İŞ KAZASINDA TEDAVİ

Türkiye'de her yıl yaklaşık 4 bin 400 çalışan, iş kazaları sebebiyle el, ayak ve bacak gibi uzuvlarını kaybediyor. Mikro cerrahi uzmanı Doç. Dr. Fatih Parmaksızoğlu, devletin bu alana yeteri kadar önem vermemesi sebebiyle çok sayıda işçinin malul hale düştüğünü söylüyor. Ortalama 15 bin TL'lik hastane masrafından kaçan devlet, malulen emekli olan işçiye ömür boyu maaş ödüyor.

Türkiye, iş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda Avrupa'da ilk sırada geliyor. Dünya genelinde ise Brezilya ve Güney Kore'den sonra üçüncü durumda. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verileri uyarınca 2008 yılında Türkiye genelinde 72 bin 963 iş kazası yaşanırken, 865 işçi hayatını kaybetti. Tahminlere göre her yıl yaklaşık 4 bin 400 işçi kazalarda el, ayak ve bacak gibi organlarını kaybediyor. Uzmanlara göre, bu organların önemli bölümü mikro cerrahi uygulamalarıyla kurtarılabilecekken, devletin bu alana yeterli önemi vermemesi sebebiyle işçiler malul hale geliyor. Kurtarılabilecek durumdaki kopmuş veya kesilmiş organlar bu konuda uzmanlaşan tam teşekküllü hastanelerde ortalama 10-15 bin TL'lik ameliyatlarla dikilebiliyor. Ancak devlet, bu faturanın yaklaşık 5 bin lirasını ödüyor. Bu sebeple hastaneler mikro cerrahiye yeterince yatırım yapmıyor. Kopan organı kurtarılamayan hastalar malul duruma düşerek iş hayatından kopuyor.

Türkiye'deki sayılı mikro cerrahi uzmanlarından Medical Park Göztepe Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Parmaksızoğlu, sosyal güvenlik sisteminin aslında bu politika sebebiyle çok büyük zarar ettiğini düşünüyor. İş kazalarına maruz kalan çalışanların ağırlıklı yaş ortalamasının 28 olduğunu belirten Parmaksızoğlu, "Devlet, malulen emekli edilen bu kişilere 40-50 sene aylık ödüyor. Bir kişinin SGK'ya aylık maliyeti emekli maaşı, protez giderleri ve ilaçlarıyla birlikte ortalama 1.000 TL. Ömür boyu toplam maliyet ise 500-600 bin lirayı buluyor. Oysa devlet başta 10-15 bin liralık tedavi masrafını tümüyle karşılasa bu büyük maliyetten kurtulacak." dedi. İş kazalarının ekonomik boyutu yanında fiziksel açıdan yarım hale düşen işçinin tüm hayatını da altüst ettiğine dikkat çekerken, mikro cerrahiyle sadece organın değil, kişinin psikolojisinin de kurtarıldığını kaydetti. Parmaksızoğlu, "Mikro cerrahi teşvik edilirse sakat insan sayısı azalır, bu insanlarda oluşan psikolojik yıkım da önlenir. Kopan organları kurtarılan hastalar iyileşip tekrar üretime döner ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaya devam eder. Ayrıca işletmeler ağır tazminat davalarından, devlet de ağır malul aylığı faturasından kurtulur." açıklamasını yaptı.

Kopan organ, buz torbasıyla taşınmalı

El, ayak ve bacak kopması gibi vakalarda hastanın ve kopan organın en uygun şekilde hastaneye ulaştırılması büyük önem taşıyor. Mikro cerrahi uzmanı Doç. Dr. Fatih Parmaksızoğlu'nun verdiği bilgiye göre bir kaza halinde yaralanan kısım, kanamayı durdurmak için hemen temiz bir bezle kapatılmalı ve mümkün olduğunca yükseğe kaldırılmalı. Su geçirmeyen bir torbaya bol miktarda buz konulup ağzı kapatılmalı. Kopan organ veya vücut parçaları da buz torbasının üzerinde derhal hastaneye ulaştırılmalı. Kopan organ veya parça, buzun içinde değil buz torbasının üzerinde taşınmalı. Aksi halde dikilebilecek durumdaki parça zarar görebiliyor. Uygun şartlarda hastaneye getirilen el-kol, ayak ve bacak gibi üzerinde adale (kas) dokusu bulunan organlar olaydan dört saat sonrasına kadar dikilebiliyor. Kas bulunmayan vücut parçaları ise 12 saate kadar dayanabiliyor. Fatih Parmaksızoğlu, iş kazası riski bulunan işyerlerinde tüm çalışanlara temel ilkyardım eğitimi verilmesi ve sırayla her gün bir işçinin ilkyardımdan sorumlu tutulması gerektiğini sözlerine ekledi.