ÇALIŞMA BAKANLIĞI SAĞLIK HARCAMALARINI KONTROL ALTINA ALMAK İÇİN DÜĞMEYE BASTI

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, erişimi kolay kapsamı geniş bir sosyal güvenlik hizmeti hedeflediklerini belirterek, “Bu hedefe ulaşırken, maliyetlerimizi de kontrol etmek zorundayız. Türkiye’nin yüzde 6 küçüldüğü bir dönemde ilaç sektörü yüzde 10 ile 15 arasında büyüdü. Sektörün de artık sorumluluk alması gerekiyor” dedi.

Ankara İhlas Medya Grup Başkanlığı’nı ziyaretinde gazetemize değerlendirmelerde bulunan Dinçer, global bütçe çalışmasında gelinen son noktayı açıkladı. Dinçer, harcamaları kontrol altına almayı hedefleyen uygulamanın 2010 yılı itibariyle 3 milyar TL daha sonraki yıllarda azalan oranda tasarruf sağlayacağını belirterek, “Maliyetleri kontrol altına almalıyız. İlgili sektöre diyoruz ki; bizim bütçemiz şu kadar, size önümüzdeki yıl ancak şu miktara kadar ödeme yapabiliriz diyoruz. Global bütçe çalışmasının neticelenmesiyle önemli miktarda harcamalarda tasarruf etmiş olacağız. Ama eğer anlaşma sağlanamazsa bir de B planımız var” dedi. Sağlık harcamalarını kontrol altına almada global bütçeyi önemli bir yöntem olarak gördüklerini kaydeden Dinçer, “Vatandaşımız, 5 yıl önce yılda kişi başına 2.5 defa muayene oluyordu. Şu anda bu oran 6’ya çıktı. AB ortalaması ise 6.8. Dolayısıyla hizmet miktarında ciddi bir artış oldu. Ama daha önemlisi hizmet kalitesinde artış oldu. Bizim insanlarımız hem aile hekimliği hem de üniversite ve özel hastanelere gidebilme imkanına kavuşmasıyla daha nitelikli hizmet almaya başladı. Bundan daha önemlisi sağlık sigortasının kapsamı oldukça genişledi. AB’nin en geniş kapsamlı sigorta sistemini sunuyoruz. Avrupa’da bizimki kadar tüm hastalıkların sigorta kapsamına alındığı bir sistem yok. Bunun yüklediği bir de maliyet var. Bu maliyetin kontrol altına alınması lazım. Eğer hizmetlerin nitelik ve miktarını değiştirmeyecekseniz o zaman bu hizmetleri satın alma şartları ve politikalarını gözden geçirmeniz lazım” diye konuştu.

İLAÇ SEKTÖRÜ DE SORUMLU
Çalışma Bakanı Dinçer, global bütçe çalışmalarını yürütürken, sektörle birlikte hareket etmek, uzlaşarak karar almak istediklerini belirterek, “5 yıl önce yaptığımız ilaç harcamalarına baktığımızda 5.5 milyar TL hacme sahip ilaç sektörü, şimdi 16 milyar TL’ye giden büyüklüğe ulaştı. Ekonomide bu yıl yüzde 6 küçülme tahmin edilirken, bu sektörlerin büyümesi olumlu ama artık sorumluluk üstlenmeleri ve katlanacağımız maliyetlerden pay almalarını bekliyoruz” dedi.
Sektörleri desteklemeyi istediklerini kaydeden Dinçer, “Onlar da kriz sebebiyle karşı karşıya kaldığımız sıkıntıları paylaşmalı. Geçen yıl kendi öz gelirlerimizle sağlık hizmetlerinin yaklaşık yüzde 58’ini karşılıyorduk. Bu sene yüzde 43’ünü karşılıyoruz. İşsizlik sebebiyle gerek sağlık sigortası gerek sosyal güvenlik sigortası gelirlerimiz düştü. Geçen yıl Ocak-Haziran arasında reçete başına ortalama 41 lira para öderken 2008 yılında 48 lira ödemişiz. Bu daha fazla ilaç aldığımız ya da daha pahalı ilaçları almaya başladığımız anlamına geliyor” diye konuştu.

KATKI PAYI FAZLA ARTMAZ
Katkı paylarının arttırılıp arttırılmayacağına ilişkin sorumuzu da cevaplandıran Bakan Dinçer, “Katkı paylarında çok büyük artışlar düşünmüyoruz. Katkı payları bütün hastanelerde bugün 2 lira. Bundan kaynaklanan bazı mali yanlışlarımız var. Vatandaşımız bir ilaç yazdırmak için devlet ya da üniversite hastanelerine gidebiliyor halbuki bunun yerine aile hekimliğine gitse maliyetlerimizi 5 kat azaltabiliriz. Bunun için katkı paylarında düzenleme yapacağız” dedi. Diş sağlığı hizmetlerini sigorta kapsamına almak istediklerini ancak sosyal güvenlik açığı sebebiyle geri adım attıklarını bildiren Dinçer, “Ancak bütçe imkanları noktasında kendimizi iyi hissettiğimizde konuyu tekrar düşüneceğiz” şeklinde konuştu.

VERİLERDE İYİLEŞME VAR
Bakan Dinçer, kısa çalışma ödeneğine ağustos ayı itibariyle yeni müracaat olmadığını, işsizlik ödeneğinden yararlananların sayısının ise hızla düştüğünü açıkladı. Bunun olumlu gidişatın bir sinyali olduğunu kaydeden Dinçer, “Bugün itibariyle 297 bin 632 kişinin kısa çalışma ödeneği kapsamında işini kaybetmesini engelledik. Aylar itibariyle baktığınızda kısa çalışma ödeneğine Şubat’ta 6 bin, Mart’ta 27 bin, Nisan’da 47 bin, Mayıs’ta 66 bin, Haziran’da 82 bin, Temmuz’da 32 bin Ağustos’ta 4 bin 600 kişi başvurduğunu görüyorsunuz. Özellikle Temmuz ayıyla birlikte keskin bir düşüş dikkat çekiyor. Yine buna paralel olarak işsizlik ödeneğinde de benzer bir durum var. Ocak’ta 78 bin 500 olan işsizlik ödeneğine başvurular Şubat’ta 69 bin, Mart’ta 62 bin, Nisan’da 53 bin, Mayıs’ta 44 bin, Haziran’da 43 bin, Temmuz’da 44 bin, Ağustos’ta 38 bin 500’e düştü” dedi.

KRİZİN ETKİLERİNİ HAFİFLETTİK
Küresel krizin etkilerini azaltmak ve sosyal dengeleri korumak üzere tüm illerde valiler aracılığıyla bir çok proje geliştirdiklerini de kaydeden Bakan Dinçer, “Yaz döneminde okulların badana ve boya işlerinin yapılmasına ilişkin projeler oldu. Neredeyse ülke genelinde bütün okullarımızı gözden geçiriyoruz. Okul döneminde de temizlik işlerinin sağlanması için bir sistem geliştirme aşamasındayız. Ağaçlandırma, şehir ve çevre temizliği yapma gibi projeler geliştirdik. Biz burada da 120 bin kişinin istihdam olacağını tahmin ediyoruz” diye konuştu.

SEL FELAKETİNİN YARALARI SARILACAK
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, İstanbul’daki sel felaketi sonrası hasar tespit çalışmalarının tamamlanıp mağdurların durumuna göre tedbirler alınacağını ifade etti. Böylesine bir kriz döneminde Marmara Bölgesi’nde böylesine ağır bir yıkımın Türkiye’ye önemli yükler getireceğini vurgulayan Dinçer, “Ancak hükümet olarak bize ne görev düşüyorsa bu yapılacak, vatandaşlarımız rahat olsun” dedi.

Türkiye