DİKKAT! ÇOCUKLARINIZ AKVARYUMDA BALIK OLMASIN
Günümüz metropol hayatı yeni ebeveynlik modellerini de beraberinde getiriyor. Büyük şehirde yaşayan, belli bir eğitim ve kariyer sahibi olan kişiler, çocuk sahibi olmayı da bir proje şeklinde ele alabiliyor.
27 Mart 2012 Salı 10:26
Bu dünyaya bir çocuk getirecekleri için ekstra kaygı yaşayan anne-baba adayları, birçok hedefi çocuk doğmadan önce belirleyerek mükemmel çocuğu yetiştirmeye çalışıyor. Ortaya ise bir çeşit “akvaryumda yetişen”, mutlak başarıya odaklı, sevgiden yoksun, problemli bireyler çıkıyor…
Metropol ortamında yetişen genç neslin anne baba olmaya başlamasıyla, son yıllarda “proje çocuk yetiştirme kavramı” ortaya çıktı. Bu bakış açısına sahip anne-baba adaylarında çocuk sahibi olmak ile ilgili kaygılar erken dönemlerde, yoğun olarak yaşanıyor. Çevre baskısı ile daha da artan kaygılar çok uç noktalara ulaşabiliyor. Acıbadem Fulya Hastanesi’nden Psikolog Nuray Sarp “proje çocuk yetiştirme kavramını” anlatıyor.
Çocuğun okulu henüz doğmadan planlanıyor.
Proje çocuk yetiştirmeye çalışan anne-baba adayları, hamilelik döneminde özel bir okulun kurasına girebiliyorlar. Yani henüz doğmadan çocuğun gideceği kreş ya da anaokulunun hazırlığına başlayan ebeveynlerde eğitim kaygısı, gebelik döneminde başlıyor. Anne-baba olmak, doğası gereği zaten başlı başına kaygı verici bir durumdur. Bir insan yetiştirmek büyük bir sorumluluktur. Bu doğal kaygı içinde anne-babalığa hazırlanırken kişilere çocuğun geleceğini düşünmek daha da ağır bir yük getiriyor. Bu düşünce biçiminin oluşmasında toplum baskısının da büyük payı bulunuyor. Örneğin bir anne adayı, diğer ebeveyn adaylarından “Hamileliğin yedinci ayına geldin, daha çocuğu okula yazdırmadın mı?” gibi tepkiler alabiliyor.Mutlak beklentiler: Spor, sanat, yabancı dil, okulda yüksek başarı…
Gün geçtikçe ebeveynlerin yaşadığı kaygılara bir yenisi ekleniyor. Çevreden de gözlemlenen örnekler takip edilerek çocuk için yapılan planların ardı arkası kesilmiyor. “Senin çocuğun piyanoya gitti, benim çocuğum da kemana gitmeli”, “Bir spor, müzik aktivitesi mutlaka olmalı.”, “Okulda çok başarılı olmalı.” şeklinde beklentiler gelişiyor. İmkanlar çerçevesinde mümkünse erken yaşta ikinci bir dil öğrenilmesi için yabancı bir dadı tutuluyor. Böylece çocuk için bir akvaryum oluşturuluyor. Akvaryumun içine çocuğun suyu, yosunu, çiçeği konularak tamamen yapay bir ortam oluşturuluyor. Bir balık gibi ortamın içine atılan çocuğun yüzmesi bekleniyor. Ancak anne-baba tarafından sınırları önceden belirlenmiş olan bu akvaryumun içinde, çocuğun hiçbir seçim şansı, girebileceği bir tünel, kafasını içine sokabileceği bir delik maalesef bulunmuyor.Çocuk için yapılan tüm plan ve yatırımlar, doğal bir sonucu da beraberinde getiriyor: Yıllarca yapılan yatırımın karşılığı çocuktan bekleniyor. Çocuklar da kendilerine sorulmadan belirlenen şartlar içinde, bu beklentileri karşılamanın ağır yükü altına giriyor. Aşırı ebeveyn olmak çocuğa zarar veriyor.
Anne-babalığın aşırı yapılması, “aşırı ebeveynlik” kavramını gündeme getiriyor. Bu eğilim sebebiyle anne-baba daha da mükemmeliyetçi davranıp, belirlenen yüksek standartlarla karşı karşıya kalıyor. Bu standartlara sahip ebeveynler sıklıkla çocuğun hiçbir başarısından tatmin olmuyor. Başka çocuklarla kıyaslanan çocuk, sık sık “90 aldın, niye 100 almadın?” , “Niye okul birincisi değilsin?” gibi tepkilerle karşılaşıyor.
Ebeveynlerin tüm bu eğilimlerinin altında kendi kişiliklerini çocuk üzerinden gösterme çabası olabiliyor. Toplumda iyi bir ebeveyn olmayı çevreye anlatmanın yolu çocuğun başarısından geçiyor. İstenilen başarılar elde edildiğinde “Beni çocuğum çok başarılı, ben iyi bir ebeveynim, bunu çok iyi şekilde başardım.” deniyor. Çocuk küçük yaşta ebeveynlerinin sunduğu bu mükemmeliyetçiliklerle tanışıyor. Önüne yüksek standartlar konan çocuk, bunlara ulaşmaya ve sürekli başarılı olmaya çalışıyor. Büyürken anne ve babanın her yaptığını doğru olarak algılayan çocuk bu durumu içselleştiriyor. Ancak belli bir yaşa geldikten sonra başa çıkamadığı başka problemler ortaya çıkıyor. Aşırı ebeveynlik gösteren anne ve babaların çocuklarında her şeye hakkı olduğunu düşünen, ya da sürekli onay bekleyen, narsistik eğilimleri olan kişilik yapıları şekillenebiliyor.
Küçüklüğünden bu yana sevgiden daha çok başarıya önem verildiği için çocukta “”Başarırsan sevilirsin” mantığı yerleşiyor. Ancak bu durum karşısında duygusal olarak yaralanan çocuk, büyüdüğünde yaraları daha derinden hissetmeye başlamasının yanı sıra mükemmeliyetçi olarak yetiştirildiği için hiçbir zaman yaptıklarından memnun olmuyor. Böylece problemli bireyler yetişmiş oluyor.
Çocukken oluşan kalıplar yetişkinlikte de kaybolmuyor.
Yetişkin olduklarında yerleşmiş olan kalıplardan kurtulamayan çocuklar gittikçe katılaşarak, esnekliklerini kaybediyor, duygularını ifade etmekte ve hissetmekte zorluk yaşayabiliyorlar. Eş ya da sevgili seçerken sevgiden önce yine bu yüksek standartları devreye sokuyor, iş hayatında da mutlak yüksek başarı elde etmek istiyorlar. Bu amaçla sadece işe odaklanıp yüksek pozisyonlara gelen bu bireyler, ilerleyen yaşlarda hayatlarında sadece iş olduğunu fark ederek ayrı bir mutsuzluk yaşıyorlar.
Aşırı kaygılı anne-babalar ne yapmalı?
Bir çocuğu dünyaya getirmenin kaygı uyandırması belli bir oranda doğaldır. Ebeveyn olunduğunda hayat değişiyor, tamamen yabancı olunan bir durumla karşılaşılıyor, “Acaba bu çocuğu doğru şekilde yetiştirebilecek miyim?” kaygısı ağırlık kazanıyor. Ancak bu kaygıyı çok aşırı şekilde hem kendine hem de çocuğa zarar verecek şekilde yaşayan kişiler;
• Öncelikle kendilerini fark etmeliler.
• Hayatta neleri başardıklarını düşünerek, bunu da başarabileceklerini, bu kaygıların doğal olduğunu hatırlamalılar.
• Çocuğun ebeveynlerinden beklediği tek şeyin “sevgi ve bakım” olduğuna odaklanmalılar. Bu sebeple anne ve babalar temel görevlerinin aslında çocuğa karşılıksız sevildiğini hissettirmek ve ona güven vermek olduğunu unutmamalılar.
• Çocuk doğar doğmaz duygusal iletişim kurulmalı.
• “Başarı” hiçbir şekilde ilk sırada tutulmamalı. Çocuk, temel ihtiyaçlarından önce başarıya koşullanırsa, başarılı olmadığında sevilmeyeceğini” düşünebilir. Oysaki çocuğun hayatında karşılıksız sevgi aldığı güvenli bir alan olmalıdır. Bu da anne ve babanın yanıdır.
- Nijerya'nın Adamawa eyaletindeki kızamık salgınında ölü sayısı 42'ye çıktıNijerya'nın kuzeydoğusundaki Adamawa eyaletinde ortaya çıkan kızamık salgınında hayatını kaybeden çocuk sayısı 42'ye yükseldi.04 Mayıs 2024 Cumartesi 15:48DÜNYADA SAĞLIK
- Adana'da "Çocuğumu Anlıyorum Festivali" başladıAdana'da, "Çocuğumu Anlıyorum Festivali"nin açılışı törenle yapıldı.04 Mayıs 2024 Cumartesi 15:43BASIN HABERLERİ
- Yüksekova’daki İki Bölgede Nöbetçi Eczane Bulundurulmasına Karar VerildiHakkari'nin Yüksekova ilçesinde yapılan çalışmalar sonucu iki noktada sürekli nöbetçi eczane bulundurulmasına karar verildi.04 Mayıs 2024 Cumartesi 15:28ECZACILAR
- Sakarya'da hekimler ve sağlık çalışanları İsrail'in saldırılarını "sessiz yürüyüş"le kınadıSakarya'da hekimler ve sağlık çalışanları, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek için "sessiz yürüyüş" gerçekleştirdi.04 Mayıs 2024 Cumartesi 15:18BASIN HABERLERİ
- Kütahya Evliya Çelebi Hastanesinde Dünya El Hijyeni Günü Bilgilendirme StandıKütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Komitesi tarafından Dünya El Hijyeni Günü çerçevesinde farkındalık oluşturmak amacıyla...04 Mayıs 2024 Cumartesi 13:28ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ
- 1. Ulusal Üsküdar Üniversitesi Sporda Fizyoterapi Sempozyumu düzenlendiBu yıl ilki düzenlenen Ulusal Üsküdar Üniversitesi Sporda Fizyoterapi Sempozyumu, Üsküdar Üniversitesi Np Sağlık Yerleşkesi'nde yapıldı.04 Mayıs 2024 Cumartesi 13:18FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON
- Çanakkale'deki sağlık kuruluşlarına 12 hekim kadrosu tahsis edildiAK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Sağlık Bakanlığınca gerçekleştirilen 116. dönem atama kurası kapsamında Çanakkale'ye 12 hekim kadrosunun daha tahsis edildiğini bildirdi.04 Mayıs 2024 Cumartesi 12:38HEKİMLER
- Türkiye’de Epidural Anestezi Tercihi Yüzde 1’in AltındaDiyarbakır Memorial Hastanesinde Anestezi ve Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Ahmet Anaç, epidural anestezi ile ağrısız doğumun diğer ülkelerde çok sık tercih...04 Mayıs 2024 Cumartesi 12:13İÇ HASTALIKLARI
- Psikiyatri Hastaları Hünerlerini KonuşturduMalatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Servisinde tedavi gören hastaların yaptığı el sanatları eserlerinden oluşan sergi, Malatya Park AVM'de...04 Mayıs 2024 Cumartesi 11:43RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
- Tokat'ta kene ile mücadele kapsamında büyükbaş hayvanlar ilaçlandıTokat'ta kene ile mücadele kapsamında il genelindeki büyükbaş hayvanlarda ilaçlama çalışması gerçekleştirildi.04 Mayıs 2024 Cumartesi 10:48BASIN HABERLERİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel