İLAÇ KULLANIMINDA DURUM VAHİM
Kalp ve damar alanındaki ilerlemeler sayesinde eskiden ölümle sonlanan birçok hastalık tedavi edilebilir hale geldi. Ne yazık ki, bu tedaviler yaygın kullanılmıyor.
05 Eylül 2011 Pazartesi 10:15
Son 50 yıl içinde kalp ve damar hastalıkları alanında öyle büyük ilerlemeler oldu ki eskiden ölümle sonlanan birçok hastalık tedavi edilebilir hale geldi. Geliştirilen yeni ilaçlarla kalp damar hastalarının daha uzun, sağlıklı ve üretken bir yaşam sürmeleri sağlandı. 1960’larda kalp krizi teşhisiyle hastaneye yatan her 3 kişiden bir hayatını kaybediyordu. Sağ kalanların da bir çoğu kalp yetersizliği çekiyor ya da geçirdikleri yeni bir krizle genç yaşta yaşamlarını yitiriyordu.
İnme derseniz durum daha içler acısıydı. Beynin kısa süreyle kansız kalması sonucu oluşan atakların büyük bir felcin habercisi olduğu biliniyor ama felaketi önlemek için elden hiçbir şey gelmiyordu. Yüksek tansiyon çok yaygındı. Elde işe yarar hiç bir ilaç olmadığı için inme, böbrek hastalığı ve erken ölüm olağan sayılıyordu.
Günümüzdeki durum ise bambaşka. Kalp krizi geçiren bir kişinin hastaneden sağ çıkma şansı yüzde 97. İnme riskini çok azaltan tedavilerimiz var. Yüksek tansiyonla mücadele etmek için ilaç seçenekleri her gün artıyor.
Tıbbi ilerlemelerden herkes yararlanıyor mu?
Yarım yüzyıllık bu başarı hikayesinin pek de parlak olmayan bir başka yüzü var. Bir hafta önce ünlü Lancet dergisinde yayımlanan bir araştırma bu önemli ama çok sözü edilmeyen konuya ışık tutu. Kanadalı bir bilim adamının önderliğinde, 17 ülkeden araştırmacılar (Dr. Aytekin Oğuz’un önderliğinde bir Türk araştırmacı takımı da bu gruba dahil) yukarıda sözünün ettiğim hayat kurtarıcı tedavilerden insanların kaçta kaçının yararlandığı sorusuna cevap aradı. Beklenen, birçoğu oldukça ucuzlamış olan bu tedavilerin yaygın olarak kullanılıyor olmasıydı. Birçok uzman, kalp krizi veya inme geçirmiş olanlarda hayat kurtarıcı etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış olan ilaçların çok sık kullanıldığını düşünüyordu.
Araştırma sonuçları hüzün verici bir gerçeği ortaya çıkardı. Kalp krizi ve inmeden sonra hayat kalitesini yükselten ve krizlerin tekrar oluşmasını önleyerek hayatı uzatan ilaçların, olması gerekenden çok daha düşük düzeyde kullanıldığı anlaşıldı. Gelişmiş ülkelerin bile geçer not alamadığı bu çalışmada, az gelişmiş ülkelerin hali tam anlamıyla içler acısı. Türkiye’nin de içinde bulunduğu orta gelir grubundaki ülkelerde de durum pek parlak değil.
Hastalar hangi ilacı ne kadar kullanılıyor?
Kısa adı PURE olan çalışmada araştırmacılar farklı gelir grubundaki ülkelerde, kalp ve damar hastalıkları hakkında bigi toplama amacıyla yola çıktı. Bu büyük ve çok yönlü araştırma projesinin bir bölümünde, kalp krizi veya inme geçirmiş 7 bin kişiye tedavilerinde çok önemli olan ilaçları alıp almadıkları soruldu.
Aspirin: Aspirinin pıhtı oluşumunu başlatan trombosit adlı kan hücrelerini baskılayarak kalp krizi ve inme riskini dörtte bir oranında azalttığını gösteren birçok çalışma var. Kalp ve damar hastalığında hatta kalp krizinin olduğu sırada bile en etkili tedavilerden biri olan aspirin, hem ucuz hem de güvenli bir ilaç.
PURE çalışması aspirin ve benzeri ilaçların kullanımında yüksek ve düşük gelir grubundaki ülkeler arasında 7 kat fark olduğunu gösterdi.
Ülkemizin de içinde bulunduğu yüksek orta gelir grubunda, alması gerekenlerin dörtte biri bile aspirini kullanmıyor.
Beta blokerler: Korktuğumuzda, endişelendiğimizde öfke hissimizin kabardığı, kavga etmeye kalktığımızda uyarılan sinir sistemimiz ve salgılanan hormonlarımız, o anlarda bizi karşı karşıya kaldığımız tehdide karşı hazırlar. Ama kalbe ve damarlara zarar verir. Bu etkileri baskılayan “beta bloker” grubu ilaçlar kalp damar hastalıklarında çok sık kullanılır. Kalp krizinden sonra kullanılan bu ilaçlar ölüm riskini dörtte bir oranında azaltır. Tansiyon tedavisinde de etkin ilaçlardır. Bu ilaçlar farklı ülkelerde ancak yüzde 10 ile 40 arasında kullanılıyor.
ACE sistemini baskılayan ilaçlar: Başta damar büzüşmesi olmak üzere birçok hücremizdeki zararlı faaliyetlere karşı çıkan bu ilaçlar birçok hastalıkta kullanılıyor. Kalp krizi geçirenlerde, kalp yetersizliği olanlarda, şeker hastalarında, yüksek tansiyonda, böbrek hastalarında iyileştirici ve ömür uzatıcı etkileri olduğunu kanıtlayan çok sayıda çalışma var. Yaklaşık 40 yıldır piyasada olan bu ilaçların kullanımı bizim gibi hali vakti oldukça yerinde ülkelerde bile yüzde 30’u geçmiyor.
Kolesterol düşürücü ilaçlar (statinler): Son 30 yılda yapılan araştırmaların hepsi kalp damar hastalığı geçirenlerin, “statin” grubu ilaçlarla tedavi edildikleri takdirde, tekrar kalp krizi veya inme geçirme veya ölme risklerinin üçte bir oranında azaldığını gösterdi. Buna rağmen “statin” kullanımı gelişmiş ülkelerde bile üçte ikiden fazla değil. Az gelişmiş ülkelerde bu oran yirmi kat daha az. Türkiye ve benzeri ülkelerde de bu tedaviye ihtiyacı olan her 6 kişiden ancak biri bu ilaçlardan alıyor.
Çok uluslu araştırmada ülkeler gelir düzeylerine göre 4 gruba ayrıldı.
Yüksek gelir: Kanada, İsveç ve Birleşik Arap Emirlikleri.
Yüksek-orta gelir: Arjantin, Brezilya, Güney Afrika, Malezya, Polonya, Şili, Türkiye.
Düşük-yüksek gelir: Çin, İran, Kolombiya. Düşük gelir: Bengaldeş, Hindistan Pakistan ve Zimbave.
Hiç olmazsa bir ilaç alsa
Bilimsel veriler göre, yukarıdaki 4 ilaç grubunun kalp krizi geçirmiş her hastanın ve birçok inme hastasının tedavi planında yer alması şart. Batı ülkelerinde doktorların performansı değerlendirilirken, hastalarına verdikleri reçetelerde bu ilaçları yazıp yazmadıkları bir ölçüt olarak kullanılıyor. PURE çalışmasının sonuçları dünyanın her yanındaki doktorların performansının bu açıdan hiç de yüksek olmadığını gösteriyor.
Kalp krizi geçirmiş hastalarda dört ilaç grubundan birini bile almayanların oranı yüksek gelirli ülkelerde bile oldukça düşük. Bizim de içinde olduğumuz yüksek orta gelir grubundaki ülke yurttaşlarının yaklaşık yarısı, düşük gelir grubu ülkelerdeki hastaların da yüzde 80’i bir tek ilaç bile almıyor.
Ne yapmalı?
Doktor Aytekin Oğuz ve arkadaşlarına, bu önemli araştırmaya Türkiye’yi de katarak, ne durumda olduğumuzu bize gösterdikleri için teşekkür borçluyuz. Sonuçlar hepimiz için ciddi bir uyarı niteliğinde. Kalp krizi ve inmeden sonra hayat kalitesini yükselten ve ömrü uzatan tedavilerin tüm hastalarımıza uygulanabilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın önderliğinde, el birliğiyle sistemli ve çok yönlü bir mücadeleye başlamalıyız. Zengin olsun fakir olsun, kentli olsun köylü olsun, tüm yurttaşlarımızı mutlaka çağdaş tıbbın nimetlerinden yeterince yararlandırmamız gerekir. Yoksa, dünyanın en büyük ekonomileri arasına girmemiz ne işe yarar?
Prof. Dr. E. Murat Tuzcu
- İstanbul kıyılarındaki mikroplastik kirliliğinin boyutu ortaya çıktıİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ceyhun Akarsu:07 Mayıs 2024 Salı 11:08BASIN HABERLERİ
- Dijitalleşen dünyada bağımlılık tehlikesiYeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak:07 Mayıs 2024 Salı 11:08DİĞER HABERLER
- "Türkiye’de Astımlı Hasta Sayısı Artıyor"Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, dünyada yaklaşık 300 milyon insanın astım hastası olduğuna dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof.07 Mayıs 2024 Salı 11:03GÖĞÜS HASTALIKLARI
- Uzmanı Uyardı, Ani Kalp Ritim Bozukluğu Direkt Ölüme Neden OlabiliyorDiyarbakır'da Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mesut Aydın, "Ritim bozukluğu, çarpıntı, nefes darlığı, göğüs ağrısı şeklinde olabileceği gibi bayılma...07 Mayıs 2024 Salı 10:33KARDİYOLOJİ
- Birçok Hastalıktan Ameliyat Olmadan Kurtulmak MümkünHastalıkların teşhis ve tedavisinde tercih edilen girişimsel radyoloji konusunda bilgiler veren Özel Denizli Tekden Hastanesi Tanısal...07 Mayıs 2024 Salı 10:33TIBBİ-RADYASYON ONKOLOJİSİ
- Aydın’da Şap Hastalığına Karşı Aşı ÇağrısıAydın'da 2024 yılı ilkbahar dönemi şap aşılama programı İl Tarım Müdürü İbrahim Altıntaş tarafından uygulandı.07 Mayıs 2024 Salı 10:23BASIN HABERLERİ
- Erzurum-bayburt-gümüşhane Tabip Odası Dr. Furkan Soner Taş’a EmanetGeçtiğimiz hafta sonu yapılan genel kurul ve seçim sonrası Erzurum-Bayburt-Gümüşhane Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanlığına Dr. Furkan Soner Taş...07 Mayıs 2024 Salı 10:08BASIN HABERLERİ
- Gaziantep Şehir Hastanesi’nden Anne Ölümlerini Önleme Konulu Dev SempozyumGaziantep Şehir Hastanesi tarafından Anne Ölümlerini Önleme konulu sempozyum düzenlendi.07 Mayıs 2024 Salı 09:38KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
- İzmir’de İki Aile Çapraz Böbrek Nakliyle Hayata Yeniden Başladıİzmir'de kan grupları uyuşmadığı için eşlerinin böbreğini veremediği Saliha Aslan (54) ile Akil Taka (51), çapraz nakille sağlıklarına kavuştu.07 Mayıs 2024 Salı 09:23DİĞER HABERLER
- Nöroloji Uzmanı Dr. Alnıaçık Anka’daHasta memnuniyeti odaklı sağlık hizmeti vermeye özen gösteren Gaziantep Özel ANKA Hastanesi, hekim kadrosuna uzman isimleri dahil etmeyi sürdürüyor.07 Mayıs 2024 Salı 09:13NÖROLOJİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel