HAYATINI KAYBEDEN HEKİMİN KIZI: 'ÇALIŞIRKEN ÖLECEKSİN DERDİM...HAKLI ÇIKTIM. ÇIKMAZ OLAYDIM!'
İstanbul’da özel bir hastanede görev yapan Dr. Fikret Hacıosman’ın uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi sağlıkta şiddete dikkatleri çekmişti. Türkiye’nin dört bir yanından hekimler tepkilerini dile getirirken en can alıcı sözler hekimin kızından ge

08 Ekim 2018 Pazartesi 12:01
Dr. Fikret Hacıosman’ın kızı Beril Zeynep Hacıosman babasını yazdığı kelimelerle ölümsüzleştirdi.
BABAMIN ANISINA
Ben hep birini ölümsüzleştirmenin yolunun, kelimeleri kağıda dökmekten geçtiğine inandım. Bu sebeple yazdıklarıma her zaman dikkat ettim. Çünkü bilirim ki; yazılan her şey gerçeklik kazanır ve gerçekler hiçbir zaman ölmez. Ama sen ölümsüzlüğe hiçbir zaman inanmadın. Faniliğin ile mutlu ve huzurluydun. Zamanın gelince bu dünyadan gideceğini bilirdin ve bu bilinç, seni hiç mi hiç rahatsız etmezdi. Kaçınılmaz saat gelene kadar elinden gelenin en iyisini yapmaya, ardında iyilikler ve güzellikler bırakmaya çalıştın. Hayatın 4 sıfatın etrafında şekillendi. Evlat, eş, hekim ve baba… Evlatlığını anne ve babanın, eşliğini annemin, hekimliğinin taktirini ise 24 sene boyunca şifa dağıttığın insanlara bırakıyorum. Ben şimdi hayatımda ilk defa sana bendeki seni anlatacağım. Ve sen, bu yazı bittiğinde benim için ölümsüzleşeceksin.
Sen farklı bir insandın. Duygularını benim ve annemin yaptığı gibi allayıp pullayıp dile getiremezdin. Öyle sarılmayı da çok sevmezdin. Çocukluğumda çok bozulurdum bu işe. Ama yıllar geçtikçe anladım ki; önemli olan sözler değil, davranışlarmış. Sen her kararınla, hep birkaç adım arkamda duruşunla, ne zaman dengemi kaybetsem hemen sırtımdan yakalayıp yere düşmemi engelleyişinle babalığını dibini kadar yaptın. Bana önemli olanın davranışlar olduğunu öğrettin.
Sonra bugün seninle olan anılarımı düşündüm. Öyle afili çok anımız yokmuş onu fark ettim. Hayatın içinde geçirdiğimiz sıradan denebilecek anlar paylaşmışız seninle hep. Ama o anlar aslında hiç de sıradan değilmiş. Mesela aklıma gelen ilk anımız şu: Boyum yeterince uzayınca ve araba merakım tavan yaptığı zamanlarda her yaz tatile gittiğimiz Dikili’de araba kullanmayı öğrettirdin bana. Ben de nedendir bilmem arsada ne kadar taş varsa üstünden geçerdim. Sen de sinir olurdun tabii. Ama bir kere bile sesini yükseltmedin bana. Çünkü arabana ne kadar düşkün olsan da ben arabandan daha değerliydim.
Biliyorsun; lise ikinci sınıfa kadar tembel bir öğrenciydim. Lise sonda her şey tam tersine dönmüştü. Üniversite eğitimime kadar aldığım ilk ve tek takdir belgesini lise sonda almıştım. O gün okuldan çıkınca hemen senin yanına, hastaneye koştum. Neden bilmem başarımı ilk paylaşmak istediğim insan sen olmuştun.
Edebi yeteneğime hayrandın. Belki de sende olmadığı için, belki de yazdıklarımı gerçekten beğendiğin için. Yüksek lisans tezimi makaleye dönüştürürken gururun gözlerinden okunabiliyordu. Akademik kariyerime en büyük desteği belki de sen verdin. Belki uzmanlığını aldıktan sonra akademisyen olmadığın için pişmanlık duyduğundan, belki de bendeki öğretme aşkını fark ettiğinden… Mahrem bir adamdın. Kendini, geçmişini çok fazla anlatmazdın. Mesela ben neden eczacılıktan tıpa geçtiğini daha bu yaz öğrendim. Ve yine hattatlık yeteneğin olduğunu yine bugün babaannemi ziyarete gittiğimde öğrendim.
Ne zaman dışarıda işim olsa ve biraz da fazladan zamanım, seni arardım ve şakayla karışık “Doktor bey bir kahve ısmarlar mısınız bana?” derdim. Hastanenin oradaki Zeynep Cafe’de oturur, hem kahve içer hem de sohbet ederdik.
2015 Mayıs’ında dedemin mezarına toprak atılırken el ele tutuşmuştuk. Sen ise küçük kızının büyüdüğünü belki de ilk kez o gün fark etmiştin. Sanırım aramızdaki bağın kopmamak üzere güçlendiği gün, o gündü. Sen babanı, ben dedemi kaybetmiştim. Birbirimizle güçlerimizi paylaşmıştık o gün. Ve dedeme bir söz vermiştik. “Merak etme bizi. Biz birbirimize bakarız” demiştik o gün aslında dedeme, el ele tutuşarak. Bugün mezarın başında dikilirken ve seni babanın yanına defnederken elimi tutan kimse yoktu. Yine de kendimi güçsüz hissetmedim. Hatta çok güçlü hissettim. Nedenini hala çözebilmiş değilim. Sonra mezarının başına geldim, yerden bir avuç toprak alıp iki elimle sıktım ve mezarının üzerine döktüm. Ağır geldi. Çok ağır geldi. Ama sonra alternatifi geldi aklıma: “Ya sen benim mezarıma toprak atmak zorunda kalsaydın” Böyle bir acıyı sana hiç mi hiç dilemezdim. O yüzden sırtımı dikleştirdim hemen. Boynumu bükmedim.
Bugün hastaneye gidip odadaki eşyalarını toplamaya gittiğimde babalar gününde sana hediye diye aldığım tespihi buldum. Nasıl duygulandım anlatamam. Tespihlerin meşhurdu. Ne zaman canın sıkılsa, güç almaya ihtiyaç duysan avucuna alırdın onları, bilirim. Eğer gökyüzünden elimde sana aldığım tespihi görürsen bil ki; “seni özledim ama güçlüyüm” demek istiyorum sana. Benden senin için satın almamı istediğin ama benim bir türlü fırsat bulup alamadığım Evrim isimli kitabın künyesinin yazılı olduğu kağıdı da buldum cüzdanında. Senin adına satın alıp okuyacağım, söz!
Hastaneden çıkmadan önce sevenlerinden bir hanımefendi bana sarılıp “Babana çok benziyorsun, sakın değişme olur mu” dedi. O zaman cam kapıdaki yansımamla yüz yüze geldim. Ben gerçekten sana çok benziyordum. Boyum, bakışlarım, oturuşum, kalkışım, yürüyüşüm, yaptığım her işi hakkıyla yapışım, değer yargılarım, düşüncelerim, sevdiklerime sahip çıkışım… Ben sana o kadar çok benzemişim ki yıllar içerisinde, fark etmeden sen oluvermişim. Senin varlığın benim varlığım olmuş. Senin ayak izlerin benim izlerim haline dönüşmüş.
Sana hep “Sen çalışırken öleceksin” derdim şakayla karışık. Çalışmayı, hastanede olmayı, insanlara şifa dağıtmayı çok severdin. Bak gene haklı çıktım. Çıkmaz olaydım ama çıktım işte. Ben bu lafı söylerken yaşlılıktan veya yorgunluktan ölmeni kast etmiştim hep. Kısmet böyleymiş. Sen hep “İnsan alnına ne yazılmışsa onu yaşar” derdin. Senin alnına da böyle bir ölüm yazılmış. Başımla beraber deyip canı gönülden kabul ettiğine adım kadar eminim. Son olarak hayatta kalmak için yeterince çaba harcamadığını düşünüp sakın suçlama kendini. Elinden geldiği kadar savaştığına eminim. Sırf beni sensiz bırakmamak için bile olsa elinden geleni yaptığını biliyorum. Ama işte, bazı savaşlar kazanılmaz. Tekrar görüşene kadar dedemle sana huzur diliyorum.
Kızın
Beril Zeynep Hacıosman
Giresun'da sağlık ekiplerinin acil müdahale becerileri test edildiGiresun'da, sağlık ekiplerinin acil müdahale becerilerinin test edildiği eğitim, ölçme ve değerlendirme yarışma düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 20:08SAĞLIK BAKANLIĞI
Çubuk'ta "Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek" programı tanıtıldıAnkara'nın Çubuk ilçesinde "Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek" programı kapsamında bilgilendirme ve farkındalık etkinliği düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 19:13SAĞLIK BAKANLIĞI
Giresun'da "Sağlığa Kulaç At" etkinliğine katılanlar denizde yüzdüGiresun'da sağlıklı yaşama dikkati çekmek için "Sağlığa Kulaç At" etkinliği düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 18:51SAĞLIK BAKANLIĞI
Kayseri'de doktorlar tekerlekli sandalyede engelli sporcularla basketbol maçı yaptıKayseri Şehir Hastanesi doktorları, tekerlekli sandalyeye bağlı sporcuları daha iyi anlamak için tekerlekli sandalyede basketbol maçı yaptı.04 Aralık 2025 Perşembe 18:28HEKİMLER
Ani kalp durmalarına karşı üretilen yerli cihaz Ankara'da 25 noktaya yerleştirildiBaşkentte, 25 noktaya yerleştirilen yerli üretim Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) cihazları ani kalp durması vakalarında acil tıbbi personel vakaya müdahale edinceye kadar geçen sürede hayat kurtaracak.04 Aralık 2025 Perşembe 18:08SAĞLIK BAKANLIĞI
Sağlık Bakanı Memişoğlu Kırıkkale'de konuştu:Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Cumhurbaşkanı'mızın söylediği gibi koruyan, geliştiren ve üreten sağlık sistemimizle 'Sağlıklı Türkiye Yüzyılı'nı oluşturmaya çalışıyoruz." dedi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:18SAĞLIK BAKANLIĞI
Kırşehir'de yılın ilk 11 ayında 38 bin 48 vakaya müdahale edildiKırşehir İl Sağlık Müdürü Süleyman Ersoy, ilde 2025 yılının ilk 11 ayında 38 bin 48 vakaya müdahale edildiğini bildirdi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:18SAĞLIK BAKANLIĞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Engelsiz Türkiye Yüzyılı Dünya Engelliler Günü Buluşması'nda konuştu: (3)Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "106'sı Aile Bakanlığımıza bağlı 331'i özel sektöre ait toplam 437 bakım merkezinde 40 bine yakın engelli vatandaşımıza yatılı hizmet sunuyoruz." dedi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:13ENGELSİZ HABERLER
Osmaniye'de ani kalp durmalarına karşı kullanılan şok cihazı tanıtıldıOsmaniye'de, Sağlık Bakanlığı ve ASELSAN işbirliğiyle Türk mühendisler tarafından yerli ve milli imkanlarla üretilen Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) şok cihazının tanıtımı yapıldı.04 Aralık 2025 Perşembe 16:43SAĞLIK BAKANLIĞI
İsrail Kamu Savunma Birimi: Filistinli tutuklular ağır sağlık koşulları altında açlığa maruz kalıyorİsrail Adalet Bakanlığı Kamu Savunma Birimi tarafından yayımlanan resmi raporda, İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutukluların şiddetli açlık, kötü muamele ve ağır sağlık koşulları altında tutulduğu belirtildi.04 Aralık 2025 Perşembe 16:38DÜNYADA SAĞLIK
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel










