıOsmaniye'de, Sağlık Bakanlığı ve ASELSAN işbirliğiyle Türk mühendisler tarafından yerli ve milli imkanlarla üretilen Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) şok cihazının tanıtımı yapıldı.04 Aralık 2025 Perşembe 16:43SAĞLIK BAKANLIĞI
İsrail Kamu Savunma Birimi: Filistinli tutuklular ağır sağlık koşulları altında açlığa maruz kalıyorİsrail Adalet Bakanlığı Kamu Savunma Birimi tarafından yayımlanan resmi raporda, İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutukluların şiddetli açlık, kötü muamele ve ağır sağlık koşulları altında tutulduğu belirtildi.04 Aralık 2025 Perşembe 16:38DÜNYADA SAĞLIK
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel










