ÇOCUK SAHİBİ OLAMAYAN KADINLAR, SORUN EŞLERİNDE BİLE OLSA KENDİLERİNİ SUÇLU HİSSEDİYOR
Mardin Artuklu Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Neslihan Akbulut: "Kadında üremeyle ilgili sorun yok ama kadın 'sorun bende' diye üstleniyor ve bu üstlenmeyi çok erdemli görüyor"

16 Eylül 2022 Cuma 11:33
"Çocuk sahibi olamayan kadınlar 'Senin kalbin kötü, bu yüzden Allah sana çocuk vermiyor' diye ayrımcılığa maruz kalıyor"
Mardin Artuklu Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Neslihan Akbulut, çocuk sahibi olamayan kadınların, toplumsal baskı nedeniyle kendilerini suçlu görme eğiliminde olduğuna işaret ederek, "Kadında üremeyle ilgili sorun yok, kocasında sorun var ama kadın 'sorun bende' diye üstleniyor ve bu üstlenmeyi çok erdemli görüyor." dedi.
Çocuk sahibi olamamak yaygın sağlık sorunu haline gelirken, özellikle ataerkil toplumlarda bunun bedelini en çok kadınlar ödüyor.
Kadınların yaşadığı bu sorunları doktora tezinde ele alan Akbulut, AA muhabirlerine saha araştırmalarında edindiği bilgileri aktardı.
Akbulut, çocuk sahibi olamayan kadınların "mağdur" oldukları halde toplumda "suçlu" gibi göründüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Mağdur ama suçlu, yani hem mağdur çocuk sahibi olamıyor hem de suçlu. Çünkü şöyle bir gerçek var, çiftler evlendikten sonra çocuk sahibi olamadıklarında öncelikle kadın, doktora ya da şifacıya götürülüyor. Bazı örneklerde de sadece kadın götürülüyor. 10 yıl boyunca çocuğu olmamış ama hep kadın doktora gitmiş. Kadın geleneksel şifa yöntemlerine başvurmuş. Türbelere gitmiş, okutulmuş. Geleneksel iyileşme yöntemlerine başvurmuş ama süreç hep kadın üzerinden yürümüş."
Üremeyle ilgili sorun erkekte de olsa kadının sorumluluğu üstlendiğini kaydeden Akbulut, "Kadının aslında üremeye dair herhangi bir sorunu yok ama kocasında sorun var. Kadın sorun bende diye üstleniyor. Aslında çevre biraz satır arası bilgilerle erkekte sorun olduğunu biliyor ama mesela kadın bunu üstlendiği, tırnak içinde 'suçu üstlendiği için' çok erdemli görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Diğer yandan kadınların çocuk yapma konusunda rekabete de sokulduğunun altını çizen Akbulut, görüştüğü kadınlardan birinin çocuk yapamadığı için kendini dövdüğünü anlattı.
"Bak eltin her sene bir çocuk doğuruyor çünkü onun kalbi çok temiz"
Akbulut, çocuk sahibi olamayan kadınların "Senin kalbin kötü, bu yüzden Allah sana çocuk vermiyor." şeklinde ayrımcılığa maruz kaldığını ifade ederek, kadınlardan çok sık "Bak eltin her sene bir tane çocuk doğuruyor çünkü onun kalbi çok temiz. Allah ona çocuk veriyor ama senin kalbin kötü." gibi ifadeler duyduğunu aktardı.
Kadınların manevi olarak da çok yaralandığına dikkati çeken Akbulut, şöyle devam etti:
"Bu da Mezopotamya tıp ekolüne çok içkin, binlerce yıldır bu bölgede aşina olduğumuz bir şey. Hasta hem Tanrı'nın gazabına uğramış bir varlık olarak gözüküyor hem de bir yandan ona merhamet duyuluyor. Aslında çocuk sahibi olamayan kadınlar için de böyle. Hem onlara 'senin kalbin kötü, senin niyetin kötü Allah sana çocuk vermiyor' gibi söyleniyor. Hem de gıyabında konuşurken hep 'yazık işte onun da çocuğu olmuyor' gibi bir merhamet duygusuyla da yaklaşılıyor. Bu Mezopotamya tıp okuluna çok içkin bir algı."
Çalışmasına "Kadınlar neden çocuk sahibi olmak ister?" sorusuyla başlayan Akbulut, kız çocukları arasında yaygın olan ve gelecekte sahip olacakları çocuk sayısının tahmin edildiği oyun oynandığını belitti.
"Gerçekten anne olmak mı istiyorlar yoksa bunun sosyal başka mekanizmayı çalıştırdığına dair ibareler mi var?"
Akbulut, "Çocuğumuz olmayabilir" ya da "Çocuk doğurmak istemeyebiliriz" gibi yaklaşımların toplumsal olarak çok kabul görmediğine dikkati çekerek, özellikle doğuda kadınlığın, doğurganlıkla bağdaştırıldığını söyledi.
Çalışma sürecinde, "doğuramayan kadınlar" tabirinin çok isabetli bir tabir olduğunu düşündüğünü dile getiren Akbulut, "Çünkü aslında doğuramayan bir kadınlık da var. Doğurmayan kadınlar var, veya kendi doğurarak çocuk sahibi olamamış kadınlar var. Bu hayatın bir gerçeği iken onlar anlam dünyamızda çok fazla bir yere oturmuyordu." dedi.
Mardin'de birçok kadınla yüz yüze görüşmeler gerçekleştiren Akbulut, kadınların çocuk sahibi olma arzusunu "Gerçekten anne olmak mı istiyorlar yoksa bunun sosyal başka bir mekanizmayı çalıştırdığına dair ibareler mi var? Yaptığım görüşmeler aslında beni bu ibarelere götürdü. Çünkü kadınlar, kadın statüsüne konulmak için toplumda gerçek anlamda bir hane bireyi olarak algılanmak için aslında anneliği hedefliyorlardı. Yani oradaki hedef salt çocuk değildi." ifadesini kullandı.
Hikayesi anlatılmayan kadınlar: "Kumalar"
Çocuk sahibi olamayan kadınların üstüne "kuma getirmenin" Mardin yöresinde oldukça yaygın olduğuna değinen Akbulut, sahadaki deneyimlerine göre bu durumun yadırganmadığını aksine teşvik edildiğini söyledi.
Akbulut, çocuk sahibi olamayan kadının genellikle eşinin ikinci eşini kabul etmek zorunda kaldığını kaydederek, "Benim görüştüğüm kişilerden ikisi açıkça şunu söyledi, 'Ben birinci kadınım neden boşanayım ki? Evime dönseydim başka bir adamın ikinci ya da üçüncü karısı olacaktım ya da başka birinin çocuklarını büyütmek zorunda kalacaktım. Bunu kendim kabul ettim' dediler." ifadesini kullandı.
İkinci eşlerin durumuna da dikkati çeken Akbulut, şöyle devam etti:
"Her ne kadar aile içinde ve çevrede doğuramayan kadın kendini ayrımcılığa uğramış hissetse de kuma olarak gelen ikinci eşin durumu da farklı olmuyor. İkinci alınan eş çocuk doğurup birinci kadına emanet ediliyor. Birinci kadına teslim ediliyor ve kendisi ev işleriyle, ayak işleriyle evde yani ağır olur diye tabir edebileceğimiz ev işleriyle iştigal ediyor. Yani baktığınız zaman ne birinci evlilik gerçek anlamda bir evlilik ve eş ilişkisine dönüşüyor, ne de ikinci evlilik. Aslında bir evlilik ve eş ilişkisine dönüşüyor. İkinci kadınların hikayesi mesela bu hikayelerde hiç anlatılmıyor. Hani hep birinci kadın kumasının çocuklarına çok iyi davrandı kumasının çocukları da ona anne dedi. Bu çok güzel, çok sevgi dolu bir hikaye gibi anlatılıyor ama ikinci kadınların hikayesi bu anlatılan dilden dile anlatılan şehirdeki hikayelerde hiç geçmiyor."
Çocuk sahibi olamayan kadınlar üzerinde baskı artıyor
İnsanbilim Dergisi'nde yayımlanan "Kısırlık ve Sosyo Kültürel Etkileri" isimli makalede, Türk kadınlarının yüzde 48,3'ünün evlendikten sonra "Ne zaman çocuğunuz olacak?" sorusuyla sosyal baskıya maruz kaldığını ortaya çıkardı.
Çocuk sahibi olamayan kadınların yüzde 57,8'i çocuklarla ilgili konuşmalardan olumsuz etkilendiğini, yüzde 63,7'si çocuk sahibi olmayla ilgili sorulardan rahatsız olduğunu, yüzde 55,4'ü ise sadece kendileri gibi çocuk sahibi olamayan kadınlar tarafından anlaşıldığını hissettiğini kaydetti.
Kanser tedavisinde ilerleme ölüm oranlarını düşürüyorUICC'nin önceki başkanlarından Medicana Sağlık Grubu Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk: "Tüm kanserlerin üçte birinden fazlası önlenebilir bir hastalık oldu.25 Aralık 2025 Perşembe 11:23KANSER
Nem cihazına eklenen aromatik yağlar akciğer sağlığını tehdit ediyorMedipol Sağlık Grubu Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sedat Öktem, nem cihazlarının içine damlatılan aromatik yağların akciğer kanaması riskini beraberinde getirdiğini belirtti.25 Aralık 2025 Perşembe 10:38GÖĞÜS HASTALIKLARI
Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesinde Yapılan Düzenlemeler Hakkında Duyuru 2025/51Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından "Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesinde Yapılan Düzenlemeler-2025/51'' konulu duyuru yayımlandı.24 Aralık 2025 Çarşamba 17:29DİĞER DUYURULAR
Türkiye Diyanet Vakfı, Nijerya'da 300 kişinin katarakt ameliyatını yaptırdıTürkiye Diyanet Vakfı (TDV), Batı Afrika ülkelerinden Nijerya'da Türk hayırseverlerin desteğiyle 300 kişinin katarakt ameliyatını yaptırdı.23 Aralık 2025 Salı 18:28DÜNYADA SAĞLIK
TBMM Engellilerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu toplandıDünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı ve sanatçı Metin Şentürk: "Öğrencilik zamanında battaniyeyi üstüme çeker ağlardım. Daha sonra bir ses 'Senden bir şey olur' dedi.23 Aralık 2025 Salı 18:23ENGELSİZ HABERLER
Van'da bir yılda yaklaşık 800 kişinin sigarayı bırakması sağlandıVan'da bu yıl sigara bırakma polikliniklerine başvuran 2 bin 614 kişiden yaklaşık 800'ünün sigarayı bırakması sağlandı.23 Aralık 2025 Salı 17:03SAĞLIK BAKANLIĞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2025 TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni"nde konuştu: (1)Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hem bilimdeki güncel gelişmeleri anbean takip etmek, bunları özümsemek ve içselleştirmek, hem de milli kimliğimize münhasır fikir ve eserlerle geleceğimizi inşa etmek zorundayız." dedi.23 Aralık 2025 Salı 16:18BASIN HABERLERİ
İsrail'in Gazze'ye saldırılarında can kaybı 70 bin 942'ye yükseldiİsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 5 artarak 70 bin 942'ye yükseldi.23 Aralık 2025 Salı 16:08BASIN HABERLERİ
Gaziantep'te tehdit edilen hemşire LÖSEV'e bağış şartıyla uzlaştıGaziantep'in Nizip ilçesinde tehdit edilen hemşire, karşı tarafla Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfına (LÖSEV) bağış şartıyla uzlaştı.23 Aralık 2025 Salı 15:53BASIN HABERLERİ
Bartın'da "Hastalıklarda Antibiyotiklerin Etkisiz Kaldığı Bir Dünyaya Ne Kadar Hazırız?" söyleşisi düzenlendiBartın Üniversitesi'nde (BARÜ) gerçekleştirilen "Bilim Kafe" etkinliğinde antibiyotik direncinin nedenleri, sonuçları ve çözüm yolları anlatıldı.23 Aralık 2025 Salı 15:13ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel










