İSRAİL'İN NEDEN OLDUĞU "ÇEVRESEL NEKBE" FİLİSTİN'E EKOLOJİK YIKIM GETİRDİ
"Nekbe kelimesi, 1948'de Filistinlilerin başına gelen etnik temizlik bağlamında kullanılıyor. O dönem 530 civarında Filistinli topluluk, köy ve kasaba yok edildi, bugün çevre açısından yaşanan felaket de çevresel Nekbe olarak görülebilir"

09 Aralık 2024 Pazartesi 11:13
Beytüllahim Üniversitesi Filistin Enstitüsü Biyoçeşitlilik ve Sürdürülebilirlik Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mazin Qumsiyeh: "Gazze'nin bitki örtüsünde yüzde 64 ila yüzde 75 kayıp saptandı. Bunların arasında zeytin, badem, incir ağaçları ve mevsimsel mahsuller ile yabani bitkiler yer alıyor"
Beytüllahim Üniversitesi Filistin Enstitüsü Biyoçeşitlilik ve Sürdürülebilirlik Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mazin Qumsiyeh, İsrail'in onlarca yıldır süren saldırılarının Filistin topraklarında yol açtığı biyoçeşitlilik kaybını "Çevresel Nekbe" olarak tanımladı.
İsrail'in 7 Ekim 2023’ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de binlerce sivil hayatını kaybederken bölgedeki tahribat, çevre ve halk sağlığı felaketine dönüştü.
Qumsiyeh, "Science for the People (Halk İçin Bilim)" dergisi için hazırladığı "Bir Çevresel Nekbe: İsrail Sömürgesi Altındaki Filistin Çevresi" adlı makalede 1897’de düzenlenen 1. Siyonist Kongresi öncesinde Filistin’de yaklaşık 1300 köy ve kasabanın bulunduğunu ve halkın doğayla uyum içinde yaşam sürdüğünü anlattı.
Makaleye göre bu durum, Avrupalı Yahudilerin kitlesel göçlerle bölgeye gelerek toprak üzerinde hak iddia etmeleri sonrasında radikal biçimde değişmeye başlarken 14 Mayıs 1948’de İsrail devletinin kurulmasıyla bölge halkı zorunlu göçe tabi tutuldu.
15 Mayıs 1948'de başlayan bu yerinden edilme süreci, Filistinliler tarafından "Nekbe" yani "Büyük Felaket" olarak adlandırılıyor. Filistinlilerin bölgeden göç ettirilmesi ve yerine Yahudi nüfusun yerleşmesiyle başlayan süreç, bölgenin doğası ve çevresinde de büyük değişimlere yol açtı.
Avrupalı görünmek için yerel ağaçlar söküldü
Makalede, İsrail devletinin kurulmasının ardından Filistin'in meşe, keçiboynuzu ve alıç gibi yerel ağaçları ve tarımsal üretiminin önemli kısmını kapsayan zeytin, incir ve badem gibi meyve ağaçlarının sistematik şekilde sökülerek yerlerine daha Avrupai görünümlü çam türlerinin dikilmeye başlandığı belirtildi.
Çam ağaçlarının asidik yapraklar dökmesi sonucu dibindeki bitkilerin büyümesine imkan vermemesi, biyoçeşitliliğin azalmasına ve yerel çevre unsurlarında tahribata neden olurken reçineleri nedeniyle çam ağaçlarının hassas olması yangınların sıklaşmasına yol açtı.
Batı Şeria ve Gazze'nin 1967'de İsrail güçlerince işgal edilmesi, İsrail sanayisi için yeni kapılar açarken Batı Şeria'da çalışmalar yürüten birçok şirketin faaliyetleri çevreyi kirletmeye başladı.
Batı Şeria’nın kuzeybatısındaki Tulkarim'de 1987'de pestisit ve gübre üretimi yapmaya başlayan Geshuri başta olmak üzere birçok sanayi kuruluşunun yol açtığı kirlilik sonucu narenciye ağaçları ve üzüm bağları tahrip oldu.
Tarım arazileri, yol projeleriyle yok oldu
Kirliliğin bir diğer boyutunu, Tel Aviv yönetiminin, elektronik atıklar da dahil olmak üzere çöplerini "Yeşil Hat" adı verilen sınır bölgesine yığması oluşturdu. Bu atıklar, çoğunlukla yoksul Filistinliler tarafından çevresel zarara yol açacak şekilde geri dönüştürülürken kıymetli metallerin plastikten ayrılması için plastik parçaların yakılması, kanser ve akciğer hastalıkları dahil ciddi rahatsızlıklara neden oluyor.
İsrail'in, bölgedeki Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler için hayata geçirdiği yol ve altyapı çalışması sırasında yol projelerinin 75 metre yakınındaki ağaçlar ve binalar buldozerlerle yıkıldı. İsraillilerin Batı Şeria'da gasbettiği Filistin topraklarına yapılan yollar için kullanılan ve 2000 yılında 51,2 kilometrekare olan alan, 2023 yılına gelindiğinde ikiye katlandı. Bu araziler, daha önce Filistinliler tarafından tarım veya otlak amacıyla kullanılıyordu.
İsrail işgali, Filistin topraklarında önemli oranda biyolojik çeşitlilik kaybına da neden oldu. Bu kayıp, yıllar önce İsrail'in Ürdün Vadisi'ndeki suların yönünü değiştirmesi ve Filistin köylerini çevreleyen ağaçların yerini monokültür ürünlerinin almasıyla başlarken Batı Şeria'daki ayrım duvarı, insan faaliyetlerini ve hayvan hareketini engelleyerek biyolojik çeşitliliğin kaybını tetikledi.
"Filistin kimliğinin doğayla güçlü bağları var"
Makalenin yazarı Prof. Dr. Mazin Qumsiyeh, çevresel Nekbe olarak adlandırdığı ekolojik yıkımın detaylarını AA muhabiriyle paylaştı.
Filistin topraklarının yer aldığı bölgenin, sahip olduğu zengin biyolojik çeşitlilik dolayısıyla "Bereketli Hilal" şeklinde adlandırıldığını söyleyen Qumsiyeh, bu topraklarda tarımsal üretim geçmişinin binlerce yıl önceye dayandığını kaydetti.
Filistin kimliğinin doğayla güçlü bağlarının bulunduğunu ifade eden Qumsiyeh, "Filistin'deki yerel halklar, geçimlerini sağlamak için balıkçılık yapıyor, kırsal topluluklar keçi, koyun, deve ve eşek yetiştiriyordu. Çiftçiler ise çoğunlukla zeytin, incir, arpa, buğday ve mercimek yetiştiriyordu." dedi.
Bu faaliyetlerin hepsinin doğa ve toprakla doğrudan ilişkisinin bulunduğuna işaret eden Qumsiyeh, İsrail’in bölgeye gelmesiyle başlayan değişimi şöyle anlattı:
"İsrailli yerleşimciler, Filistin'i geldikleri ülkenin şekline sokmaya çalıştı. Siyonistlerin çoğu Avrupa'dan geldi. Bu nedenle Filistin'i de Avrupa’ya benzetmeye çalıştılar. Bölgenin daha çok şehirleşmesini, Avrupalı bitkileri, Avrupalı yemekleri, Avrupalı kültürleri olsun istediler hatta sanki burada çok kar yağıyormuş gibi eğimli, kırmızı çatılı evler yaptılar. Değiştirmeye çalıştıkları ise binlerce yıldır insan, doğa, bitki ve hayvan bileşenleriyle bugüne gelmiş bir bölge."
"Mevcut koşullarda tarım yapmak çok zor"
İsrail tarafından hayata geçirilen uygulamaların bölgedeki çevresel etmenler arasındaki uyumu bozduğunu, 1950’lerde Ürdün Nehri’nin akışının değiştirilmesinin bunun en somut örneği olduğunu vurgulayan Qumsiyeh, "Eskiden Ürdün Nehri’nden yılda 1,35 milyar metreküp su akarken şimdi yılda sadece 20 milyon metreküp su akıyor. Bu, artık bir nehir değil, küçük ve kirli bir dereye dönüştü. Bu durum, nehrin etrafındaki hayvanları, bitkileri ve geçimlerini bunlardan sağlayan insanları yok etti." diye konuştu.
Gazze’deki bitki örtüsü kaybı üzerine yaptıkları çalışmanın ön verilerini paylaşan Qumsiyeh, bitki örtüsünde yüzde 64 ila yüzde 75 kayıp saptandığını, bunların arasında zeytin, badem, incir ağaçları ve mevsimsel mahsuller ile yabani bitkilerin yer aldığını anlattı.
Mevcut koşullar altında tarım yapmanın çok zor olduğunu dile getiren Qumsiyeh, şunları söyledi:
"1948 öncesi Filistinlilerin büyük bir çoğunluğu ya balıkçı ya besici ya da çiftçiydi. Şimdiyse yüzde 4’ten de az bir kesim gelirlerini bu mesleklerden elde ediyor. İsrail, bizi sistematik olarak toprağımızdan ayırıyor. Bazılarımız hala tarım yapmaya çalışıyor ama bu çok zor çünkü toprağımızı, suyumuzu, hareket özgürlüğümüzü, kültürümüzü, yiyeceklerimizi, her şeyimizi çaldılar. Nekbe kelimesi, 1948'de Filistinlilerin başına gelen etnik temizlik bağlamında kullanılıyor. O dönem 530 civarında Filistinli topluluk, köy ve kasaba yok edildi, bugün çevre açısından yaşanan felaket de çevresel Nekbe olarak görülebilir.
Terminoloji ne olursa olsun, bu çok büyük bir sorun. Öte yandan bu sadece Filistin’in değil gezegenin sorunu. Filistin’de ve Lübnan’da olanlar, Türkiye'de, İstanbul'da sizi de etkileyecek çünkü İsrail’in son bir yıldır bu savaş sebebiyle ortaya çıkardığı sera gazı emisyonu, birçok ülkenin toplam yıllık emisyonuna eş değer. Savaş, bir çevre, sağlık, insan hakları ve çevresel adalet sorunudur."
Savaşların ve iklim değişikliğinin etkisiyle bölgede büyük kayıpların yaşanacağı öngörüsünü paylaşan Qumsiyeh, bölgedeki ve dünyadaki sorunlara karşı farkındalığın artırılmasıyla gidişatın değişebileceği değerlendirmesinde bulundu.
Giresun'da sağlık ekiplerinin acil müdahale becerileri test edildiGiresun'da, sağlık ekiplerinin acil müdahale becerilerinin test edildiği eğitim, ölçme ve değerlendirme yarışma düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 20:08SAĞLIK BAKANLIĞI
Çubuk'ta "Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek" programı tanıtıldıAnkara'nın Çubuk ilçesinde "Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek" programı kapsamında bilgilendirme ve farkındalık etkinliği düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 19:13SAĞLIK BAKANLIĞI
Giresun'da "Sağlığa Kulaç At" etkinliğine katılanlar denizde yüzdüGiresun'da sağlıklı yaşama dikkati çekmek için "Sağlığa Kulaç At" etkinliği düzenlendi.04 Aralık 2025 Perşembe 18:51SAĞLIK BAKANLIĞI
Kayseri'de doktorlar tekerlekli sandalyede engelli sporcularla basketbol maçı yaptıKayseri Şehir Hastanesi doktorları, tekerlekli sandalyeye bağlı sporcuları daha iyi anlamak için tekerlekli sandalyede basketbol maçı yaptı.04 Aralık 2025 Perşembe 18:28HEKİMLER
Ani kalp durmalarına karşı üretilen yerli cihaz Ankara'da 25 noktaya yerleştirildiBaşkentte, 25 noktaya yerleştirilen yerli üretim Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) cihazları ani kalp durması vakalarında acil tıbbi personel vakaya müdahale edinceye kadar geçen sürede hayat kurtaracak.04 Aralık 2025 Perşembe 18:08SAĞLIK BAKANLIĞI
Sağlık Bakanı Memişoğlu Kırıkkale'de konuştu:Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Cumhurbaşkanı'mızın söylediği gibi koruyan, geliştiren ve üreten sağlık sistemimizle 'Sağlıklı Türkiye Yüzyılı'nı oluşturmaya çalışıyoruz." dedi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:18SAĞLIK BAKANLIĞI
Kırşehir'de yılın ilk 11 ayında 38 bin 48 vakaya müdahale edildiKırşehir İl Sağlık Müdürü Süleyman Ersoy, ilde 2025 yılının ilk 11 ayında 38 bin 48 vakaya müdahale edildiğini bildirdi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:18SAĞLIK BAKANLIĞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Engelsiz Türkiye Yüzyılı Dünya Engelliler Günü Buluşması'nda konuştu: (3)Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "106'sı Aile Bakanlığımıza bağlı 331'i özel sektöre ait toplam 437 bakım merkezinde 40 bine yakın engelli vatandaşımıza yatılı hizmet sunuyoruz." dedi.04 Aralık 2025 Perşembe 17:13ENGELSİZ HABERLER
Osmaniye'de ani kalp durmalarına karşı kullanılan şok cihazı tanıtıldıOsmaniye'de, Sağlık Bakanlığı ve ASELSAN işbirliğiyle Türk mühendisler tarafından yerli ve milli imkanlarla üretilen Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) şok cihazının tanıtımı yapıldı.04 Aralık 2025 Perşembe 16:43SAĞLIK BAKANLIĞI
İsrail Kamu Savunma Birimi: Filistinli tutuklular ağır sağlık koşulları altında açlığa maruz kalıyorİsrail Adalet Bakanlığı Kamu Savunma Birimi tarafından yayımlanan resmi raporda, İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutukluların şiddetli açlık, kötü muamele ve ağır sağlık koşulları altında tutulduğu belirtildi.04 Aralık 2025 Perşembe 16:38DÜNYADA SAĞLIK
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel










