İZMİR'DE DİZANTERİ UYARISI

İzmir'de, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Kurugöl, son iki günde acil servise getirilen 2-4 yaş arasındaki 3 çocuğa, 'kanlı ishal' (dizanteri) tanısı koyduklarını söyledi. Vakaların, su kesintisinin yaşandığı Bornova ve Karşıyaka'dan gelmesine dikkat çeken Prof. Dr. Kurugöl, 'Sayı yüksek gelmeyebilir ama hastaların merkezden gelmesi açısından önemli, bir salgının ön habercisi olabilir. Halkı uyarmak görevimiz' dedi.

İspanya'da patlak verip önce salatalıktan bulaştığı iddiasıyla başlayıp can alan EHEC salgınının yarattığı korku sürerken, Prof. Dr. Kurugöl önceki gün yüksek ateşle getirilen 4 yaşındaki bir çocuğa 'kanlı ishal' tanısı koyduklarını söyledi. Kanlı ishale bakterilerin, amip ya da EHEC enfeksiyonunun yol açabileceğini, ilk gelen hasta çocukta da EHEC'ten şüphelendiklerini belirten Prof. Dr. Kurugöl, şunları söyledi:

'Laboratuvar tetkikleri sonucunda EHEC olmadığı ortaya çıktı. Bu çocuğumuzda kanlı dizanterinin ardından böbrek yetmezliği gelişti. Ağırdı, atlattı, durumu iyiye gidiyor. Bu vakanın ardından ertesi gün iki küçük çocuk daha aynı şikayetlerle geldi. Yüksek ateşle seyreden kanlı ishal vakalarının İzmir'in merkezinden gelmesi de dikkatimizi çekti. İki vakamız Bornova Mevlana Mahallesi'nden bir vaka Karşıyaka'dan. Birkaç gündür Bornova, Karşıyaka, Menemen bölgelerinde su kesintisi var. Su kesintisi bu tür bağırsak enfeksiyonlarını tetikleyen bir durum, halkın uyarılması gerek. '

Prof. Dr. Karagöl iki çocuğun acil serviste izlendiğini, hayati tehlikelerinin bulunmadığını söyledi. Kanlı ishale EHEC'in yol açıp açmadığının belirlenmesi için laboratuvar tetkiklerinin sürdüğünü kaydeden Kurugöl, bu vakaların Sağlık Bakanılğı'na 'bildirimi zorunlu' hastalıklardan olduğunu kaydetti. Gerekli bildirimin yapıldığını belirten Prof. Dr. Kurugöl şu uyarılarda bulundu:

'EHEC dediğiniz zaman Avrupa'daki salgından dolayı insanlar panikleyebilir. Panik yapmaya gerek yok. Üç vaka olması bir salgın anlamına gelmez ama bir salgının ön habercisi olabilir. Hastalığın çok yüksek ateşle, kramplarla seyretmesi çok ağır şekilde çocuğu yoruyor, hem de ekonomik kayıp yaratıyor. Hekime danışmadan antibiyotik kullanılmamalı. Eğer EHEC ise onda böbrek yetmezliği riskini daha çok artırırsınız. Antibiyotik direnci de söz konusu. Her antibiyotiği kullanmamak lazım. Bu konuda da çocuk uzmanlarının ve çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının önerilerini alarak kullanmakta yarar var. Her önüne geleni, hem antibiyotik hem paraziter ilaçlar kullanmak doğru değil. Panik yapmamak, korunmak önemli. Öncelikle belediyeler en kısa zamanda su kesintisi sorununu çözmeli. Bu dönemde el yıkamaya çok özen göstermek gerekir. Bol su ve sabunla yıkamak gerek. Çiğ sebzeler çok iyi temizlenmeli. Çiğ sebze meyve yerine pişirerek tüketmekte yarar var. İyi pişirmek de önemli. Bakteri etlerden de geçebilir. Etler de iyi pişirilmeli. El yıkama başta olmak üzere hijyene çok dikkat edilmeli.'