MARKETTEN ALDIĞINIZ SÜT, YOĞURT, YUMURTA, TAVUK SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR
Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar: “Yoğurt, süt, beyaz et gibi yiyecekler sayesinde sağlıklı beslendiğimizi zannediyoruz. Ama kimse bilmiyor ki o gıdaların doğal olmayanları sağlığımızı mahvediyor”
03 Kasım 2016 Perşembe 13:42
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar halkı endüstriyel gıdaların zararları konusunda sıklıkla uyaran bir bilim insanı. Dünya gazetesi yazarlarından da olan Dizdar sağlıkla ilgili tüm uyarılarını “Yemezler” (Hayy Kitap) isimli kitabında topladı. Yavuz Dizdar ile kitabı neden yazdığını, sağlıklı beslenme ve sağlıklı kalma adına nelere dikkat etmemiz gerektiğini konuştuk.
Kitabın adı neden “Yemezler”?
Dört yıl önce yoğurdun neden ekşimediğini merak ederek araştırmaya başladım. Sonrasında piliçlerin neden bu kadar hızlı büyüdüğü, kekin nasıl bu kadar uzun süre bozulmadan kalabildiği gibi birçok konuyu araştırdım. Sonuç olarak doğallıktan uzaklaşmış bu endüstriyel ürünlerin yenilebilir olmadığını, sağlığımıza çok büyük zararları olduğunu anladım. Kitapta da bunları yemeyeceğimizi anlattım.
“Endüstriyel işlemler besinlerin bize gerekli olan kısmını yok ediyor”
Endüstriyel ürünler bize steril yani mikroplardan uzak ürünler sunmuyor mu?
Endüstriyel ürünler mikropsuz olmakla övünüyor ama dünyanın en sağlıklı besini olan anne sütü mikroorganizma içeriyor. Hatta oradan aldığımız doğal mikroplar ömrümüz boyunca bağırsak floramızı koruyor. Endüstrinin temel amacı hijyenik süt üretmekse pastörizasyon yeterli. Ama buradaki esas amaç ürünleri rafta uzun süre kalabilecek hale getirip dağıtım sıklığını azaltmak.
Raf ömrü uzayan ürünlerin bize nasıl bir zararı var?
Endüstri, ürünün raf ömrünü uzatabilmek için ürünleri aşırı yüksek sıcaklık (UHT), çok yüksek basınç, homojenizasyon, radyoaktif ışınlama gibi işlemlere tabi tutuyor. Böylece süt, ayran ve yoğurt ekşimiyor, yumurta kokuşmuyor. Ancak bu uygulamalar vücudumuz için
çok gerekli olan süt, yoğurt, yumurta gibi gıdaların besleyici değerini yani faydalandığımız kısmını yok ediyor.
“Çocukları bu gıdalardan uzak tutmak gerekir” diye özellikle uyarıyorsunuz, neden?
Çocuklar gelişebilmek için bu gıdaların besleyici değerine çok daha fazla ihtiyaç duyuyor. Bir de çocuklar tada ve kokuya çok hassas. Doğal gıdalar lezzetli ama işlenmiş gıdaların tadı nötre yakın. Çocuk işlenmiş yoğurdun nötr tadına alışınca damak hafızası gerçek ve sağlıklı olanı kabul etmiyor. Ömrü boyunca işlenmiş gıdaları tercih ediyor. Bu nedenle ailelerin birinci sorumluluğu çocuklarını doğal gıdalara alıştırmak.
Endüstriyel beslenme ile hastalıklar arasında nasıl bir ilişki var?
Endüstriyel beslenme sonucunda özellikle diyabet ve bununla tetiklenen kalp hastalıkları, tiroid ve kalınbağırsak gibi dokuların otoimmün hastalıkları, romatizmal hastalıklar ve kanser artış gösteriyor. Artan diğer sorunlar ise fıtıklar, saç ve tırnak zayıflıkları, eklemlerdeki esneklik. Sağlıklı beslenme alışkanlığını kazanırsak hastalıklarımızın iyileştiğini göreceğiz.
“Bozulabilen, ekşiyebilen ürünler doğaldır ve kilo aldırmaz”
* Vücudun ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanması için en iyi kaynaklar taze sebze ve meyveler, işlemden geçmemiş sütten üretilmiş yoğurt, kefir ya da gerçek boza gibi mayalanmış ürünler; bakliyat, hububat ve doğal beslenmiş hayvanın etidir. Bozulabilen, ekşiyebilen ürünler doğaldır ve kilo aldırmaz.
* İyi yemek tencerede ağır ateşte yavaş pişer. Pekmez ve gerçek boza gıdadan öte deva gibidir, mevsiminde bulunup mevsiminde tüketilmelidir. Dokularımızın tamirinde kolajen içeriğinden dolayı paça çok önemlidir.
* Marketler gıda mezarlıklarıdır. Görüntüsü güzel ama tadı ve besin değeri olmayan meyveler, sebzeler satıyorlar. Ekolojik pazarlar güvenli alışveriş için en uygun ortamlar. Mevsiminde, tadı ve kokusu yerinde olan, bozulabilen meyve-sebzeleri tüketin.
* En iyisi, güvenilir bir kaynaktan alınan açık sütü kaynattıktan sonra 10 dakika kısık ateşte pişirip yoğurt vb. ürünleri bu sütten evde hazırlamaktır. Kışlık bakliyat ve hububat, salça ve yağ mümkünse köyden temin edilmelidir.
* Neyin yenebilir olduğu konusunda hayvanlara bakın. Mesela işlemden geçmiş süt, salam ve sosisi kediler yemez. Evde hazırladığınız bir kek yere döküldüğünde karıncalar yer. Ama endüstriyel kek yere döküldüğünde karıncalar dönüp bakmıyor bile.
* Pekmez ve gerçek boza vücuda ilaç gibi geliyor. Endüstriyel yumurtaların ve sütün ise bir faydası yok.
“20 dakikada pişen bir piliçte antibiyotik vardır”
* Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) içeren yemlerle beslenen hayvanlar kanser oluyor. Bizler de o hayvanları yiyoruz. Bugün sırf böceklenmesin diye nohutun ve mercimeğin bile radyoaktif ışınlamadan geçirildiği söyleniyor. Sosis o kadar çok işlemden geçiriliyor ki tadı kayboluyor Bunu önlemek için tatlandırıcı koyuyorlar. Tatlandırıcılar da rengini değiştiriyor. Onu da içine boya koyarak çözüyorlar. Tüm bunlardan sonra “Kanserli insan sayısı neden hızla artıyor, neden bu kadar küçük yaşta kanser olunuyor?” diyoruz. İnsanlar yoğurt, beyaz et gibi besinler yiyerek sağlıklı beslendiklerini zannediyor. Ama doğal olanlarını tüketmezlerse, sağlıklı zannettiğimiz
o gıdalar sağlığımızı mahvediyor
* GDO’lu gıdalarla beslenen tavuklara hızlı büyüsünler diye antibiyotikler de veriliyor ve bu tavukların tadı saman gibi oluyor.
* 45 günde kesilip “tavuk niyetine” aldığımız piliçlerde ihtiyaç duyduğumuz sülfür gibi içerikler yok. 20 dakikada pişen piliçte antibiyotik vardır, sağlıksızdır. Gerçek tavuk
1.5 saatten önce pişemez, suyunda jöle oluşturur. Piliç gibi, endüstriyel yumurta da ciddi bir sorundur.
“Bir portakalda 20 çeşit tarım ilacı bulundu”
* Fruktoz ile pankreas kanseri ve diyabet ilişkisi güçlü bilimsel delillerle kanıtlandı. Bir sıçana beş gün, yüzde 20’lik fruktoz solüsyonunu içirin, yüzde 100 diyabet oluyor. Hastalık yaptığı bu kadar net olmasına rağmen serbest fruktozlu içecekler meşrubat sanayiinin ana girdisi konumunda. Fruktoz endüstriyel tatlı ürünlerin dışında sosis, ekmek, hamburger köftesi gibi ürünlerde de kullanılıyor.
* Ülkemizde tarım ilaçlarının nasıl ve ne kadar kullanıldığını, ilaçları bize satan şirketler dışında devlet dahil kimse bilmiyor. Geçtiğimiz senelerde üniversitede üç kişi, güvenilir diye bilinen bir marketten aldıkları bir portakaldan birer dilim yedikleri için zehirlendi. Portakalı Adli Tıp’a gönderdik, içinde ve dışında 20 çeşit tarım ilacı artığı bulundu.
METİN UYAR
[email protected]
- Tabela Asıldı, Yakında AçılacakAydın'ın Efeler İlçesinde yapımı süren Şehir Hastanesinin kısa süre sonra açılacağı asılan tabela ile duyuruldu.06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:28ŞEHİR HASTANELERİ (PPP)
- Mardin’de Spor Hekimi Hasta Kabulüne BaşladıMardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzman Spor Hekimliği branşında Ömer Faruk İlicepınar, hasta kabulüne başladı.06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:18HEKİMLER
- Girişimsel Radyoloji İle Birçok Hastalıktan Ameliyatsız Kurtulmak MümkünGirişimsel Radyoloji konusunda bilgiler veren Özel Denizli Tekden Hastanesi Tanısal ve Girişimsel Radyoloji uzmanı Prof.06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:14TIBBİ-RADYASYON ONKOLOJİSİ
- Adana'da 112 Acil Sağlık ekibine saldırıAdana'nın Kozan ilçesinde, hasta yakınının saldırdığı ambulanstaki 2 sağlık görevlisi yaralandı.06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:13BASIN HABERLERİ
- Takibi Ömür Boyu Süren Bu Hastalık İçin Göz Hastalıkları Uzmanından ‘Hayati’ UyarıHalk arasında "sarı nokta hastalığı" olarak bilinen yaşa bağlı makula dejeneresansının, tüm dünyada görme kaybının en önemli nedeni olarak kabul...06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:08GÖZ HASTALIKLARI
- Teknoloji Bağımlılığı Çocukların Fiziksel, Duygusal Ve Sosyal Gelişimlerini Olumsuz EtkiliyorAcıpayam İlçe Sağlık Müdürlüğüne bağlı Acıpayam Sağlıklı Hayat Merkezi Çocuk Gelişimcisi R. Mukaddes Sarıkaya, teknoloji bağımlılığının...06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:05RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
- Türkiye'de "difteri, çocuk felci ve yenidoğan tetanozu" görülmüyorSağlık Bakanlığı verilerine göre, Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında uygulanan aşılamayla 1998'den bu yana çocuk felci, Nisan 2009'dan itibaren yenidoğan tetanozu, 2011'den bu yana difteri vakası görülmüyor. 06 Mayıs 2024 Pazartesi 16:00SAĞLIK BAKANLIĞI
- 1. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu Samsun'da başladıOndokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ev sahipliğinde, 39 ulusal, 6 uluslararası kurum desteği ile gerçekleştirilen "1. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu" Samsun'da başladı.06 Mayıs 2024 Pazartesi 15:43BASIN HABERLERİ
- Karaciğer Kanserlerinde Yeni Teknolojiler Hayat Kurtarıyorİzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorları, kabızlık şikayeti ile başvuran 57 yaşındaki Cengiz Deligül'ün karaciğerindeki tehlikeli kitle...06 Mayıs 2024 Pazartesi 15:33TIBBİ-RADYASYON ONKOLOJİSİ
- Meü’lü Öğrenciler Ulusal Tralli Travma Rallisi’nde Üçüncü OlduMersin Üniversitesi (MEÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencileri, VIII.06 Mayıs 2024 Pazartesi 15:18ÜNİVERSİTELER
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel